Dilleri sakladık!..

Farklı görüşler tabii ki olacak; çünkü her dilin genişliği, uzunluğu sivriliği bir değil!.. Yalnız bu geceki ulusal maçta tüm dilleri saklama kabına koyduk; taa ki 14 Kasım Çarşamba gecesi Ali Sami Yen'de saatlerin 22.00'yi göstereceğine değin..!

Gönüllerimiz zaten birdi! Dilleri de özenle sakladığımıza göre...!

Geçelim, ilk etaplı 2002 Dünya Kupası finaline götürecek maçların ilkine... Teknik çalıştırıcı Şenol Güneş herşeyi öyle ince hesaplamış ki; kadroyu 26'ya çıkarmış. Bu ne demek biliyor musunuz? Kısa ve basit özetliyeyim: Finallere 18-20 oyuncu götürülmez; 24-26 götürülür. Eee ben şimdiden hazırlığımı yaptım. İki maç sonra Japonya veya Kore'deyim de..! İster inanın ister inanmayın; iki maç sonunda, yani Ali Sami Yen'deki bitiş düdüğünden sonra Güneş'e sorun; aynı cevabı alacaksınız...

Ha dur bakalım, bu gece ve Çarşamba ne olacağını eşelemeden, hendeği atlatıp; götürdün bizi 47 yıllık hasrete diyecekseniz... Derim, inancım, yüreğim, saklı olan dilimi kesip atamam ya!..

Tamam, tamam bıraktım böbürlenmeyi, (!) gerçeğe girelim... Avusturya'yı son İsrail oyununda hep beraber seyrettik. Ne var Allah aşkına söylermisiniz bana? 34'lük Herzog, uydurma direk vuruştan uzatmalarda çerçeveyi görmese, kim rakip olurdu bize? Unutmadan; Otto Bariç bize kıyak da yapıyor. Korkak millilerinden 7'sini affetmedi. Yani Avusturya'nın iskeleti yok. Biz de ise 26 Aslan Yürek var!..

Siz hiç bugüne kadar gördünüz mü; maça saatler kaldı Şenol Güneş on biri seçemiyor? Asları yedek, yedekleri as takımda oynatıyor. Kısacası hepsine güveni tam...

Diyorlar ki; hava koşulları ve tribün desteği... Hava karlı olabilir. Biz ne karlar, çamurlar, rüzgarlar; agustik tribünler gördük. Yeter ki ay yıldızlı çocuklarımızın yüreği, gönlü, dili bir olsun; hepimizin olduğu gibi... Avusturya'da olmazsa, Ali Sami Yen'de olur.. Bu gece ekranda, Çarşamba canlı, biz yola devam; Avusturya yaya!.. İçimden geçeni söylemektemi yasak!..