15 Temmuz günü, milletin iradesi ve gücü darbe teşebbüsünü engelledi, akamete uğrattı. Atlantik ötesinden dizaynlı ve FETÖ grubu markalı bu kalkışmanın başarısız kılınması, ülkemizi çok önemli bir badireden döndürdü. Siyasetin de birlikte kararlı duruşu önemli bir etken oldu.
Ancak gelecek perspektifimiz ile ilgili kaygıları artıracak gelişmeler de yaşamaya başladık.
Darbeden 3-4 gün sonra NTV'de ve bazı kanallarda yayınlanan görsel ve yazılı fragmanlar dehşet verici idi. Türk bayrağı zemininde yer alan ifadeler şunlardı:
"Ne Mutlu (Türküm, Lazım, Boşnağım, Kürdüm, Zazayım, Gürcüyüm, Çerkezim, Çeçenim, Pomağım, Romanım, Arabım, Süryaniyim, Ermeniyim, Rumum, Arnavutum, Museviyim, Hıristiyanım, Müslümanım, Aleviyim, Sünniyim) diyene?"
Anlaşılan o ki, "Ne Mutlu Türküm Diyene" vecizesi ve anlayışı yerine etnisiteyi ve azınlıkları öne çıkaran, "Türküm" demekten kaçınan ve AB müktesebatının hedeflediği ve dayattığı süreci kolaylaştıran bir şablon geliştirilmek isteniyor.
Devlete -hükümete- darbeden kurtulduk ama medeniyetimize, birlik ruhumuza, Hacı Bektaş'ın Anadolu'da Ehlibeyt mayası ile kardığı "Müslüman Türk" oluşumuna karşı darbe yapılıyor.
36 bin talebesi ile Anadolu'yu karış karış gezerek, İslamlaştıran Hacı Bektaş'ın bu anlayışı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti kurulurken devlet-millet felsefesi olmuş, "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesi ile bir ırk, yani sadece Türk ırkına mensup olanlar değil, Çanakkale ruhunda yaşanan şekliyle Lazı, Çerkezi, Kürdü, Arabı, Türkü, Alevi-Sünnisiyle bu coğrafyadaki tüm halklar kastedilmişti.
Çünkü Atatürk, nüfus mübadelesinde Müslüman unsurları içeri almış, gayrimüslimleri dışarı göndermiştir. Ayrıca Lozan görüşmelerinde Kürtleri azınlık statüsüne koymak isteyen lobilere karşı "Kürtler Müslümandır, azınlık değildirler. Azınlık unsurlar gayrimüslimlerdir" demiştir. Anlaşılan o ki, "Ne Mutlu Türküm" derken Atatürk "Ne Mutlu Müslümanım" demek istemektedir.
Kaldı ki, Türküm diyen hangi halktan olursa olsun Müslüman olduğunu, T.C. vatandaşı olduğunu, ulus devletin, üniter devlet çatısının altında ortak bir kimliği ifade etmiş olur.
"Ne Mutlu Türküm Diyene" dememek için "Ne Mutlu Ermeniyim, Ne Mutlu Rumum, Ne Mutlu Museviyim, Ne Mutlu Hıristiyanım?" demek durumunda kalanlar, vatandaşlıkla elde edilen eşit anayasal hakları ve laiklikle teminat altına alınan din ve vicdan özgürlüğünü görmemezlikten geliyorlar?
Bu coğrafyada farklı inanç ve etnik unsurların asırlardır beraber yaşama kültürünü sağlayan, inancımızdan ve örfümüzden kaynaklı Türk Devlet idare anlayışıdır.
Bugünleri ve yaşanacakları ilmiyle, feraseti ile gören BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, senelerdir Milli Kahramanlar programları ile ve Atatürk'ün Cumhuriyeti Hacı Bektaş dergâhında kurma kararı aldığını ve Ehlibeyt soyundan geldiğini ısrarla vurgulamasının ve Müslüman Türk kimliği üzerinde durmasının hikmetleri ortaya çıkmış oldu.
Ayrıca batılıların parlamentolarında ermeni soykırımı iddialarını görüşüp karar almaları karşısında, bunların kastettiği "Ermenileri katlettiniz değil; gayrimüslim unsurları önce Müslüman yapıp, sonra Türkleştirilmesi, yani Hacı Bektaş'ın anlayışının hayata geçirilmesidir, demişti Haydar Baş Bey?
