CHP, Atatürk’ün yörüngesinden çıkmanın bedelini ödüyor
Ey CHP'li kardeşim! Türkiye'nin gündemi ve iktidarın çaresizliği ortadayken ana muhalefet partisi, kendi içinde kavga ediyor. Restleşmeler, istifalar, ihraçlar, açık tehditler, gizli toplantılar vs.
Bu tablo beni çok rahatsız ediyor. CHP'de yaşanılanları benden daha dikkatlice takip ettiğini biliyorum. Eminim ki, sen de çok rahatsız oluyorsundur.
Baksana! CHP dile düştü. AKP ve MHP bile kimin, başkan olması gerektiğini açıklayarak bir nevi dalga geçiyorlar.
Peki, hiç düşündün mü Atatürk'ün kurduğu parti bu hale nasıl geldi? Ve bu durum yeni mi yaşanıyor?
Birincisi bu durum yeni değil. CHP, ne zaman ki Atatürk'ü merkez olmaktan çıkardı, o zaman yörüngesini kaybetti.
O yörünge kaybının tarihini sorarsan 10 Kasım 1938'dir, derim. Buna rağmen sırf Atatürk ismiyle CHP yüzde 20 civarında oy alıyor. Ya Atatürk'ün fikriyle ayakta dursaydı, CHP'nin oyu kaç olurdu?
Alınmaya, kızmaya gerek yok! CHP'nin, Atatürk çizgisinde siyaset yapmadığını ben değil siyasetimize damga vurmuş isimler, akademisyenler, tarihçiler ve fikir insanları 80 yıldır dile getiriyor.
Düşün bir kere! Atatürk'ün partisinde Atatürk ile sorunu olanlar barınabilir mi?
Atatürk'ün partisinde bu milletin inancı ile sorunu olanlar barınabilir mi?
Atatürk'ün partisinde üniter yapımız ve Cumhuriyet ile sorunu olanlar barınabilir mi?
Atatürk'ün partisinde İngilizlerin Kürdistan planının avukatlığını yapanlar barınabilir mi?
Atatürk'ün partisinde 'Türk ve Türk Milleti' kavramlarıyla sorunu olanlar barınabilir mi?
Maalesef barınıyorlar. Hatta köşe başlarını tutmuş vaziyetteler.
Bu gerçek Bay Kemal veya Deniz Baykal dönemlerinde gerçekleşmedi. Çok öncelerde gerçekleşmişti.
Bu noktada Fethullah Gülen'in sahipleri tarafından 24 Ocak 1993 tarihinde alçakça bir suikast ile katledilen merhum Uğur Mumcu'nun 16 Şubat 1971'deki makalesinden bazı kesitler aktarayım:
"Atatürkçülük; Türk Milleti'nin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkarılması amacıyla temel esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere Atatürkçülük denir.
Atatürkçülük; emperyalizmin düşmanıdır, anti–emperyalisttir. Tam bağımsız Türkiye'den yanadır. Özgürlükçüdür. İnsan hakları savunucusudur. Her türlü terörün karşısındadır. Yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıdır…
Atatürkçülük; aşırı sağa ve aşırı sola ödün vermeyen, kişi haysiyet ve onuruna inanan, ulusal, akılcı ve insancıl bir görüştür.
Atatürkçülük; Atatürk'ü bütün yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek, tanıtmaya ve sevdirmeye çalışmaktır.
Başka bir ifadeyle, Atatürk'ün ideolojisini, ülkü ve eserlerini eksiksiz öğrenip tam olarak gerçekleştirmek, yüceltmek ve aynı yoldan Türk Ulusu'nu Çağdaş Uygarlık Düzeyine ulaştırmak için bütün gücümüzle çalışmaktır, diyebiliriz.
Atatürkçülük; siyasi bir öğreti değil, bir dünya görüşüdür. Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun gerçeklerine, gereksinimlerine ve yeteneklerine en uygun gelen, denenmiş başarılı sonuçları alınan bir öğretidir.
Atatürkçülük; herhangi bir yabancı siyasal akım ya da ideoloji ile açıklanamaz. Atatürkçülük, Türk halkının ve Türk yurdunun tabiatından, tarihinden doğmuştur…"
Bu şekilde devam eden yazısının son cümlesi de çok manidardır.
Merhum Uğur Mumcu yazısını şöyle noktalıyordu:
"Acaba günümüz Atatürkçü'lerinden kaç tanesi 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'i Samsun'da karşılamaya giderdi? Kaç tanesi O'nun peşinden Ankara'ya gelirdi? Ve acaba kaç tanesi Galata Köprüsü'nde müttefiklere alkış tutardı?"
Ve bu yazıyı yazdığı yıllarda CHP'nin lideri İsmet İnönü idi.
'Onlar fazla Atatürkçü'
Bugünkü CHP'nin, Atatürk'ün kurduğu parti olmadığını Saadet Partisi Başkanı Temel Bey bizzat Sayın Kemal Beyin yüzüne karşı söylemişti.
Malumunuz 6'lı Masa sık sık toplandığı günlerde BTP'nin masaya çağrısı gündem olmuş ve Temel Bey, Bay Kemal'e, 'Onlar, fazla Atatürkçü' diyerek karşı çıkmıştı.
Demek ki, fikri olarak Atatürk'ün partisi, Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın geçtiğimiz günlerde partililerle buluşmasında yaptığı şu değerlendirme de bunun bir ispatıdır:
"Türkiye'de siyasetçilerin benimsediği bütün fikirler, bu ülkenin kurucu iradesi Atatürk'ün savaştığı fikirlerdir…
Bu dediğimi sakın unutmayın, yabana atmayın; bu ülkede siyasetçilerin benimsediği fikirler Atatürk'ün mücadele ettiği fikirler ve o siyasiler bugün Atatürk'ün kurduğu bu ülkeyi, 'biz yöneteceğiz, biz bu ülkeyi Atatürk ülkesi yapacağız' diye size iddiada bulunuyorlar.
Tamamı yalan söylüyor, tamamı sizi kandırmak istiyor. Bu oyuna gelmeyen, buna kanmayan, bununla mücadele eden tek yapı sizsiniz."
'Ne mutlu Türküm diyene.'
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomeos sessizliği -1- / 16.08.2025
- Halkın iktidarı zenginlerin medarı iftiharı / 15.08.2025