İmam Muhammed Bakır, dedeleri, adalet timsali İmam Ali (a.s) efendimiz hakkında şöyle buyurmuşlardır:
"... Emir'ul-Müminin Ali (a.s), 5 yıl yöneticilik yaptı; bu müddet içerisinde bir tuğlayı bir tuğla ve bir kerpici bir kerpiç üzerine bırakmadı; herhangi bir araziyi kendisine tahsis etmedi; kendisinden sonra beyaz dirhem ve kızıl dinar da miras bırakmadı."
Hz. Ali hükümeti süresince, Beyt'ul-Maldan istifade etmemiştir. Nafakasını (geçim masrafı) Medine'de olan Yenba bölgesinin mahsulünden temin ediliyordu.
Adalet mazharı İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuşlardır:
"Allah'a and olsun ki, karıncanın ağzındaki arpa kabuğunu alarak Allah'a isyan etmem için bana yedi iklimle göklerin altındakiler verilse, gene de bu işi yapmam. Dünyanız benim yanımda, çekirgenin ağzında çiğnediği bir yapraktan daha değersizdir. Ali'nin fani olacak nimetler ve geçici lezzetlerle ne işi vardır!.. Eğer isteseydim, balın safını ve buğdayın halisini yemeğe ve ipek elbise giyinmeğe yol bulabilirdim. Fakat heyhat! Hicaz'da veya Yemame'de bir ekmek bile bulamayan; tokluk, doyumluk denen şeye ulaşamayan nice yoksullar varken nefsimin beni yenmesi, lezzetli yemeklere götürmesi nasıl mümkün olabilir! Çevremde aç karınlar, susuzluktan yanmış ciğerler varken geceyi nasıl tok olarak geçirebilirim!
Yaşlı ve gözleri kör bir adam, müminlerin emiri Hz. İmam Ali'nin (a.s) yanına gelip yardım talebinde bulundu. Hz. Ali (a.s) meclisinde hazır bulunanlara "Bu yaşlı adam kimdir, hal ve ahvali ne haldedir?" diye sordu.
Dediler ki; "Ey Emir'ul-Müminin! Bu adam Hıristiyan'dır, onu öyle biçare ve mecbur bir hale soktular ki, kimse asla ona bir şey vermesin."
Hz. İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu; "Hayret, iş yapabilme, çalışma gücü varken ondan istifade edip çalıştırdınız, şimdi sağlam ve kuvveti yerinde değil, güçsüzleşmiştir ve siz onu kendi haliyle baş başa bırakmışsınız..."
Bu adamın geçmişinin hikâyesi budur ki güçlü olduğu günlerde çalışmıştır ve hizmette bulunmuştur daha sonra destur verip buyurdu ki; "Beyt'ul Mal'dan (devlet hazinesinden) ona bir şeyler versinler ve sürekli tekrarla verilmeye devam edilsin." Yaşlı Hıristiyan'ı aylığa bağlatan İmam Ali Efendimiz devamla; "insanlar ya seninle dinde kardeştir ya da yaratılışta sana eştir" buyuracaklardır.
Evet, sevgili okurlar Hz. Peygamber Efendimiz ve İmam Ali'nin ortaya koyduğu adalet ve eşitlik tablosu bu iken bugün bu ülkede İslamcı olduklarını dile getirenlerin "adalet ve kalkınma"ları ayan/beyan ortadadır.
Bu ülke, oğluna okul pantolonu alamadığı için intihar eden babayı, bebeğine mama alamayınca kendini asan anneyi, okurken maddi zorluğa dayanamayıp intihar eden üniversite öğrencisini ve atanamadığı için intihar eden öğretmenleri gördü ve görmeye devam ediyor...
Batmış ve iflas etmiş güzelim Türkiye'de şu an dahi, adil bir gelir dağılımı olursa inanın bir tane yoksul göremezsiniz...
Doymadılar... Doyuramadık... Doymazlar...
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025