Rahat durmuyorlar! Rahip Santaro cinayetiyle elde edemedikleri Türkiye manzarasını, Hrant Dink cinayetiyle sağlamaya çalıştılar. Dink cinayetiyle de kanlı emellerine ulaşamayanlar şimdi de Malatya'da ellerini kana buladılar.Misyonerlik kitapları basan bir yayınevinde bulunan üç kişi elleri ve ayakları bağlanıp boğazları kesilerek katledildi. Tam bir katliam!Neden Malatya? Neden şimdi? gibi sorulara cinayetin gerçek faillerine ulaşılırsa tam olarak bir cevap vermek ancak mümkün olacaktır. Öncelikle şu gerçeği belirtelim, hiçbir Müslüman'ın böyle bir cinayeti işlemesi de tasvip etmesi de mümkün değildir. Savaşta bile hukuka dikkat eden bir medeniyetin mensupları olduğumuzu lütfen akıldan çıkarmayalım. Hz. Ali yere yatırdığı düşmanını tam öldürmek üzereyken yerdeki adam Hz. Ali'nin yüzüne tükürür. Bunun üzerine Hz. Ali adamı öldürmekten vazgeçer. Adam niçin onu öldürmekten vazgeçtiğini sorunca Hz. Ali, "seninle hesaplaşmam nefsi değildi. Ama sen tükürünce araya nefsim girdi. Seni nefsim için öldürürüm korkusuyla seni öldürmekten vazgeçtim." Adam bu yaklaşım üzerine Müslüman olur.Türk milletinin medeniyet kaynağı Ehli Beyt'in bu anlayışı olduğu için Türk medeniyet anlayışından azıcık nasibini almış hiç kimse haksız yere bir insanı öldürmez/öldüremez. Kaldı ki, cinayeti işleyen gençlerin arkadaşlarının açıklamalarına göre bu gençler Cuma namazı bile kılmayan çocuklarmış. İslami bir yaşantıları olmadığı halde bazı basın yayın kuruluşlarının ısrarla cinayetlerin dini duygularla işlenmiş olduğu yönünde yayın yapmaları amaçlarının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu ortaya koyuyor.Cinayetler şüphesiz büyük bir operasyonun adımları. Ama bir de bu cinayetler üzerinden kalemi çok önceden paraya bağlanmış bazı kalemşorlar kullanılarak yürütülen bir operasyon var ki, bunun şifreleri çözülürse asıl faillere çok daha kolay ulaşılır diye düşünüyorum.Bazı basın mensupları saldırmak istedikleri liderlere ve onların temsil ettiği anlayışlara taarruz için adeta fırsat kolluyorlar. Bulur bulmaz da var güçleriyle harekete geçiyorlar. Bekledikleri saldırı gerekçelerini kendileri organize ediyor da olamazlar mı? Tıpkı ABD'nin 11 Eylül saldırılarını gerekçe göstererek önce Afganistan'ı sonra da Irak'ı işgal etmesi gibi. 11 Eylül saldırılarının ABD içinden organize edildiği konusunda çok önemli belgeler ortaya çıkmıştı. Rahip Santaro, Hrant Dink ve şimdi de Malatya cinayetleri 11 Eylül saldırılarının arka planında bulunan aynı beyinlerden ortaya atılmış operasyonlar pekâlâ olabilir. Basın mensupları eğer bir yerlerden aldıkları paranın verdiği yönlendirmeyle konuşmuyorlarsa bu cinayetleri, Türk milletinin birlik ve beraberliği için mücadele eden, vatanın bölünmesi ve parçalanması konusunda dimdik bir milli duruş ortaya koyan kuvva anlayışına sahip liderlere çamur atmak için hain emellerine alet etmek yerine gerçek faillerin peşine düşerler.Kilise evleri açılmasına yasal ortam hazırlayan, misyonerlere her türlü serbestliği getiren ve Türk gençliğini işsiz, aşsız ve eğitimsiz bırakan işbaşındaki siyasilerin sorumluluklarını bir bir ortaya koyarlar. Bugün dış kaynaklı şer odakları 16-17 yaşlarında Türk gençlerini kullanarak ülkemizi karıştıracak cinayetler işleyebiliyorlarsa bunun sorumlusu bu geçliği sahipsiz bırakan, misyonerlerin kucağına atan işbaşındaki siyasilerdir.Bir yerlerin yönlendirmesiyle kalemlerini satmış olan birtakım kalemşorlar da bu sorumlulukta siyasilerle suç ortağıdırlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024