Lozan’da, haçlı Avrupa devletleri ısrarla “Kürtleri” azınlık olarak adlandırmak istemişti. Ama “vatan sevgisini imanından” alan M. Kemal, İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta “bu coğrafyada yaşayan (rengi, ırkı ne olursa olsun) tüm Müslümanların kardeş olduğunu, tek millet olduğunu ve bu milletin adının da TÜRK MİLLETİ olduğunu sadece Lozan barış anlaşmasına değil hem tarihe yazdırmış hem de dinden, imandan nasipsizlerin önüne aşılmaz bir duvar olarak koymuştu.
Neden aşılmaz bir duvar? Çünkü Allah ve Resulünün hükmü bu yöndeydi. “Eğer iman ehliyseniz kardeşsiniz.” Kardeşin ayrısı gayrisi olmaz. Bu ayrılığı yapmaya kalkanlar ya imansızdır ya akılsızdır ya da koynunda haç saklayan hainlerdir.
Türkiye karanlığa doğru hızla sürükleniyor. İşe bakın ki, bu coğrafyada, damarlarında Ehl-i Beyt kanı dolaşan Hacı Bektaş-i Veli yaptığı irşat ve yaşadığı hayatla onlarca milleti İslam yaptı. Bu onlarca millet ortak bir isimde buluştu ve adı Türk Milleti oldu. Şimdi dincisi, dinsizi, solcusu, laikçisi, ermeni devşirmesi, Rum azması, AB hayranı, ABD kulu olanlar bu çatıyı yıkmak istiyorlar.
PKK ve onun başı, benim Kürt kardeşlerimi, kundaktaki bebeklerimi öldürerek kendilerince nam saldılar. Şimdi bunlar çıkmış “Kürtlerin haklarını” vereceğiz, diye afkuruyorlar. İşin daha vahimi, bu ülkenin varlığından, birliğinden sorumlu iktidarı bu afkuranlara ha bire kemik atıyor, yem atıyor, alıp kucağında besliyor.
Çıkıyorlar, bu milleti soykırım yapmakla, bu toprakları işgal etmekle, katliamlarla itham ediyorlar. Terörü özgürlük, teröristi kahraman ilan edip, benim askerimi, polisimi aşağılamaya kalkıyorlar. Bunlar kafatasçı olmuyor ama…
Hükümet ve partisi ısrarla “Türk Milleti” kavramını kullanmaktan kaçınıyor. Bu ülkede terör değil Kürt sorunu olduğunu iddia ediyor, Kürt halkının haklarından vs. bahsediyor. Bu hakların verilmesinin kaçınılmazlığından dem vuruyor vs. gibi. Bunlar ırkçı, kafatasçı olmuyor ama…
Adam, dağa genç arkadaşlarının yanına gidiyor, Atatürk’e, Cumhuriyete laf atıyor. Terörist cenazelerinde boy gösteriyor. Bir diğerinin kızı, dayısı, akrabası vs. dağda bu millete karşı savaşırken Meclis’teki yakını, onun haklarını elde etme gayretinde olduğunu iddia ediyor… Bunlar da ırkçı, kafatasçı olmuyor ama…
Fakat Birgül Ayman Güler (CHP vekili) Meclis’te, bu milleti ayrıştıracak bir yasa görüşmelerindeki uzun diyalog sonunda vurguladığı tarihi gerçekle kafatasçı, ırkçı oluyor. Her halde kafasızlar, Sayın vekilin tespitini kıskanmış olacak ki, olmayan kafalarına tas arıyorlar…
Meclis tutanaklarından…
Birgül Ayman Güler; “Burada herhâlde şimdiye kadar böyle konuşmalar duyulmamıştır. BDP Grubundan Sayın Akat’ın yaptığı konuşma kanımızı dondurdu. Sanki başka bir devletin parlamenteriydi, bize “Siz” diye diye inanılmaz şeyler söyledi.
