Halk arasında 'kulak yıkamak alışkanlık yapar' şeklindeki bilginin tamamen yanlış olduğunu kaydeden Op. Dr. Ekber Serhan Özel, "Bazı insanlar hayatları boyunca hiç kulak temizletmezler. Bazılarımız ise senede bir kez kulak temizletebiliriz. Bu tamamen kulakta salgı yapan bezlerin salgı miktarına bağlıdır. Yıkanmak-duş almak nasıl alışkanlık yapmıyor, kirlendikçe yıkanıyorsak kulak kanalımızda böyle sistemle çalışmaktadır" dedi.


Kulağı pamuklu çöple temizlemenin kulak kirlerinin tekrar içeri girmesi anlamına geldiğini belirten Dr. Özel, "Kulak pamukları steril olmadığı için enfeksiyon riskini de arttırır" diye konuştu.
Vücuttaki tüm organlar ve dokuların önemli görevleri olduğunu ancak vücuda zarar vermeye başladıklarında alınma zamanlarının geldiğini kaydeden Dr. Özel, "Bir organımız iltihaplanarak sık antibiyotik kullanmamıza sebep oluyorsa (diş, kalp, eklem, bademcik, bağırsak, mide) uygun cerrahi kararla hastadan uzaklaştırılır" şeklinde konuştu.

Deniz suyu sinüzite iyi gelir' mi?


Halk arasında 'deniz suyu sinüzite iyi gelir' şeklindeki kanı ile ilgili olarak ise Dr. Özel, "Deniz suyu kulağa ya da genze basınçla veya kirli bir şekilde girerse iltihaplanma yani orta kulak enfeksiyonu, sinüzit yapar. Suya atlamak, dalmak özellikle zararlıdır. Bu yanlış bilgi steril deniz suyu denilen tuzlu suların eczanelerde satılmasıyla daha çok yayılmıştır" dedi. Doğru bilinen yanlışlar arasında 'burun sümkürmek iyidir' görüşünün de olduğunu anlatan Dr. Özel, "Burun sümkürmek iyi değildir. Burun içine yüksek basınçlı hava vermek, sinüs denilen yüzdeki kemik boşluklardaki akıntıların tekrar sinüs içine pompalanmasını sağlar. Bu da sinüzit yapar. Bu yanlış inanış yaygındır. Ayrıca sümkürmek burun etlerine kan pompalayıp şişmelerine ve burnun tıkanmasına sebep olurlar" ifadelerini kullandı.

Baş dönmesi ile ilgili yanlış bilgiler


Halk arasında baş dönmesinin tehlikeli olduğu ve beyin tümörünün baş dönmesi yaptığı şeklindeki inanışla ilgili olarak da Dr. Ekber Serhan Özel, "Beyin tümörü çoğu zaman sessiz seyreden, nadiren baş ayrısı yapan bir hastalıktır. Baş dönmesi yapması ise daha da nadirdir. KBB hastalıkları arasında baş dönmesi ve beyin tümörünün beraber olması durumu bir hekimin hayatı boyunca bir ya da iki kez görebileceği kadar nadirdir. Baş dönmesi yüzde 90 oranında tedavi edilir ve altta yatan önemli bir hastalık yoktur" diye konuştu.Burun kanamasının ise çoğu zaman beyin hastalığının işareti olduğu düşüncesinin yaygın olduğunu söyleyen Dr. Özel, "Burun kanaması damarların ya zorlamayla ya da tansiyonla yırtılması sonucu ortaya çıkar. Çoğu zamanda aspirin ve kumadin alan hastalarda zorlamadan kendiliğinden oluşur. Burun kanaması hastayı hiçbir tehlikeden korumaz. Sadece doktora gitmesini sağladığı için iyidir" dedi.

Koruyucu iğne faydalı mı?


Doğru bilinen yanlışlar arasında 'bademcik iltihaplarında koruyucu iğne vurulur' düşüncesinin de bulunduğunu belirten Dr. Özel, şunları söyledi:


"Koruyucu iğne diye halkımızın diline kazandırılan ilaçların bilimsel hiçbir faydası yoktur. Bu iğneler ateşli eklem ve kalp romatizmasında, sifilizde kullanılan ilaçlardır. Kalp romatizmasında, diş operasyonları öncesi yapılır. Hekimlerimiz kısa dönem faydalarını gördükleri için bu ilaçları kullanırlar. Uzun dönemde bademcik ameliyatından hastayı kurtarmaz. Aylar ve yıllarca aynı antibiyotiğin düşük dozda verilmesi o ilaca direnç gelişimini arttırır." (İHA)