Her şeyden önce yeni sezonun hayırlı olması dileğiyle bu sezonun ilk yazısını yazmak istiyorum.
İnşallah sakatlıkların olmadığı, insanların kavgalara tutuşmadığı bir sezon yaşarız. Futbolun bir eğlence olduğunu unutmadan ve birbirimizi kırmadan geçen bir sezonun gerçekleşmesini diliyorum.
Trabzonspor teknik direktörü Nenad Bjelica yaz hazırlık döneminde bir maçı 1-0 kazanmaktansa 5-4 kazanmayı tercih ederim demişti.
Bjelica şüphesiz Trabzonspor taraftarı ve futbolseverleri 90 dakika boyunca çoşturacak heyecan dolu bir karşılaşmayı insanları uyutacak bir mücadeleye tercih ederim demek istemişti her halde.
Fakat maçın bitiş düdüğünde gösterdiği sevinç bu açıklaması ile tezat oluşturuyordu. Bjelica sevinçten uçacak haldeydi.
Karşılaşmaya baktığımızda Trabzonspor'un ortaya koyduğu futbolun Bjelica'yı sevinçten uçuracak kadar iyi olmadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
Trabzon karşılaşmaya istekli bir şekilde başladı.
Rakibe baskı yaparak etkili bir oyun oynama arzusu ilk dakikalarda karşılaşma açısından umut vaat etse de bu çok kısa sürdü.
Şöyle bir plan yapılmış gibi gözüküyordu. Ömür 10 numara rolünde ve arkasında 8 numara rolünde Bakasetas ve hemen yanında 6 numara pozisyonunda Kourbelis.
Bu besbelli bilinçli bir plandı ve Bakasetas'ın top alabilmek için gayri ihtiyari geriye gelmesinden kaynaklanmıyordu.
Fakat gelin görün ki futbol bilinçli planlar ve aksiyonlar ile bilinçdışı aksiyon ve hataların birleşmesinden oluşan bir spor.
Üstelik genelde bilinçli planların bir çoğunun işlemediği ve yürüyemediği bir spordur. Yani evdeki hesap çarşıya uymaz.
Bjelica'nın bu organizasyonu da istediği sonucu vermedi. Zira 10 numara pozisyonunda oynayan Ömür bu rolde başarılı değildi.
Hemen arkasında ona destek olmak için o bölgede bulunan Bakasetas da fazla bireysel takılınca ortaya pozisyon açısından kısır ve organize oyundan uzak bir futbol çıktı.
Nitekim karşılaşmanın tek golü de bu devre duran toptan geldi. Golde Denswil'in kafa vuruşunun sertliği bu vuruşa kafa şutu denilmesini haklı çıkarıyor.
Bu yarıdan notlarıma bakınca 20'de Bakasetas'ın bir hücumu heba ettiği yazılı.
Bu dakikada Eren'den pas isteyen Bakasetas pası aldı ama o kadar kötü kontrol ile topa hakim olamadı ki bir hücumu harcadı.
Hemen bir dakika sonra rövaşata ile rakip kalede gol arayan Umut bu fantastik hareketi yapacağına topu aldığı Trezeguet'e pas atabilse Antalyaspor kalesinde daha büyük tehlike olurdu.
Tabii o dengesizlik içinde pas çıkarmak oldukça zor.
İkinci yarı sahada Trabzon'dan eser kalmadı. Karşılaşmanın son yarım saatinde net bir şekilde Antalyaspor'un üstünlüğü vardı.
Yine bu devreden aldığım notlarda 52'de Erdoğan Yeşilyurt'un Uğurcan Çakır ile karşı karşıya kaldığı bir fırsatı gole çevirememesi var.
Hemen öncesi Denswil'in yerde topu Erdal'a kaptırması ile bu pozisyon oluştu.
Bu karşılaşmada son olarak Antalyalı Assombalonga'dan bahsetmek lazım. Böyle futbolcular kafamı karıştırıyor.
Yıllardır futbolun temelinde pasın olduğunu ve futbolun pas ve takım oyunu olduğunu düşünürüm.
Ama gelin görün ki Assombalonga gibi güçlü oyuncular bir maçın kazanılmasında önemli rol oynarlar.
Fizik gücü ile baskı yapan ve rakibinden topu kapıp doğru şekilde oyuna sokan futbolcular da pasör oyuncular kadar önemli.
Assombalonga'nın gücü bu maçta Antalya'ya bir fayda getirmedi ama böyle oyuncuları da değerlendirmek lazım.
Malum meltem hafif bir rüzgar. Dün Trabzon meltem olarak dahi esemedi. Fakat yine de maçı kazanmasını bilmesi önemliydi.
Daha ligin başı. Eksikler giderilip önemli oyuncular form tutacaktır. Mühim olan bu dönemi en az kayıpla kapamak.
