ABD'de her 500 ile 1.500 çocuktan birinde görülen "Otizm"in önemli bir çocuk ruh sağlığı sorunu olduğu ve Türkiye'de de görülme sıklığının arttığı, bu nedenle çocukların 3 yaşına kadar çok iyi izlenmesi gerektiği belirtildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Avcı, "Bireyin, dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp, kendine özgü iç dünyasında yaşaması" olarak tanımlanan otizmin, kız çocuklarına oranla erkek çocuklarda 45 kat daha fazla görüldüğünü söyledi. Avcı, şöyle konuştu: "Belirtiler, sıklıkla 30 aydan önce başlar. İlk yıllarda tanıya yardım eden belirtilerin, anne babalar tarafından tanınması oldukça zordur. Oysa erken tanı ve erken başlayan tedavi, bozukluğun gidişini çok olumlu yönde etkilemektedir." Otizmin, bebeklikte kucaklaşmaktan kaçınma ve hoşlanmama, gülümseme olmaması ve anne baba sesine yanıt vermeme şeklinde belirti gösterdiğini söyleyen Avcı, "18 aylık olmasına rağmen konuşamayan ya da amaçlı konuşmayan, çevresine ilgisiz, garip oyun alışkanlığı olan çocuklarda otizm şüphesi duyulmalıdır" dedi.
2 yaşında bile okuyabilirler
Prof. Dr. Avcı, otistik bozukluğu olan çocukların yaklaşık yüzde 75'inin işlevsel olarak geri, genel zeka düzeyinden bağımsız olarak bilişsel beceri yelpazesinde dengesizlikler bulunduğuna dikkati çekerek, şunları belirtti:
"Bunun yanı sıra yüksek işlevsel düzeye sahip olan otistik çocuklar, 23 yaşlarında bile okuyabilirler. Ancak, bu okumayı anlamlı olarak kullanamazlar. Bu çocuklar, kendi iç dünyalarında yaşadıklarından TV izlemeye de meraklıdırlar. Bu nedenle klip kanalları başta olmak üzere TV seyretme süresi uzun olan çocuklar, dikkatle izlenmelidir."
Ayşe Avcı, otizm ile ilgili çalışmaların, otistik kişilerin ailelerinde de dil ve bilişsel işlev bozukluklarına sık rastlanıldığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunun yanında otistiklerin ailelerinde ciddi ruhsal bozuklukların görülme oranının normal popülasyondan yüksek olduğu vurgulanmıştır. Otistik bozukluğu olan çocukların kardeşlerinde de bu bozukluğun görülme olasılığı yüksektir ve genel popülasyona göre 50100 kat daha fazla görülebilir." Prof. Dr. Ayşe Avcı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde "Otizm Merkezi" kurulduğunu ve geçen yıl bu merkeze 168 erkek, 31 de otistik kız çocuğunun tedavi için getirildiğini söyledi.
2 yaşında bile okuyabilirler
Prof. Dr. Avcı, otistik bozukluğu olan çocukların yaklaşık yüzde 75'inin işlevsel olarak geri, genel zeka düzeyinden bağımsız olarak bilişsel beceri yelpazesinde dengesizlikler bulunduğuna dikkati çekerek, şunları belirtti:
"Bunun yanı sıra yüksek işlevsel düzeye sahip olan otistik çocuklar, 23 yaşlarında bile okuyabilirler. Ancak, bu okumayı anlamlı olarak kullanamazlar. Bu çocuklar, kendi iç dünyalarında yaşadıklarından TV izlemeye de meraklıdırlar. Bu nedenle klip kanalları başta olmak üzere TV seyretme süresi uzun olan çocuklar, dikkatle izlenmelidir."
Ayşe Avcı, otizm ile ilgili çalışmaların, otistik kişilerin ailelerinde de dil ve bilişsel işlev bozukluklarına sık rastlanıldığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunun yanında otistiklerin ailelerinde ciddi ruhsal bozuklukların görülme oranının normal popülasyondan yüksek olduğu vurgulanmıştır. Otistik bozukluğu olan çocukların kardeşlerinde de bu bozukluğun görülme olasılığı yüksektir ve genel popülasyona göre 50100 kat daha fazla görülebilir." Prof. Dr. Ayşe Avcı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde "Otizm Merkezi" kurulduğunu ve geçen yıl bu merkeze 168 erkek, 31 de otistik kız çocuğunun tedavi için getirildiğini söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.