Bugün kamuoyunun (başımıza yağan bomba, tank mermisi, uçak saldırıları ile) ancak salt bir cemaat yapılanması olmadığını anlarken; ABD ve Vatikan eksenli geniş bir ajan faaliyeti olduğu ilk kez 1998 yılında Haydar Baş ve Kadrosunca tescillenip kendileri ile mücadele edilen FETÖ'nün, Dinlerarası Dialog, Medeniyetler İttifakı Projeleri ve sosyal-kültürel projelerle eğitim kurumlarında ve topluma dönük faaliyetlerde amaçları şunlardır:
1. Muhammed (s.a.v.)'siz bir İslam anlayışını yerleştirmek (gerçek İslam'dan koparmak), itikadımızı ve tevhidimizi temelden dinamitlemek
2. Türk kelimesine açık düşmanlıkla, diğer etnisiteleri öne çıkarmak (örneğin Kürdüm, Lazım derken ırkçılık olmuyor da Türküm dendiğinde ırkçılık olduğu anlayışını hakim kılmak gibi)
3. Atatürk'e ve Cumhuriyete açık düşmanlık yaparak bunu mensuplarına ve topluma yaymak
4. Üniter devlet yapısını yok etmek, ülkeyi kaosa ve iç savaşa sürükleyip bölmek, BOP projesini sürdürmek.
FETÖ'nün mensuplarını yakalayıp cezalandırmak önemlidir. Ama daha önemlisi, FETÖ'nün yüklendiği misyonu ortadan kaldırmaktır.
Bunun için 15 Temmuz gecesi ve sonrası olanları kıyısından köşesinden yansıtmaktan öte, bu örgütün üstlendiği hain misyonu yok etmek, devletimiz, milletimiz, medeniyetimiz ve inancımıza yaptığı bu tür fikri, manevi, siyasi darbeleri ortadan kaldırmaktır. Darbelerin-başarılı olsa da- olumsuz etkileri 10-15 yılda telafi edilebilir. Ancak inanca, medeniyete, kültüre indirilen darbeler yok edicidir, kahredicidir. Telafisi zor ve imkânsızdır.
Bu noktada milletimizin, devletimizin, askerimizin, hükümetimizin Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ferasetine, ilmine, birikimine, öngörü ve çözümlerine daha çok ihtiyacı vardır.
Geliniz, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kulak verelim, bu hain planı boşa çıkaralım ve geleceğimizi O'nunla yeniden sağlam olarak inşa edelim.
Ancak gelecek perspektifimiz ile ilgili kaygıları artıracak gelişmeler de yaşamaya başladık.
Darbeden 3-4 gün sonra NTV'de ve bazı kanallarda yayınlanan görsel ve yazılı fragmanlar dehşet verici idi. Türk bayrağı zemininde yer alan ifadeler şunlardı:
"Ne Mutlu (Türküm, Lazım, Boşnağım, Kürdüm, Zazayım, Gürcüyüm, Çerkezim, Çeçenim, Pomağım, Romanım, Arabım, Süryaniyim, Ermeniyim, Rumum, Arnavutum, Museviyim, Hıristiyanım, Müslümanım, Aleviyim, Sünniyim) diyene?"
Anlaşılan o ki, "Ne Mutlu Türküm Diyene" vecizesi ve anlayışı yerine etnisiteyi ve azınlıkları öne çıkaran, "Türküm" demekten kaçınan ve AB müktesebatının hedeflediği ve dayattığı süreci kolaylaştıran bir şablon geliştirilmek isteniyor.
Devlete -hükümete- darbeden kurtulduk ama medeniyetimize, birlik ruhumuza, Hacı Bektaş'ın Anadolu'da Ehlibeyt mayası ile kardığı "Müslüman Türk" oluşumuna karşı darbe yapılıyor.
36 bin talebesi ile Anadolu'yu karış karış gezerek, İslamlaştıran Hacı Bektaş'ın bu anlayışı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti kurulurken devlet-millet felsefesi olmuş, "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesi ile bir ırk, yani sadece Türk ırkına mensup olanlar değil, Çanakkale ruhunda yaşanan şekliyle Lazı, Çerkezi, Kürdü, Arabı, Türkü, Alevi-Sünnisiyle bu coğrafyadaki tüm halklar kastedilmişti.
