Giderek diktatörlüğe dönüşen fiili başkanlık, bir kez daha anayasal zemine oturtulamadı. 7 Haziran'da Tayyip Erdoğan'ın "başkanlık" talebine "hayır" diyen seçmen, 1 Kasım'da AKP'yi iktidara taşırken, anayasayı değiştirme yetkisini esirgedi; Erdoğan'ın partisi gereken 367 milletvekiline ulaşamadı.Sınırlarımız gibi, seçmenlerin çoğunun bellekleri kevgire dönmüş olsa bile sağduyu, Türkiye'nin selâmeti için başkanlık sistemine geçit vermedi.Sokakta sürekli şikâyet eden; ama yakındığı sorunun nedenini, buna sebep olanları sorgulamayan, hatta sorgulamaya korkan, yüzbinlerce ürkek insan, günü kurtarmaya bakıyor. Hem ağlarım hem giderim misali; şikâyet edip dertlenirken, sıkıntısını paylaşmak isteyen, kendisiyle aynı konumda olandan bile korkuyor.Çoğunluk günü, ne yaşandığını, ne yaşadığını algılayamadan geçiriyor. Bellekler(hafıza) kevgir gibi oldu; gündemi anında değiştiren siyasal iktidar, günü unutturma politikasını, işporta usulü çıkardığı yasalarla uyguluyor. Birkaç yıldan vazgeçtik, birkaç gün önce söylediğini, kendi ağzıyla yalanlayanı sorgulamayan binlerce insan, yalanı dolanı, yolsuzlukları, haksızlıkları unutmuşçasına hayatını sürdürüyor. Çalan, çaldırandan daha çok bağırıyor. Çaldıran, hakkını nerede arayacağını bilemiyor hatta, kendini yoksulluğa, eğitimsizliğe itene dualarla sarılıyor, yalan sözlere inanıyor. Belge ve bilgileri merak edip, "Olabilir mi? Ya doğruysa" diye sormaya korkuyor. Kevgirleşen bellekler içinde korkudan başka hiçbir şey barınamıyor.Korkunun ecele faydası yoksa da, "saray"a faydası, seçim sandığında görüldü.Belki fantezi diyeceksiniz ama; seçim sandığı, içine gönüllü atlanılan bir çukura mı dönüştü? Ölümden korkarak intihar etmeyi düşünenler için!..Seçim sonuçlarına bakarsak korku belâsı verilen oylar, anayasa değişikliği için yeterli değil.Anayasa'nın 175. maddesine göre, TBMM'nin üye tamsayısının 2/3 çoğunluğuyla anayasa değiştirilebilir; bu da 367 milletvekili eder.Aynı madde hükmüne göre 3/5 çoğunlukla da değiştirilebilir, ancak bu durumda anayasa değişikliğinin halkın onayına sunulması (referandum) zorunludur.AKP'nin çıkardığı milletvekili sayısı ne 2/3, ne de 3/5 çoğunluğu karşılamaktadır.Muhalefetin desteği olmadan değişiklik gerçekleştirilemez.CHP'nin desteği (şimdilik) mümkün görünmüyor. MHP, AKP'nin stepnesi olsa da, referandumsuz bir değişiklik için, yani 2/3 çoğunluk için nefesi yetmemektedir.Bu durumda anahtar parti HDP olacaktır. Bu partiden alacağı 50 milletvekilinin oyu değişikliği mümkün kılacaktır.HDP'nin söylemi: "Seni başkan seçtirmeyeceğiz!" şeklindeydi Tayyip'e karşı? Ama, bir iki eyalet karşılığında ve de ABD ve kuyruğundaki sömürgecilerin çoook önceden hazırlamış oldukları projeye uygun olarak, bölünme anayasasının üstüne atlamaya hazır görünmektedir HDP. İşlenen cinayetlerin ve katliam serisinin de yetmediği "başkanlık" için eksik kalanı, bedeli kan olan sandık demokrasisi ile tamamlamayı planlayanlar; Siz, Milli iradenin neresindesiniz!?..