Ya da eksik bilgilendirilmiş. Erdoğan, Burdur'daki toplu açılış töreninde Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararın gerekçesi hazırlanmadan açıklanmasının doğru olmadığını öne sürerken, AYM Başkanı'nın önceki başkanı, kararları gerekçesi yazılmadan, hızlı bir biçimde açıkladığı için eleştirdiğini oysa şimdi kendisinin de aynı şekilde davrandığını ve bunun dürüstlükle bağdaşmadığını ifade etmiştir. Çok üzüldüğünü ve kırgın olduğunu da eklemiştir.
Ayrıca, Anayasayı korumak benim görevim, yetki sınırlarının dışına kim çıkarsa beni bulur, açıklamasını da yapmıştır. Nihayetinde Anayasayı hatırlamış Erdoğan. Ne var ki, aynı zat korumakla görevli olduğu anayasayı yok sayarak ve de ihlâl ederek, geldiği partinin tarafını tutarak icraatta bulunmuştur. Tarafsızlık vasfını anayasanın açık hükmüne rağmen taşımamıştır.
Üstelik bir anayasal kurum ve en üst yargı mercii olan AYM kararına uymayacağını söyleyerek yargıya meydan okumuştur. Mahkeme kararlarına Yasama, Yürütme ve idare makamları uymak zorundadır (Anayasa, madde:138). Yine Anayasanın 101.maddesiyle başlayan ikinci bölümünde Cumhurbaşkanı, Yürütmenin başına yerleştirildiğinden, sen de mahkeme kararlarına uymak zorundasın. Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan, AYM kararına uymam derken, korumakla görevli olduğu anayasaya karşı gelmektedir.
Cumhurbaşkanının iki yanılgısı vardır:
1) Kendisi anayasayı korumak değil, uygulanmasını gözetmek durumundadır (Anayasa, madde:101).
Anayasayı koruma görevi, hukuk devletini uygulama, Anayasa Mahkemesi'nin yetki alanı içindedir;
Yetki sınırlarını aşan kim olursa olsun Tayyip Erdoğan'ı değil, karşısında Yargı'yı bulur. Dahası AYM, Yüce Divan sıfatıyla Cumhurbaşkanını da yargılama yetkisine sahiptir.
Yetkisini aşan AYM değil, asıl kendisini yargı yerine koyarak ahkâmda bulunan Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisidir.
AYM, Anayasa'nın kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak bireysel başvuruları değerlendirmiş olup Dündar ve Gül'ün yargılandığı 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerine geçmemiş, sınırlarını aşmamıştır. Beraat ya da mahkûmiyete hüküm yetkisi, ilk derece mahkemesi olarak, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne aittir. Bu noktada da Erdoğan anayasayı ihlâl etmiş, AYM kararını eleştirirken tutukluluk kararını kaldıran ve asıl davanın görüldüğü ağır ceza mahkemesini de yönlendirmeye çalışmıştır. Anayasa'ya göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz (madde138, fıkra 2).
2) Erdoğan, AYM kararlarının gerekçesi hazırlanmadan açıklanamayacağını iddia ederken ya kendisine yanlış ve eksik bilgi verilmiş, ya da kendisi kamuoyunu yanıltıcı beyanda bulunmuştur;
Zira:
"Anayasa Mahkemesi kararları" başlığını taşıyan, anayasanın 153.maddesi hükmüne göre, sadece iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. AYM'nin açıkladığı karar iptal kararı olmayıp, hak ihlâline dair tespit kararıdır; bu nedenle de açıklanması için gerekçesinin hazırlanma koşulu yoktur.
Bilgi sahibi olmadan düşünce üretirseniz üzülebilirsiniz ve dahi kırılabilirsiniz.
Belki de, onunla bununla savaş yorgunluğunun dokunaklı resmiydi gördüğümüz.
Ayrıca, Anayasayı korumak benim görevim, yetki sınırlarının dışına kim çıkarsa beni bulur, açıklamasını da yapmıştır. Nihayetinde Anayasayı hatırlamış Erdoğan. Ne var ki, aynı zat korumakla görevli olduğu anayasayı yok sayarak ve de ihlâl ederek, geldiği partinin tarafını tutarak icraatta bulunmuştur. Tarafsızlık vasfını anayasanın açık hükmüne rağmen taşımamıştır.
Üstelik bir anayasal kurum ve en üst yargı mercii olan AYM kararına uymayacağını söyleyerek yargıya meydan okumuştur. Mahkeme kararlarına Yasama, Yürütme ve idare makamları uymak zorundadır (Anayasa, madde:138). Yine Anayasanın 101.maddesiyle başlayan ikinci bölümünde Cumhurbaşkanı, Yürütmenin başına yerleştirildiğinden, sen de mahkeme kararlarına uymak zorundasın. Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan, AYM kararına uymam derken, korumakla görevli olduğu anayasaya karşı gelmektedir.
Cumhurbaşkanının iki yanılgısı vardır:
1) Kendisi anayasayı korumak değil, uygulanmasını gözetmek durumundadır (Anayasa, madde:101).
Anayasayı koruma görevi, hukuk devletini uygulama, Anayasa Mahkemesi'nin yetki alanı içindedir;
Yetki sınırlarını aşan kim olursa olsun Tayyip Erdoğan'ı değil, karşısında Yargı'yı bulur. Dahası AYM, Yüce Divan sıfatıyla Cumhurbaşkanını da yargılama yetkisine sahiptir.
Yetkisini aşan AYM değil, asıl kendisini yargı yerine koyarak ahkâmda bulunan Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisidir.
AYM, Anayasa'nın kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak bireysel başvuruları değerlendirmiş olup Dündar ve Gül'ün yargılandığı 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerine geçmemiş, sınırlarını aşmamıştır. Beraat ya da mahkûmiyete hüküm yetkisi, ilk derece mahkemesi olarak, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne aittir. Bu noktada da Erdoğan anayasayı ihlâl etmiş, AYM kararını eleştirirken tutukluluk kararını kaldıran ve asıl davanın görüldüğü ağır ceza mahkemesini de yönlendirmeye çalışmıştır. Anayasa'ya göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz (madde138, fıkra 2).
2) Erdoğan, AYM kararlarının gerekçesi hazırlanmadan açıklanamayacağını iddia ederken ya kendisine yanlış ve eksik bilgi verilmiş, ya da kendisi kamuoyunu yanıltıcı beyanda bulunmuştur;
Zira:
"Anayasa Mahkemesi kararları" başlığını taşıyan, anayasanın 153.maddesi hükmüne göre, sadece iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. AYM'nin açıkladığı karar iptal kararı olmayıp, hak ihlâline dair tespit kararıdır; bu nedenle de açıklanması için gerekçesinin hazırlanma koşulu yoktur.
Bilgi sahibi olmadan düşünce üretirseniz üzülebilirsiniz ve dahi kırılabilirsiniz.
Belki de, onunla bununla savaş yorgunluğunun dokunaklı resmiydi gördüğümüz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023