Bağımsız Türkiye Partisi'nin kuruluş amacını anlamak istiyorsak arşivlerimiz bize ciddi yardımcı oluyor. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in geçmiş makalelerine bakıyoruz. Makaleler açıkça Bağımsız Türkiye Partisi'nin nasıl bir mantıkla inşa edildiğini bizlere gösteriyor. Makalelerin özeti şu şekilde;
Biz fundamentalist değiliz. Yani dini kuralları temel alan, toplumsal düzeni dini kurallara uydurmak isteyen, dini kuralların egemen olmasını arzulayan bir yapı değiliz. Biz dindarız inancımızı yaşıyoruz. İnanç insanın gönlünde yaşaması gereken bir olgudur. Bunu kimseye dayatamayacağın gibi dinin içerisinde de hiçbir zaman bu dayatma söz konusu dahi değildir. Bu manada Prof. Dr. Haydar Baş Bey Ehl-i Beyt örneğini veriyor ve diyor ki, "Ehl-i Beyt'in İslam anlayışı ise hakiki kulluğu yaşamaktır. Onlar Yaradan'ın rızasını kazanarak güzel vasıflarla donanmak için dini yaşamışlar ve bulundukları cemiyette insanların yol göstericisi, aydınlatıcısı olmuşlardır."
Hariciler ise dini yaşamaktansa dini bir ideoloji haline getirmişler ve bu ideolojiyle toplumu bölmüşler ve çok fazla kan dökmüşlerdir. Din bir ideoloji değildir ve bu mantıkla yola çıkmak hiçbir zaman topluma fayda vermez.
Bunun yanında biz şovenist de değiliz. Kafatasçı bir mantıkla işi ele almıyoruz. Biz Türk Milliyetçisiyiz. Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü ile de Anayasamızdaki Türk Milleti tanımımızla da bu bir milletin medeniyeti, kültürü, örfü ve inancıdır. Bütün bir medeniyeti bir ve beraber eden Atatürk'ün bakış açısıyla olaya bakıyoruz ve bu manada bir Türk milliyetçisiyiz.
Yine biz mandacı olamayız. Siyasetçi ulusal politikaları benimsemelidir. Bağımsızlık yanlısı olmalıdır. Atatürk'ün çizgisinden gitmek zorundayız. Türk milleti "Onsuz yapamayız" "Onlar olmadan olmaz" gibi mantıklara esir olmuş insanlarla değil "Biz yaparız" "Bizim kudretimiz her şeye yeter" mantığında olan siyasilerle olmalıdır. Milli Ekonomi Modeli şarttır. "Ekonomik bağımsızlık, tam bağımsızlığın esaslı unsurudur. Milli Ekonomi Modeli ile ülkeyi sömürmeyi hedefleyen küresel güçlere karşı topyekün bir mücadele başlatılmalıdır."
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş Bey o dönemde sıkça dile getirilen AB'ye üye olmak fikrinin tam karşısında durmuştur. "AB bir Hıristiyan kulübüdür. Biz onlardan olmadıkça onların bizleri kabul etmesi mümkün değildir" demiştir.
AB demek bağımsızlığa ket vurmak demektir. "Daha güzel şartlarımız var ama şunu yapmak zorundayız" demektir. Bu mantıkla ülkeyi kalkındırmak düşüncesi baştan yanlış olduğu gibi milletin kültürünün, örfünün, inancının bozulmasına da sebep olacaktır. Nitekim FETÖ ılımlı İslam, dinlerarası diyalog projeleri ile hükümetin de AB'ye uyum yasaları çerçevesinde bu konuları desteklemesi ile birçok hassas noktamız zarar görmüştür. Türk Milleti bugün kimlik bunalımı yaşamaktadır.
Son olarak Prof. Dr. Haydar Baş Bey ayrıştırmanın önüne geçen bir siyasetin olması gerektiğini vurguluyor. Millet-Asker düşman edildi. Kürt-Türk düşman edildi. Alevi-Sünni düşman edildi. Dolayısıyla bilinçli bir oyunun tezgahlandığı ortadadır. Biz bunların tamamının bir ve beraber yapılması için mücadele edeceğiz diyor.
Türk siyasi hayatında 20. yılını deviren Bağımsız Türkiye Partisi olaya geniş perspektiften bakabilen, meselelerin sebeplerini tespit eden, sebepleri ortadan kaldıran ve çözümü sunan tek siyasi harekettir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey ile başladığı bu yolculuğu bugün Hüseyin Baş ile devam ettiren BTP, bugünkü söylemlerine bakıldığında da çözümün tek adresi olma özelliğini korumakta.
DEVAM EDECEK…
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022