Bu şairler çok enteresan adamlardır.
Nereden bulurlar böylesine taşı gediğine koyan, mesleyi yüreğinden yakalayan cinsinden lafları?
Bir toplumda bir şeylerin ters gittiğini, toplumun çivisinin çıktığını, her şeyin tepetaklak olduğunu, renklerin adeta yer değiştirdiğini anlatabilmek için ancak böyle bir cümle kafi gelebilir ve böyle bir cümle de ancak bir şairin dilinden dökülebilir. Yıllar önce merhum Necip Fazıl da yaşadığı dönemin olumsuzluklarını, tersine gidişatını bir iki mısra ile özetlemişti:
"Bülbüllere emir var; lisan öğren vakvaktan
Bahset tarih; balığın tırmandığı kavaktan".
Bütün bunları niçin mi hatırladım? Sayın Adalet Bakanımızın; "Baklava çalan içeride, bankaları hortumlayan dışarıda; bir şey yapamıyoruz" cümlesi üzerine hemen Necip Fazıl'ın nefis mısraları zihnimde canlandı, daha sonra da bir şiir antolojisini karıştırırken Abdurrahim Karakoç'un bir kaç şiirine rastladım. Karakoç; sosyal hayattaki bozulmaları, çözülmeleri, çizilmeleri birebir, hiç bir detayını atlamadan, aynen fotoğraflayan şairlerimizden biridir.
Bir mısraını başlık yaptığımız şiirin adı şöyle; "Kabuktan içe her şeyden hiçe doğru". Belki yıllar önce yazılmış bir şiir ama günümüzün de tıpatıp bir fotoğrafı.
Bu şiiri kesip saklamanızı öneriyorum.
Hasret büyür, çile büyür kin büyür
Dakikalar yıla bağlı... çözemem
Gaflet büyür, şeytan büyür cin büyür
Karınacalar file bağlı... çözemem
Keder sepet sepet dert sandık sandık
Sebepsiz ha bire yakıldık yandık
Ezadan cezadan bıktık usandık
Aşk meyvesi dala bağlı... çözemem
Mamur evler çakallara in oldu
Karganın baykuşun biri bin oldu
Bülbüller yuvadan tedirgin oldu
Atmacalar güle bağlı... çözemem
Ana garip oğlan yetim kız öksüz
Sofra garip ekmek yetim tuz öksüz
Ağız garip, dudak yetim söz öksüz
Zağlı hançer dile bağlı... çözemem
Tarifsiz hile var karada akta
Hakkın sahipleri boğulur hakta
Ceylan akvaryumda balık kavakta
Akbabalar göle bağlı... çözemem
Yokuşa akıyor sular bir tuhaf
Denizler boşalır dolar bir tuhaf
Düğümler bir tuhaf, yular bir tuhaf
Küheylanlar küle bağlı... çözemem
Kader bizi gam küpünde yoğurur
Günler hüzün, aylar hicran doğurur
Eski dostlar gel gel diye çağırır
Ayaklarım yola bağlı... çözemem.
Nereden bulurlar böylesine taşı gediğine koyan, mesleyi yüreğinden yakalayan cinsinden lafları?
Bir toplumda bir şeylerin ters gittiğini, toplumun çivisinin çıktığını, her şeyin tepetaklak olduğunu, renklerin adeta yer değiştirdiğini anlatabilmek için ancak böyle bir cümle kafi gelebilir ve böyle bir cümle de ancak bir şairin dilinden dökülebilir. Yıllar önce merhum Necip Fazıl da yaşadığı dönemin olumsuzluklarını, tersine gidişatını bir iki mısra ile özetlemişti:
"Bülbüllere emir var; lisan öğren vakvaktan
Bahset tarih; balığın tırmandığı kavaktan".
Bütün bunları niçin mi hatırladım? Sayın Adalet Bakanımızın; "Baklava çalan içeride, bankaları hortumlayan dışarıda; bir şey yapamıyoruz" cümlesi üzerine hemen Necip Fazıl'ın nefis mısraları zihnimde canlandı, daha sonra da bir şiir antolojisini karıştırırken Abdurrahim Karakoç'un bir kaç şiirine rastladım. Karakoç; sosyal hayattaki bozulmaları, çözülmeleri, çizilmeleri birebir, hiç bir detayını atlamadan, aynen fotoğraflayan şairlerimizden biridir.
Bir mısraını başlık yaptığımız şiirin adı şöyle; "Kabuktan içe her şeyden hiçe doğru". Belki yıllar önce yazılmış bir şiir ama günümüzün de tıpatıp bir fotoğrafı.
Bu şiiri kesip saklamanızı öneriyorum.
Hasret büyür, çile büyür kin büyür
Dakikalar yıla bağlı... çözemem
Gaflet büyür, şeytan büyür cin büyür
Karınacalar file bağlı... çözemem
Keder sepet sepet dert sandık sandık
Sebepsiz ha bire yakıldık yandık
Ezadan cezadan bıktık usandık
Aşk meyvesi dala bağlı... çözemem
Mamur evler çakallara in oldu
Karganın baykuşun biri bin oldu
Bülbüller yuvadan tedirgin oldu
Atmacalar güle bağlı... çözemem
Ana garip oğlan yetim kız öksüz
Sofra garip ekmek yetim tuz öksüz
Ağız garip, dudak yetim söz öksüz
Zağlı hançer dile bağlı... çözemem
Tarifsiz hile var karada akta
Hakkın sahipleri boğulur hakta
Ceylan akvaryumda balık kavakta
Akbabalar göle bağlı... çözemem
Yokuşa akıyor sular bir tuhaf
Denizler boşalır dolar bir tuhaf
Düğümler bir tuhaf, yular bir tuhaf
Küheylanlar küle bağlı... çözemem
Kader bizi gam küpünde yoğurur
Günler hüzün, aylar hicran doğurur
Eski dostlar gel gel diye çağırır
Ayaklarım yola bağlı... çözemem.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025