Herkes 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarını tartışmaya devam ediyor. Kesilen elektrikler, erkenden açıklanan sonuçlar, mükerrer oylar derken konuşulup duruyor. Hoşumuza gitse de gitmese de şu değiştiremeyeceğimiz bir gerçek ki Türk halkının büyük bir kesimi oyunu AKP'den yana kullandı. Bunun ne kadarı haksız oydur bilemeyiz ama % 50'lik bir oy oranının hepsi de çalıntı olamayacağına göre AKP halkın oylarıyla birinci parti oldu. Açlık sınırının bile altında yaşayan milyonlarca insanımız o gece sabahlara kadar sokaklarda kutlama yaptı. Niye bu kadar sevindiklerini anlamak gerçekten mümkün değil. İnsan hiç 4 yıl daha sürünmeye devam edeceğim diye kutlama yapar mı? Reyhanlı'da, Soma'da ve Suruç'ta AKP fark attı. İnsan hiç ocağımıza incir ağacı diktiler, aynen devam etsinler, der mi? İnsan hakikaten diyecek söz bulamıyor. Eski Yunan filozoflarından Sokrat'a göre herkes devlet yönetimine karışırsa çoğunluğun aklıyla "rastgele" kararlar alınma riski vardı.Eflatun, demokrasilerde değerlerin aşındığını, halkın duygularına kapılıp aşırılıklara kaçarak, savaş gibi çok önemli konularda bile yanlış kararlar verebildiğini söylüyordu. Devlet isimli eserinde, "Bir panayırdır demokrasi, beğen beğendiğini al. Ahlâki değerlere kimse aldırış etmez. Demokrasilerde hiçe sayılır bütün bunlar. Kendimize halkın dostu dedirtmek yeter. Saygısızlık nezaket olur; kargaşa hürriyet; israf cömertlik; yüzsüzlük de yiğitlik" demişti.Aristo; "Demokrasi, insanların sayı çoğunluğuna dayanarak dilediğini yapmalarından başka bir şey değildir" diyordu.Bu noktada insan 'acaba bize millet olarak demokrasi fazla mı geliyor?' diye sorgulamadan edemiyor. Kimseyi küçümsemek için söylemiyoruz yanlış anlaşılmasın. Ama insan bu durum karşısında mantıklı bir açıklama arıyor haliyle. Yoksa niyetimiz insanları zenginliğine fakirliğine ya da eğitimine, mesleğine göre değerlendirmek değil asla. Bizim ölçümüz peygamberi ölçüdür. Üstünlük takvadadır ölçüsüdür. Ama bu pencereden bakınca da gördüğümüzün maalesef ki imani bir problem olduğu tesbitini de yapmadan geçemeyeceğiz. İslam tarihindeki örneklerin aynısıdır çünkü içinde bulunduğumuz durum. Doğrunun ne olduğunu bilip işimize gelmediği için aksini yapmanın başka bir örneğidir. Gücün, güçlü görünenin tarafını seçmektir. Peygamber Efendimize risaletten önce "Muhammed'ül-Emin" diyenler, onları imana davet ettiğinde yalancılıkla, atalarının dinine ihanetle suçlamadılar mı? Kûfe halkı Kerbela'da Hz. Hüseyin'in arkasında Cuma namazı kılıp ondan sonra da onu ve yarenlerini binbir işkenceyle katletmediler mi? Onun haklı olduğunu bile bile imanları buna yetmediği için yanında duramadılar. İslam adına, İslam halifesi dedikleri Yezid adına peygamber torununu katlettiler. Ey Türk Halkı!Siz de hükümetin bunca yıldır yanlışlarını göre göre, bile bile yine gidip oyunuzu verdiniz. Vatanı sattılar demediniz, soydular, çaldılar demediniz, bizi fakirliğe mahkûm ettiler demediniz, dini, milli, manevi bütün değerlerimizle oynadılar demediniz, yine seçtiniz onları. Boşu boşuna bunca can gitti demediniz. İslam adına fetvalarla oy verdiniz. İsrail'le işbirliği yapanların başarısını kutlarken 'Vur vur inlesin, İsrail dinlesin!' diye de slogan attınız üstelik. Çünkü imanınız yetmedi yanlışın karşısında durmaya. Çünkü bir Kûfeli'nin dediği gibi 'Ali haklı ama neylersin ki Muaviye'nin bazlaması yağlı' dediniz. O zaman bizden de günah gitti. Şimdi katlanın bakalım sonuçlarına ama şunu iyi bilin ki hesap günü sandığınızdan daha yakın?
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020