Irak'ın güneyinde Necef merkezli sürdürülen kapsamlı direniş, Amerikan işgal yönetimini zora soktu.
Sünni ekseninde hemen hergün zayiat veren işgal güçleri, Şii bölgelerde de kan kaybetmeyi sürdürüyor.
Necef kentinde Hz. Ali Türbesi çevresinde konuşlanarak kendilerini korumaya alan Şiiler'e yönelik havadan ve karadan vuruşlar başladı. Bir taraf türbeyi koruyor, diğer taraf o türbeyi hedef tahtasına koyuyor.
Türbeyi dört koldan saran ve mimari yapısına saldıran tank vuruşları ve hava saldırılarına komşu ülkelerden sert tepki geldi.
Bu tepkiler, resmi ağızlardan çok dini söylevli kurumlarca verildi.
İran başta olmak üzere Şii toplumlar, kutsal olarak gördükleri bu dini yapının zarar görmesinden huzursuzlar.
Gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine dini duyarlılığa sahip tüm Müslümanlar işgalcileri protesto ettiler. Protesto ve yürüyüşe binlerce insan katıldı.
Iraklı Şiiler'e ülkenin hem kuzeyinden hem de orta kesimlerinden büyük destek var.
Mukteda El Sadr yanlıları işgalci güçlere karşı koymak için ve kutsal türbenin içinde ölmek için can atmaktalar.
Karşı karşıya bulundukları durumu Kerbela sendromuyla özdeşleştiren Şiiler, kanlarının son damlasına kadar mücadele edeceklerini duyurdular. Sadr da son konuşmasında buna benzer bir slogan kullandı.
İngiliz ve Amerikan yönetimi, Sadr'a karşı Londra'da tedavi gören Ayetullah Ali Sistaniyi apar topar Kuveyt ve Basra üzerinden Necef'e getirttiler.
Çareyi Sistani'de gören işgalciler farklı bir tarz ve şiiler arasındaki ayrık politikalardan istifade etmeyi düşünüyorlar.
70 yaşını devirmiş güçlü bir lideri 30'lu yaşlardaki Sadr'a karşı koz olarak kullanacak olan İngiliz-Amerikan senaryosunun ne derece tutacağı tam kestirilemiyor.
Necef'te anlaşma sağlanır gibi bir tablo ve söylenti ortaya çıksa da bu direniş burada bitecek gibi değil.
Şiiler veya Sünniler veyahutta
Araplar...
İşgalin dramı sürdükçe direniş daha farklı alanlarda filizlenerek gelişeçek.
İşgalin ilk günlerinde Şiiler'e bel bağlayan işgal güçleri Şiiler ile yaka yakaya, kan kana mücadeye başladılar.
Şii direniş artarken İran'daki etkin Şii kitle ne yapıyor?
Suriye ve Türkiye gibi komşu ülkeler yanısıra Azerbaycan ve Özbekistan'a kadar etki alanına sahip Şii unsurlar neredeler?
Peki; Araplar adına diplomatik savaş verdiği ve Filistin davasını savunucusu olduğu söylenen Arap Birliği nerede?
Ya Sekreterliğini binbir ümitle aldığımız İslam Konferansı Örgütü nerelerde?
Şiiler Irak'ın güneyinde kurtuluş mücadelesi verirken,diğer İslami kurum ve kuruluşlar ne yapmaktalar...?
Irak sadece Sadr'ın savunduğu bir cephe değil.
O cephede hem bir demokrasi hem de bir İslam mücadelesi veriliyor.
Bu böyle bilinip buna göre hareket edilmeli
Sünni ekseninde hemen hergün zayiat veren işgal güçleri, Şii bölgelerde de kan kaybetmeyi sürdürüyor.
Necef kentinde Hz. Ali Türbesi çevresinde konuşlanarak kendilerini korumaya alan Şiiler'e yönelik havadan ve karadan vuruşlar başladı. Bir taraf türbeyi koruyor, diğer taraf o türbeyi hedef tahtasına koyuyor.
Türbeyi dört koldan saran ve mimari yapısına saldıran tank vuruşları ve hava saldırılarına komşu ülkelerden sert tepki geldi.
Bu tepkiler, resmi ağızlardan çok dini söylevli kurumlarca verildi.
İran başta olmak üzere Şii toplumlar, kutsal olarak gördükleri bu dini yapının zarar görmesinden huzursuzlar.
Gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine dini duyarlılığa sahip tüm Müslümanlar işgalcileri protesto ettiler. Protesto ve yürüyüşe binlerce insan katıldı.
Iraklı Şiiler'e ülkenin hem kuzeyinden hem de orta kesimlerinden büyük destek var.
Mukteda El Sadr yanlıları işgalci güçlere karşı koymak için ve kutsal türbenin içinde ölmek için can atmaktalar.
Karşı karşıya bulundukları durumu Kerbela sendromuyla özdeşleştiren Şiiler, kanlarının son damlasına kadar mücadele edeceklerini duyurdular. Sadr da son konuşmasında buna benzer bir slogan kullandı.
İngiliz ve Amerikan yönetimi, Sadr'a karşı Londra'da tedavi gören Ayetullah Ali Sistaniyi apar topar Kuveyt ve Basra üzerinden Necef'e getirttiler.
Çareyi Sistani'de gören işgalciler farklı bir tarz ve şiiler arasındaki ayrık politikalardan istifade etmeyi düşünüyorlar.
70 yaşını devirmiş güçlü bir lideri 30'lu yaşlardaki Sadr'a karşı koz olarak kullanacak olan İngiliz-Amerikan senaryosunun ne derece tutacağı tam kestirilemiyor.
Necef'te anlaşma sağlanır gibi bir tablo ve söylenti ortaya çıksa da bu direniş burada bitecek gibi değil.
Şiiler veya Sünniler veyahutta
Araplar...
İşgalin dramı sürdükçe direniş daha farklı alanlarda filizlenerek gelişeçek.
İşgalin ilk günlerinde Şiiler'e bel bağlayan işgal güçleri Şiiler ile yaka yakaya, kan kana mücadeye başladılar.
Şii direniş artarken İran'daki etkin Şii kitle ne yapıyor?
Suriye ve Türkiye gibi komşu ülkeler yanısıra Azerbaycan ve Özbekistan'a kadar etki alanına sahip Şii unsurlar neredeler?
Peki; Araplar adına diplomatik savaş verdiği ve Filistin davasını savunucusu olduğu söylenen Arap Birliği nerede?
Ya Sekreterliğini binbir ümitle aldığımız İslam Konferansı Örgütü nerelerde?
Şiiler Irak'ın güneyinde kurtuluş mücadelesi verirken,diğer İslami kurum ve kuruluşlar ne yapmaktalar...?
Irak sadece Sadr'ın savunduğu bir cephe değil.
O cephede hem bir demokrasi hem de bir İslam mücadelesi veriliyor.
Bu böyle bilinip buna göre hareket edilmeli
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005