İnşallah sakatlıkların olmadığı, insanların kavgalara tutuşmadığı bir sezon yaşarız. Futbolun bir eğlence olduğunu unutmadan ve birbirimizi kırmadan geçen bir sezonun gerçekleşmesini diliyorum.
Trabzonspor teknik direktörü Nenad Bjelica yaz hazırlık döneminde bir maçı 1-0 kazanmaktansa 5-4 kazanmayı tercih ederim demişti.
Bjelica şüphesiz Trabzonspor taraftarı ve futbolseverleri 90 dakika boyunca çoşturacak heyecan dolu bir karşılaşmayı insanları uyutacak bir mücadeleye tercih ederim demek istemişti her halde.
Fakat maçın bitiş düdüğünde gösterdiği sevinç bu açıklaması ile tezat oluşturuyordu. Bjelica sevinçten uçacak haldeydi.
Karşılaşmaya baktığımızda Trabzonspor'un ortaya koyduğu futbolun Bjelica'yı sevinçten uçuracak kadar iyi olmadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
Trabzon karşılaşmaya istekli bir şekilde başladı.
Rakibe baskı yaparak etkili bir oyun oynama arzusu ilk dakikalarda karşılaşma açısından umut vaat etse de bu çok kısa sürdü.
Şöyle bir plan yapılmış gibi gözüküyordu. Ömür 10 numara rolünde ve arkasında 8 numara rolünde Bakasetas ve hemen yanında 6 numara pozisyonunda Kourbelis.
Bu besbelli bilinçli bir plandı ve Bakasetas'ın top alabilmek için gayri ihtiyari geriye gelmesinden kaynaklanmıyordu.
Fakat gelin görün ki futbol bilinçli planlar ve aksiyonlar ile bilinçdışı aksiyon ve hataların birleşmesinden oluşan bir spor.
Üstelik genelde bilinçli planların bir çoğunun işlemediği ve yürüyemediği bir spordur. Yani evdeki hesap çarşıya uymaz.
Bjelica'nın bu organizasyonu da istediği sonucu vermedi. Zira 10 numara pozisyonunda oynayan Ömür bu rolde başarılı değildi.
Hemen arkasında ona destek olmak için o bölgede bulunan Bakasetas da fazla bireysel takılınca ortaya pozisyon açısından kısır ve organize oyundan uzak bir futbol çıktı.
Nitekim karşılaşmanın tek golü de bu devre duran toptan geldi. Golde Denswil'in kafa vuruşunun sertliği bu vuruşa kafa şutu denilmesini haklı çıkarıyor.
Bu yarıdan notlarıma bakınca 20'de Bakasetas'ın bir hücumu heba ettiği yazılı.
Bu dakikada Eren'den pas isteyen Bakasetas pası aldı ama o kadar kötü kontrol ile topa hakim olamadı ki bir hücumu harcadı.
Hemen bir dakika sonra rövaşata ile rakip kalede gol arayan Umut bu fantastik hareketi yapacağına topu aldığı Trezeguet'e pas atabilse Antalyaspor kalesinde daha büyük tehlike olurdu.
Tabii o dengesizlik içinde pas çıkarmak oldukça zor.
İkinci yarı sahada Trabzon'dan eser kalmadı. Karşılaşmanın son yarım saatinde net bir şekilde Antalyaspor'un üstünlüğü vardı.
Yine bu devreden aldığım notlarda 52'de Erdoğan Yeşilyurt'un Uğurcan Çakır ile karşı karşıya kaldığı bir fırsatı gole çevirememesi var.
Hemen öncesi Denswil'in yerde topu Erdal'a kaptırması ile bu pozisyon oluştu.
Bu karşılaşmada son olarak Antalyalı Assombalonga'dan bahsetmek lazım. Böyle futbolcular kafamı karıştırıyor.
Yıllardır futbolun temelinde pasın olduğunu ve futbolun pas ve takım oyunu olduğunu düşünürüm.
Ama gelin görün ki Assombalonga gibi güçlü oyuncular bir maçın kazanılmasında önemli rol oynarlar.
Fizik gücü ile baskı yapan ve rakibinden topu kapıp doğru şekilde oyuna sokan futbolcular da pasör oyuncular kadar önemli.
Assombalonga'nın gücü bu maçta Antalya'ya bir fayda getirmedi ama böyle oyuncuları da değerlendirmek lazım.
Malum meltem hafif bir rüzgar. Dün Trabzon meltem olarak dahi esemedi. Fakat yine de maçı kazanmasını bilmesi önemliydi.
Daha ligin başı. Eksikler giderilip önemli oyuncular form tutacaktır. Mühim olan bu dönemi en az kayıpla kapamak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025