Dünkü yazımızda Anadolu izlenimlerimizi aktarmıştık.
Çok yakın bir zamanda partileşecek demiyorum, partisini kuracak olan Kuvayı Milliye ekibinin Anadolu çıkarmasına iştirak etmiş, Doğu Anadolu izlenimlerimizi aktarmıştık.
Kuvayı Milliye bir ruhtur, bir fikirdir, bir aksiyondur. Parti sadece aksiyonun siyasete dönük önemli bir parçasıdır. Bu milli aksiyonun fikir ve mana mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, bugün insanımızın yaslanacağı tek adres olmuştur.
Çünkü bugün insanımızın özlemini çektiği günlük ayak oyunlarına, medya tefrikalarına malzeme olan sığ politika değil, yangın yerine dönen ülkenin ateşini söndürecek bir soylu siyaset.
Kültürel, ahlaki, ekonomik, siyasi alanda krizlerden krizlere sürüklenen ülkemizi krizden çıkaracak bir güçlü ele ihtiyaç duymaktadır.
Bugün Türkiye kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi gibi savrulmakta, batan bir gemide kaptan köşkünde kifayetsiz muhterislerin kör dövüşüne sahne olmaktadır.
Bu anlamsız kısır çekişmelere alet olmadan gemiyi sahil-i selamete çıkaracak bir kurtarıcının hasreti çekilmektedir.
Kördüğüme dönüşen ülke meselelerini, Gordiyonun düğümünü çözen İskender gibi çözecek bir otoriteye ihtiyaç var.
Milletimizin özlemini çektiği bu isim, dışardan icazetli, medyanın her gün şişirip şişirip patlattığı baloncuklar olamaz. Zaten ülke eğer bugün dizleri üstüne çökertilmişse bu mandacı kompleksli politikacılar sayesinde olmuştur.
Kendisinden, kendi insanından adeta nefret eden, ikbal ve iktidarı Atlantik ötesinde arayan aidiyetsiz, kimliksiz yapay politika bebeklerinin eseridir bu manzara.
Millet bunun farkında. Şimdi gönlü ile, aklı ile, aksiyonu ile kendini bu millete, bu tarihe, bu coğrafyaya ait hisseden bir büyük gönlü arıyor.
O gönül ki içinde her kesimin kendinden bir parça bulacağı bir büyük ayna olacak...
Teyp gibi medyanın üflediği, Yahudi lobilerinin beslediği yabancı söylemlere değil, milletin gerçek problemlerine gerçek çözümler üretecek projelere sahip kadrolara ihtiyaç var.
Ve bu kadroyu hiç bir menfaat ve rant şebekesinin iğvalarına kaptırmayacak, milletin gözü kulağı olacak bir lidere...
Özetle geniş gönüllü, geniş ufuklu, dirayetli, sabırlı ama bir o kadar da gözü kara bir lidere ihtiyaç var.
Millet bu mihenge vurunca siyaset pazarında arz-ı endam edenler sınıfta kalıyor. Çünkü Ziya Paşa'nın dediği gibi "kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde".
Bu tablo onların eseri. Şimdi millet şaheserini inşa edecek lider olarak çizgisinden sapmayan, duruşu güven veren Prof. Dr. Haydar Baş'ı görüyor.
O ise, "Siz baş olun ben ayak olayım. Milletin soylu yürüyüşü devam etsin" diyor.
Çok yakın bir zamanda partileşecek demiyorum, partisini kuracak olan Kuvayı Milliye ekibinin Anadolu çıkarmasına iştirak etmiş, Doğu Anadolu izlenimlerimizi aktarmıştık.
Kuvayı Milliye bir ruhtur, bir fikirdir, bir aksiyondur. Parti sadece aksiyonun siyasete dönük önemli bir parçasıdır. Bu milli aksiyonun fikir ve mana mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, bugün insanımızın yaslanacağı tek adres olmuştur.
Çünkü bugün insanımızın özlemini çektiği günlük ayak oyunlarına, medya tefrikalarına malzeme olan sığ politika değil, yangın yerine dönen ülkenin ateşini söndürecek bir soylu siyaset.
Kültürel, ahlaki, ekonomik, siyasi alanda krizlerden krizlere sürüklenen ülkemizi krizden çıkaracak bir güçlü ele ihtiyaç duymaktadır.
Bugün Türkiye kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi gibi savrulmakta, batan bir gemide kaptan köşkünde kifayetsiz muhterislerin kör dövüşüne sahne olmaktadır.
Bu anlamsız kısır çekişmelere alet olmadan gemiyi sahil-i selamete çıkaracak bir kurtarıcının hasreti çekilmektedir.
Kördüğüme dönüşen ülke meselelerini, Gordiyonun düğümünü çözen İskender gibi çözecek bir otoriteye ihtiyaç var.
Milletimizin özlemini çektiği bu isim, dışardan icazetli, medyanın her gün şişirip şişirip patlattığı baloncuklar olamaz. Zaten ülke eğer bugün dizleri üstüne çökertilmişse bu mandacı kompleksli politikacılar sayesinde olmuştur.
Kendisinden, kendi insanından adeta nefret eden, ikbal ve iktidarı Atlantik ötesinde arayan aidiyetsiz, kimliksiz yapay politika bebeklerinin eseridir bu manzara.
Millet bunun farkında. Şimdi gönlü ile, aklı ile, aksiyonu ile kendini bu millete, bu tarihe, bu coğrafyaya ait hisseden bir büyük gönlü arıyor.
O gönül ki içinde her kesimin kendinden bir parça bulacağı bir büyük ayna olacak...
Teyp gibi medyanın üflediği, Yahudi lobilerinin beslediği yabancı söylemlere değil, milletin gerçek problemlerine gerçek çözümler üretecek projelere sahip kadrolara ihtiyaç var.
Ve bu kadroyu hiç bir menfaat ve rant şebekesinin iğvalarına kaptırmayacak, milletin gözü kulağı olacak bir lidere...
Özetle geniş gönüllü, geniş ufuklu, dirayetli, sabırlı ama bir o kadar da gözü kara bir lidere ihtiyaç var.
Millet bu mihenge vurunca siyaset pazarında arz-ı endam edenler sınıfta kalıyor. Çünkü Ziya Paşa'nın dediği gibi "kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde".
Bu tablo onların eseri. Şimdi millet şaheserini inşa edecek lider olarak çizgisinden sapmayan, duruşu güven veren Prof. Dr. Haydar Baş'ı görüyor.
O ise, "Siz baş olun ben ayak olayım. Milletin soylu yürüyüşü devam etsin" diyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014