Yaradan insanlara akıl vermiş.
Gönderdiği kitapta ilk emir 'OKU'…
Okumak ve yazma kbir medeniyet göstergesi… Gezici köy öğretmenlerinin zaman mekan gözetmeksizin insanları aydınlatmak için devlet görevlisi olarak kar, yağmur, çamur demeden görev yaptıkları dönem henüz unutulmadı. Köy Enstitüleri bile bugün konuşulmasına rağmen benzeri bir uygulama başlamadı. Köy okulları kapanıp, taşımalı sisteme geçildiğinden beri pek çok köy; önce okulsuz, sonra bayraksız ve Milli Bayramlarda törensiz kaldı. Tabii, İstiklal Marşı'nın kıtaları da unutuluyor.
Akıl danışacak olan okuldaki öğretmen hanıma veya öğretmen beye müracaat eder; ondan tavsiye alırlardı. Verilen akla uymasalar bile dinlerlerdi. Şimdi kime danışıyorlar dersiniz? Tüm köylerde ebe var mı? Tüm köylerde basit bir rahatsızlıkta müdahale edilecek sağlık ocağı var mı? Öyle köyler var ki, yolu yok…
Yıllar önce Marmara'nın şirin bir ilçesi olan eski ismi Kios, yeni adı ile Gemlik'te evlerin önüne tekneler bağlanır, balığa çıkılır. Hatta bazı evlerin altındaki hangarlara çekilirlerdi. Gemlik'ten öteye Kumluk sahiline inilir, daha ileride Bursa'nın dört Ali'sinden biri olan Karacaali eskinin sahil sonu olarak bilinirdi.
Gemlik'ten sonra zeytinliklere giden toprak bir at arabası yolu vardı. İhtiyaçlar genellikle tekneler ile denizden balıkçı tekneleri ile taşınır, gündüz büyük sandallardan atılan ağlar, gece karaya çekilirdi. Körfez'deki balık bolluğunu anlatamam. Hele bir karidesler çıkardı ki, tadı ve boyutları ile çok özeldi.
Sonrasında her şey azaldı. Bir gün geldi dip balıkları dışında gezgin balıklar Körfez'e uğramaz oldu. Eski palamutlar, zarganalar, barbunlar, lüferler kayboldu. Bir de baktık ki elimizde, yüzüne bakmadığımız; cıva bakımından zengin çıplak mezgitten başka bir şey kalmamış…
Önce İznik Gölü'nün kerevitleri, yayınları yok oldu. Sazanların cinsi değişti, İsrail menşeili canavar sazanlar yakalanmaya başladı. İlik balıkları, pavuryalar, yengeçler yok oldu. Gölün sodalı suyu karardı. Bir zamanlar yarışlar yapılırken teknelerin beyaz gövdeleri ve yelkenleri beyazın en temiz tonlarına döner, su boşaltmakta kullanılan çamçaklar ile gölün suyu susayanlarca içilirdi.
Sonra bir gün gölü neyin kirlettiğine, ürünlerin neden yok olduğuna bakmak aklımıza geldi. Gördük ki, göle bağlantısı olan tüm dereler fabrika atıkları ve tarım ilaçları ile kirleniyor, toplu balık ölümleri görülüyordu. Suçu köylerden ve civardan derelere karışan evsel atıklara yıkmaya çalıştılar. Oysa zaman içinde evsel atıkların en tehlikesizi olduğu ortaya çıktı. Çünkü bakteriler evsel atıkları yiyor ve gaz haline çevirerek havaya karışıyordu. Kimyasallar ise yok olmuyor, aksine karıştığı bölgede suyun etkisi ile çoğalıyordu.
Yine bir defasında Karacabey boğazından Marmara'ya dökülen Koca dereyi Airbot ile dolaşırken Nilüferin kollarının ne kadar kirli aktığına, koca depolara sahip tankerlerin kirli sularını nasıl görünmez bir köşeden deşarj ettiklerine şahit olduk. Koca derenin suya karıştığı yerdeki kirlilik Mudanya ve Gemlik Körfezi'ne doğru adeta kalemle çizilmişçesine ayrılıyordu.
Marmara Denizi'nde başlayan kirliliği kapalı kapılar ardında kamuoyundan gizleyerek tartışan belediyelerin tercihlerini, atık sularını Marmara'ya bırakan sanayi tesislerinden yana kullandıkları, "Bizden sonra tufan" diyerek görev yaptıkları bir gerçek.
Yıllar önce Tuna Nehri'nin döküldüğü noktadan başlayan atık haritası, sadece Karadeniz kıyılarını değil, bugün Ayvalık, Aliağa, İzmir gibi bölgelere kadar genişlemiş durumda. Akdeniz kıyıları da kendi yok oluşunu yaratıyor.
Çevreciler 2050 yılında okyanuslarda balıktan çok naylon olacağının müjdesini verirken daha fazla geç olmadan tedbir alınmasını istemekte haklılar.
Denizlerimiz Salya-Sümük ağlarken; fırtınalar, hortumlar ve zamansız su baskınları ile sesini duyurmaya, çığlık çığlığa bağırmaya devam ediyor…
Biz de üç maymunu oynamaya devam ediyoruz.
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023
- Çocuk! / 05.11.2023
- Deprem gerçeği / 01.11.2023
- Cumhuriyet anlayışı / 28.10.2023