Çünkü Atatürk, nüfus mübadelesinde Müslüman unsurları içeri almış, gayrimüslimleri dışarı göndermiştir. Ayrıca Lozan görüşmelerinde Kürtleri azınlık statüsüne koymak isteyen lobilere karşı "Kürtler Müslümandır, azınlık değildirler. Azınlık unsurlar gayrimüslimlerdir" demiştir. Anlaşılan o ki, "Ne Mutlu Türküm" derken Atatürk "Ne Mutlu Müslümanım" demek istemektedir.
Kaldı ki, Türküm diyen hangi halktan olursa olsun Müslüman olduğunu, T.C. vatandaşı olduğunu, ulus devletin, üniter devlet çatısının altında ortak bir kimliği ifade etmiş olur.
"Ne Mutlu Türküm Diyene" dememek için "Ne Mutlu Ermeniyim, Ne Mutlu Rumum, Ne Mutlu Museviyim, Ne Mutlu Hıristiyanım?" demek durumunda kalanlar, vatandaşlıkla elde edilen eşit anayasal hakları ve laiklikle teminat altına alınan din ve vicdan özgürlüğünü görmemezlikten geliyorlar?
Bu coğrafyada farklı inanç ve etnik unsurların asırlardır beraber yaşama kültürünü sağlayan, inancımızdan ve örfümüzden kaynaklı Türk Devlet idare anlayışıdır.
Bugünleri ve yaşanacakları ilmiyle, feraseti ile gören BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, senelerdir Milli Kahramanlar programları ile ve Atatürk'ün Cumhuriyeti Hacı Bektaş dergâhında kurma kararı aldığını ve Ehlibeyt soyundan geldiğini ısrarla vurgulamasının ve Müslüman Türk kimliği üzerinde durmasının hikmetleri ortaya çıkmış oldu.
Ayrıca batılıların parlamentolarında ermeni soykırımı iddialarını görüşüp karar almaları karşısında, bunların kastettiği "Ermenileri katlettiniz değil; gayrimüslim unsurları önce Müslüman yapıp, sonra Türkleştirilmesi, yani Hacı Bektaş'ın anlayışının hayata geçirilmesidir, demişti Haydar Baş Bey?
Bugün kamuoyunun (başımıza yağan bomba, tank mermisi, uçak saldırıları ile) ancak salt bir cemaat yapılanması olmadığını anlarken; ABD ve Vatikan eksenli geniş bir ajan faaliyeti olduğu ilk kez 1998 yılında Haydar Baş ve Kadrosunca tescillenip kendileri ile mücadele edilen FETÖ'nün, Dinlerarası Dialog, Medeniyetler İttifakı Projeleri ve sosyal-kültürel projelerle eğitim kurumlarında ve topluma dönük faaliyetlerde amaçları şunlardır:
1. Muhammed (s.a.v.)'siz bir İslam anlayışını yerleştirmek (gerçek İslam'dan koparmak), itikadımızı ve tevhidimizi temelden dinamitlemek
2. Türk kelimesine açık düşmanlıkla, diğer etnisiteleri öne çıkarmak (örneğin Kürdüm, Lazım derken ırkçılık olmuyor da Türküm dendiğinde ırkçılık olduğu anlayışını hakim kılmak gibi)
3. Atatürk'e ve Cumhuriyete açık düşmanlık yaparak bunu mensuplarına ve topluma yaymak
4. Üniter devlet yapısını yok etmek, ülkeyi kaosa ve iç savaşa sürükleyip bölmek, BOP projesini sürdürmek.
FETÖ'nün mensuplarını yakalayıp cezalandırmak önemlidir. Ama daha önemlisi, FETÖ'nün yüklendiği misyonu ortadan kaldırmaktır.
Bunun için 15 Temmuz gecesi ve sonrası olanları kıyısından köşesinden yansıtmaktan öte, bu örgütün üstlendiği hain misyonu yok etmek, devletimiz, milletimiz, medeniyetimiz ve inancımıza yaptığı bu tür fikri, manevi, siyasi darbeleri ortadan kaldırmaktır. Darbelerin-başarılı olsa da- olumsuz etkileri 10-15 yılda telafi edilebilir. Ancak inanca, medeniyete, kültüre indirilen darbeler yok edicidir, kahredicidir. Telafisi zor ve imkânsızdır.
Bu noktada milletimizin, devletimizin, askerimizin, hükümetimizin Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ferasetine, ilmine, birikimine, öngörü ve çözümlerine daha çok ihtiyacı vardır.
Geliniz, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kulak verelim, bu hain planı boşa çıkaralım ve geleceğimizi O'nunla yeniden sağlam olarak inşa edelim.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019