Hasip Kaplan; “Devletin değil, Türkiye’nin parlamenteriyim.”
B. A. Güler; “AKP’nin, Türk ulusunu tarihten silmeye, Türk vatandaşlığını tarihten silmeye dönük olan girişimlerinde BDP’yle nasıl iş birliği yaptıklarını, onun konuşmasında gördük.”
M. Metiner (AKP) “Yok öyle bir şey. Ne alakası var?”
…
B. A. Güler; “Öyle bir şey nasıl yok? Anayasa Uzlaşma Komisyonuna vatandaşlık maddesi için partiniz ne önerdi arkadaşlar? “Türk vatandaşlığını değil, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını öneriyorsunuz… Başbakan, “Türklük ırkçılıktır” diyor.
İhsan Şener (AKP) “Doğru söylüyor.”
B. A. Güler; “Ve biz bunu tarihten sileceğiz” diyor. Burada büyük Türk milleti önünde yemin ettiniz, büyük Türk milleti önünde yemin ettiniz.”
M. Metiner; “Biz ulusalcı değiliz, biz ırkçı değiliz. O Anayasa’yı değiştireceğiz.”
B. A. Güler; “O büyük ulusal parti olarak, tek tek şahıs olarak ihanet ediyorsunuz.”
M. Metiner; “Anayasa’yı size rağmen değiştireceğiz.”
B. A. Güler; “Sosyal demokrasiye “militarizm” demek ha?”
İdris Baluken (BDP) “Sosyalist Enternasyonal’den de kovduracağız; merak etmeyin. Hem burada ulusalcılık yapıp hem dünyada solculuk yapamazsınız.”
B. A. Güler; “Kürt milliyetçiliğini bana “ilericilik” ve “bağımsızcılık” diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz…”
İ. Baluken; “Biz asla milliyetçi değiliz, siz ulusalcısınız, ulusalcısınız!”
B. A. Güler; “Değerli arkadaşlarım, AKP ve BDP iş birliğinin yaptığı şey tektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Türkiye’de, “siz sorununu”, “Türk sorunu” yaptınız.
İ. Baluken; “Sizi, Sosyalist Enternasyonal’den de attıracağız, hiç merak etmeyin.”
S. Sakık; “Vallahi, Türkiye’de, sizin faşist anlayışınız var.”
B. A. Güler; “Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız.”
Milletin Meclis’inde yaşanan diyalog böyle. Milletin birliği, devletin bütünlüğünü savunan Sayın B. A. Güler bir anda kafatasçı, ırkçı, faşist vs oldu.
Bu gerçek söylemler iktidar ve BDP için bulunmaz bir fırsattı. Başbakanından, vekillerine kadar hemen bu haklı çıkışa karşı saldırı başladı. Bunu da anladım. Herkes verilen görevi yapıyor.
***
CHP ve Başkanı ne yapıyor? Asıl soru ve sorun bu?
CHP ve Genel Başkanı, terör ve terörist şovmenliği yapan, Atatürk’e ve bu millete iftira atan vekiline verdiği desteği, gösterdiği genişliği bu haklı vekiline göstermedi. Yani birkez daha gördük (ki, içinde samimi ulusalcılar, Atatürkçüler olmasına rağmen) CHP artık Atatürk’ün partisi değil.
CHP’den bir vekil bu sözlere binaen istifa ediyor. Neden? Kendisi “Kürtmüş” ve bu sözler hakaretmiş.
Bir başka vekil ki, daha cenaze namazlarında “bu kişinin Müslüman olduğuna şahitlik eder misiniz” sorusundan habersiz ve ayrımcılık sayan bir vekil, bu sözleri (nasıl becerdiyse) Alevilikle bağ kurdurup, ‘faşizme hayır’ diyor. Her halde notaları şaşırmış olacak!!!
