İnsan olarak pişmanlıklarımız mutlaka olmuştur. Hani hep deriz ya "dönebilsem en başa" diye. İşte o en başa dönmenin fırsatı olan zaman diliminin adıdır Ramazan ayı.
Allah'ın kullarına fabrika ayarlarına dönmek için ikramıdır Ramazan ayı.
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Bakara suresi 183)
Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan.
Ayrıca Bakara suresi 185. ayette, sayılı günlerde korunma, takvaya erme zamanı olarak bize haber verdiği Ramazan ayı kulları için büyük bir nimettir.
Onda Allah rızasını umarak tutulan oruçların, mükâfatı amel defterine yazılamaz, çünkü karşılığını Cenab-ı Allah bizzat kendisi verecek. Hadis-i kutside Aziz ve Celil olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.
Ramazan ikliminde insan, "Allah her an beni görüyor" şuuru içinde olma halini kolayca elde edebilir.
İmsak vaktinden, iftar vaktine kadar yemeden içmeden vazgeçip, orucun gereklerini yerine getirmek, Allah'ın hoşnutluğunu kazanıp affedilmeye vesiledir. Resûlullah şöyle buyurdu:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
Bir de bunu namazlarla, Kur'an okumak ve manasını anlamakla, bolca dualar yapmakla, Allah'ı zikretmekle, konu komşuya, hısım akrabaya, eşe dosta, hayır hasenat yaparak, yardımlarımızı devam ettirerek, Allah'a karşı kulluk halimizi pekiştirip zenginleştirirsek erdemli insanlardan oluruz.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın sohbetlerinde, yazılarında dikkat çektiği gibi:
"Bütün ibadetlerde olması gereken esas Allah rızasını elde etmektir. Onun için; ameller niyetlere bağlıdır. Niyetimiz sağlam olacak. Hangi ibadet olursa olsun mutlaka Allah'ın rızasının gözetilmesi lazım. Bu niyetle amel işlediğimizde, yaptığımız ibadetler bizim olgunlaşmamıza, manen yükselmemize, yücelmemize vesile olur.
Kulluk yoluna girebilmenin ilk şartı bu niyettir. Kul olmanın da asıl gereği itaattir, Allah'ın emirlerine boyun eğmektir.
Ayet-i kerimede, "İnsanları ve cinleri ancak bana kul olsunlar, ibadet etsinler, beni tanısınlar diye yarattım" buyuruluyor. Burada ubudiyyetten kasıt; arifibillah olmak, Allah'ı tanımaktır.
Bu ayet-i kerimeden yola çıkarak diyoruz ki; ibadet aynı zamanda bir ilim dalıdır. İbadetlerle elde edilen ilme hal ilmi denir ve bu yolda terakki edip nihai noktaya varan insana da arif denir."
Ramazan ayının zaman dilimi içinde bize sunulan fırsat, tam da bu hali elde etmeye yöneliktir. Bu şuurla Ramazan ayını anlamaya çalışıyorum dediğimizde mutlak kazananlardan oluruz.
Yine bir başka hadis-i şerifi de "Dil orucu, mide orucundan ve kalp orucu, dil orucundan çok yücedir" diye buyruluyor.
Buradan anlıyoruz ki, üç tür oruç vardır: Mide orucu, dil orucu ve kalp orucu.
Mide orucu, insanın imsaktan iftara kadar herhangi bir şey yiyip içmemesi ve cinsellikten uzak durmasıdır.
Sadece bu manada oruç tutan insan bazı alışkanlıklarının terkinden dolayı agresif, kaba hal ve hareketlerle insanlara zarar verebilir.
Dil orucunda da kişi zahiri yükümlülükleri yerine getirdikten sonra, oruç boyunca eline diline ve beline de bir ahlaki erdemlilik ile hükmeder ve onları kontrol altında tutar.
Dil orucunu tutabilenler, kaba konuşmaz, küfretmez, iftira ve ithamda bulunmaz, kırıcı olmaz, aceleci ve asabilik yapmaz; affetmeyi, bağışlamayı ve gerektiğinde özür dilemeyi bir görev bilir.
Kalp orucu ise kişi gün boyunca herhangi bir şey yiyip içmeyip, ayrıca diğer yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra, Tüm düşünce ve maddi manevi dünyasına da oruç tutturur.
Tüm benliği ile hak ve hakikati bulma, öğrenme, kavrama ve ondan yana olma peşinde olup erdemli bir kişi olur. Her şartta hakkın ve haklının yanında olur.
Tam da burada BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın oruçla ilgili twitini hatırlayalım:
"Orucu nelerin bozduğunu hatırlatalım; devletin malını yemek, milletin hakkını yemek, vatandaşa zulmetmek, torpille işe girmek, ihaleye fesat karıştırmak, pudra şekerini burundan çekmek, insanlara afet durumunda çadır satmak orucu bozar."
Ramazan ayını bu şuurla geçirmeyi Allah hepimize nasip etsin.
- Bayrama bir de buradan bakalım / 05.06.2025
- Kültürel değerlerimizin korunması / 11.05.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ın vuslatının 5. yılında duam / 16.04.2025
- AKP yasa çıkardı, ‘evime, mülküme çökme’ / 06.12.2023
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023






























































































