Deride kuruluk, pullanma, ağrı, sıcak-soğuk duyularının azalmasıyla belirti veren ve çirkin görüntülere neden olması nedeniyle kişiyi toplumdan kaçıran "Cüzam"ın sosyal bir hastalık olduğu belirtildi.
Sadece insan taşıyor
Adana İl Sağlık Müdürlüğü Frengi Lepra Savaş Başkanı Dr. Ercan Gül, "28-31 Ocak Cüzam Haftası" nedeniyle bir konuşma yaptı.
Cüzam basilini sadece insanın taşıdığını, tedavisiz hastaların hapşırma, aksırma ve öksürme ile bol basil çıkararak, bunları yakın temastaki, özellikle de hastalığa yatkın bünyeli kimselere bulaştırdığını belirten Gül, şöyle konuştu:
"Çocukların, çevresindeki tedavisiz ve mikroplu hastalardan hastalığı alma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle cüzamlıların yüzde60'ında hastalık çocuklukta veya erken gençlikte ortaya çıkar. Basil, vücuda girdikten sonra 2-7 yıl gibi uzun bir süreden sonra ilk klinik belirtileri ortaya çıkar."
Hastalık belirtileri ve nedeni
Gül, kötü çevre koşulları ve yetersiz beslenmenin hastalığı tetiklediğini ve bu nedenle cüzamın yoksul hastalığı olarak da bilindiğini belirterek, "Dar konutlarda kalabalık ailelerin kötü şartlar altında uzun süre beraber olmaları da hastalığı etkileyen başka bir olumsuz faktördür" diye konuştu.
Cüzamın önce deride kuruluk, pullanma, ağrı, dokunma-sıcak ve soğuk duyularının azalması veya tamamen yok olması, burun kanamaları, baş ağrıları, deride az veya çok sayıda renk değişiklikleri gibi bir safha ile belirti verdiğini ifade eden Gül, "Deride çirkin görüntülerden olan hastalık, hastayı toplumdan kaçırıyor. Bu nedenle de cüzam sosyal bir hastalıktır" dedi.
Gül, hastalığın ilerleyen dönemlerinde el parmaklarında çekilme vegüçsüzlük, ayaklarda kapanması zor yaralar, kaşlarda dökülmeler, yüzdeaslan yüzü görünümü, burun çökmesi, göz kapaklarının kapanamaması, yüzfelci gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tanısı konan ve tedavisi yapılan hastalar, cüzamı başkalarına bulaştırmaz. Tedavisi yapılan bir cüzam hastası sağlıklı bir kişi ile evlenebilir ve sağlıklı çocuk dünyaya getirebilir. Cüzamlı annenin çocuğuna sütünü vermesi ile almış olduğu ilacın bir kısmının da çocuğageçmesi ile çocuk hastalıktan korunmuş olur."
10 milyon 724 bin 229 cüzam hastası
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Dünya'da 10 milyon 724 bin 229 cüzam hastasının kayıt altına alınarak tedavilerinin yapıldığını ifade eden Gül, Türkiye'de ise bu rakamın 2 bin 600 civarında olduğunu belirterek, "Adana'da da 23'ü kadın olmak üzere toplam 62 kayıtlı hasta var" dedi.
Hastalığın tedavisinde 1940 yılından beri uygulanan ilaçlarla büyük başarı sağlandığını ve böylece hastaların yüzde 99.4'ünün etkin tedavi altına alındığını belirten Gül, Adana'da da bu hastalığa karşı önleyici çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Gül, Adana'daki tüm hastaların tedavilerinin yapıldığını ve periyodik olarak da takip edildiğini sözlerine ekledi.
Sadece insan taşıyor
Adana İl Sağlık Müdürlüğü Frengi Lepra Savaş Başkanı Dr. Ercan Gül, "28-31 Ocak Cüzam Haftası" nedeniyle bir konuşma yaptı.
Cüzam basilini sadece insanın taşıdığını, tedavisiz hastaların hapşırma, aksırma ve öksürme ile bol basil çıkararak, bunları yakın temastaki, özellikle de hastalığa yatkın bünyeli kimselere bulaştırdığını belirten Gül, şöyle konuştu:
"Çocukların, çevresindeki tedavisiz ve mikroplu hastalardan hastalığı alma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle cüzamlıların yüzde60'ında hastalık çocuklukta veya erken gençlikte ortaya çıkar. Basil, vücuda girdikten sonra 2-7 yıl gibi uzun bir süreden sonra ilk klinik belirtileri ortaya çıkar."
Hastalık belirtileri ve nedeni
Gül, kötü çevre koşulları ve yetersiz beslenmenin hastalığı tetiklediğini ve bu nedenle cüzamın yoksul hastalığı olarak da bilindiğini belirterek, "Dar konutlarda kalabalık ailelerin kötü şartlar altında uzun süre beraber olmaları da hastalığı etkileyen başka bir olumsuz faktördür" diye konuştu.
Cüzamın önce deride kuruluk, pullanma, ağrı, dokunma-sıcak ve soğuk duyularının azalması veya tamamen yok olması, burun kanamaları, baş ağrıları, deride az veya çok sayıda renk değişiklikleri gibi bir safha ile belirti verdiğini ifade eden Gül, "Deride çirkin görüntülerden olan hastalık, hastayı toplumdan kaçırıyor. Bu nedenle de cüzam sosyal bir hastalıktır" dedi.
Gül, hastalığın ilerleyen dönemlerinde el parmaklarında çekilme vegüçsüzlük, ayaklarda kapanması zor yaralar, kaşlarda dökülmeler, yüzdeaslan yüzü görünümü, burun çökmesi, göz kapaklarının kapanamaması, yüzfelci gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tanısı konan ve tedavisi yapılan hastalar, cüzamı başkalarına bulaştırmaz. Tedavisi yapılan bir cüzam hastası sağlıklı bir kişi ile evlenebilir ve sağlıklı çocuk dünyaya getirebilir. Cüzamlı annenin çocuğuna sütünü vermesi ile almış olduğu ilacın bir kısmının da çocuğageçmesi ile çocuk hastalıktan korunmuş olur."
10 milyon 724 bin 229 cüzam hastası
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Dünya'da 10 milyon 724 bin 229 cüzam hastasının kayıt altına alınarak tedavilerinin yapıldığını ifade eden Gül, Türkiye'de ise bu rakamın 2 bin 600 civarında olduğunu belirterek, "Adana'da da 23'ü kadın olmak üzere toplam 62 kayıtlı hasta var" dedi.
Hastalığın tedavisinde 1940 yılından beri uygulanan ilaçlarla büyük başarı sağlandığını ve böylece hastaların yüzde 99.4'ünün etkin tedavi altına alındığını belirten Gül, Adana'da da bu hastalığa karşı önleyici çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Gül, Adana'daki tüm hastaların tedavilerinin yapıldığını ve periyodik olarak da takip edildiğini sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.