CHP Genel Başkanı ise “Hiç kimsenin etnik kimliğe dayalı siyaset yapmaya hakkı yoktur. Ayrımcılığı değil beraber olmayı savunmalıyız. Herkesin başımızın üstünde yeri var” diyor.
Başbakan ne diyor? “Böyle muhalefete can kurban”.
Neden aşılmaz bir duvar? Çünkü Allah ve Resulünün hükmü bu yöndeydi. “Eğer iman ehliyseniz kardeşsiniz.” Kardeşin ayrısı gayrisi olmaz. Bu ayrılığı yapmaya kalkanlar ya imansızdır ya akılsızdır ya da koynunda haç saklayan hainlerdir.
Türkiye karanlığa doğru hızla sürükleniyor. İşe bakın ki, bu coğrafyada, damarlarında Ehl-i Beyt kanı dolaşan Hacı Bektaş-i Veli yaptığı irşat ve yaşadığı hayatla onlarca milleti İslam yaptı. Bu onlarca millet ortak bir isimde buluştu ve adı Türk Milleti oldu. Şimdi dincisi, dinsizi, solcusu, laikçisi, ermeni devşirmesi, Rum azması, AB hayranı, ABD kulu olanlar bu çatıyı yıkmak istiyorlar.
PKK ve onun başı, benim Kürt kardeşlerimi, kundaktaki bebeklerimi öldürerek kendilerince nam saldılar. Şimdi bunlar çıkmış “Kürtlerin haklarını” vereceğiz, diye afkuruyorlar. İşin daha vahimi, bu ülkenin varlığından, birliğinden sorumlu iktidarı bu afkuranlara ha bire kemik atıyor, yem atıyor, alıp kucağında besliyor.
Çıkıyorlar, bu milleti soykırım yapmakla, bu toprakları işgal etmekle, katliamlarla itham ediyorlar. Terörü özgürlük, teröristi kahraman ilan edip, benim askerimi, polisimi aşağılamaya kalkıyorlar. Bunlar kafatasçı olmuyor ama…
Hükümet ve partisi ısrarla “Türk Milleti” kavramını kullanmaktan kaçınıyor. Bu ülkede terör değil Kürt sorunu olduğunu iddia ediyor, Kürt halkının haklarından vs. bahsediyor. Bu hakların verilmesinin kaçınılmazlığından dem vuruyor vs. gibi. Bunlar ırkçı, kafatasçı olmuyor ama…
Adam, dağa genç arkadaşlarının yanına gidiyor, Atatürk’e, Cumhuriyete laf atıyor. Terörist cenazelerinde boy gösteriyor. Bir diğerinin kızı, dayısı, akrabası vs. dağda bu millete karşı savaşırken Meclis’teki yakını, onun haklarını elde etme gayretinde olduğunu iddia ediyor… Bunlar da ırkçı, kafatasçı olmuyor ama…
Fakat Birgül Ayman Güler (CHP vekili) Meclis’te, bu milleti ayrıştıracak bir yasa görüşmelerindeki uzun diyalog sonunda vurguladığı tarihi gerçekle kafatasçı, ırkçı oluyor. Her halde kafasızlar, Sayın vekilin tespitini kıskanmış olacak ki, olmayan kafalarına tas arıyorlar…
Meclis tutanaklarından…
Birgül Ayman Güler; “Burada herhâlde şimdiye kadar böyle konuşmalar duyulmamıştır. BDP Grubundan Sayın Akat’ın yaptığı konuşma kanımızı dondurdu. Sanki başka bir devletin parlamenteriydi, bize “Siz” diye diye inanılmaz şeyler söyledi.
Hasip Kaplan; “Devletin değil, Türkiye’nin parlamenteriyim.”
B. A. Güler; “AKP’nin, Türk ulusunu tarihten silmeye, Türk vatandaşlığını tarihten silmeye dönük olan girişimlerinde BDP’yle nasıl iş birliği yaptıklarını, onun konuşmasında gördük.”
M. Metiner (AKP) “Yok öyle bir şey. Ne alakası var?”
…
B. A. Güler; “Öyle bir şey nasıl yok? Anayasa Uzlaşma Komisyonuna vatandaşlık maddesi için partiniz ne önerdi arkadaşlar? “Türk vatandaşlığını değil, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını öneriyorsunuz… Başbakan, “Türklük ırkçılıktır” diyor.
İhsan Şener (AKP) “Doğru söylüyor.”
B. A. Güler; “Ve biz bunu tarihten sileceğiz” diyor. Burada büyük Türk milleti önünde yemin ettiniz, büyük Türk milleti önünde yemin ettiniz.”
M. Metiner; “Biz ulusalcı değiliz, biz ırkçı değiliz. O Anayasa’yı değiştireceğiz.”
B. A. Güler; “O büyük ulusal parti olarak, tek tek şahıs olarak ihanet ediyorsunuz.”
M. Metiner; “Anayasa’yı size rağmen değiştireceğiz.”
B. A. Güler; “Sosyal demokrasiye “militarizm” demek ha?”
İdris Baluken (BDP) “Sosyalist Enternasyonal’den de kovduracağız; merak etmeyin. Hem burada ulusalcılık yapıp hem dünyada solculuk yapamazsınız.”
B. A. Güler; “Kürt milliyetçiliğini bana “ilericilik” ve “bağımsızcılık” diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz…”
İ. Baluken; “Biz asla milliyetçi değiliz, siz ulusalcısınız, ulusalcısınız!”
B. A. Güler; “Değerli arkadaşlarım, AKP ve BDP iş birliğinin yaptığı şey tektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Türkiye’de, “siz sorununu”, “Türk sorunu” yaptınız.
İ. Baluken; “Sizi, Sosyalist Enternasyonal’den de attıracağız, hiç merak etmeyin.”
S. Sakık; “Vallahi, Türkiye’de, sizin faşist anlayışınız var.”
B. A. Güler; “Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız.”
Milletin Meclis’inde yaşanan diyalog böyle. Milletin birliği, devletin bütünlüğünü savunan Sayın B. A. Güler bir anda kafatasçı, ırkçı, faşist vs oldu.
Bu gerçek söylemler iktidar ve BDP için bulunmaz bir fırsattı. Başbakanından, vekillerine kadar hemen bu haklı çıkışa karşı saldırı başladı. Bunu da anladım. Herkes verilen görevi yapıyor.
***
CHP ve Başkanı ne yapıyor? Asıl soru ve sorun bu?
CHP ve Genel Başkanı, terör ve terörist şovmenliği yapan, Atatürk’e ve bu millete iftira atan vekiline verdiği desteği, gösterdiği genişliği bu haklı vekiline göstermedi. Yani birkez daha gördük (ki, içinde samimi ulusalcılar, Atatürkçüler olmasına rağmen) CHP artık Atatürk’ün partisi değil.
CHP’den bir vekil bu sözlere binaen istifa ediyor. Neden? Kendisi “Kürtmüş” ve bu sözler hakaretmiş.
Bir başka vekil ki, daha cenaze namazlarında “bu kişinin Müslüman olduğuna şahitlik eder misiniz” sorusundan habersiz ve ayrımcılık sayan bir vekil, bu sözleri (nasıl becerdiyse) Alevilikle bağ kurdurup, ‘faşizme hayır’ diyor. Her halde notaları şaşırmış olacak!!!
CHP Genel Başkanı ise “Hiç kimsenin etnik kimliğe dayalı siyaset yapmaya hakkı yoktur. Ayrımcılığı değil beraber olmayı savunmalıyız. Herkesin başımızın üstünde yeri var” diyor.
Başbakan ne diyor? “Böyle muhalefete can kurban”.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Büyükşehir yasasını hatırlar mısın? / 27.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025