Dünyadaki değişimi ve değişimin yönünü, doğru görmek ve ona göre politika oluşturmak hayati önem arz etmektedir. Çünkü devletlerin büyümesi ve küçülmesi değişim dönemlerinde aldıkları kararlarla çok yakından ilgilidir.
O bakımdan değişim dönemlerinde devlet yönetmenin sorumluluğu, her zamankinden daha büyüktür. Güçlü liderler de böyle dönemlerde belli olur veya ortaya çıkarlar.
Bilindiği üzere büyük devletlerin politikaları, istemeyerek de olsa, tüm dünyayı etkilemektedir. Onun içindir ki, dünyayı yönlendirmek ve yönetmek isteyen Yahudiler, büyük devletlere çöreklenmiş ve o devletleri emelleri doğrultusunda kullanmayı başarmışlardır. Bunun günümüzdeki en tipik örneği ABD'dir.
ABD yönetiminde, Yahudilerin egemenliği, inkâr edilemeyecek kadar açık bir gerçektir. Yahudiler, bu egemenliği dolar vasıtasıyla ele geçirmişlerdir. ABD Merkez Bankası, birkaç Yahudi ailenin sahip olduğu bir bankadır.
Söz konusu banka, para basar, faiz karşılığı ABD hükümetine borç olarak verir. Böylece oturdukları yerde para kazanırlar. Dahası Yahudiler, bastıkları doları, ABD'nin gücünü kullanarak rezerv para yaptıklarından, sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı sömürür bir konuma gelmişlerdir.
Rezerv paraya, daha doğrusu doların hegemonyasına, itirazlar ve başkaldırılar başladı, yeni rezerv para arayışları hızlandı. Bir başka gelişme de, doları tek rezerv para olmaktan çıkarmak için bölgesel para birliklerinin kurulmasıdır. Bu yönde de çalışmalar devam etmektedir. Hâsılı, dünyadaki değişim, para üzerinde yürütülmektedir
ABD'nin, haliyle Yahudilerin son kalesi dolardır. Dolar rezerv para olmaktan çıktığı an, ABD ve İsrail yer ile yeksan olacaktır. Bundan dolayıdır ki ABD, doların hegemonyasını zayıflatanlara karşı, bütün gücüyle saldırmaktadır.
Irak'ın işgalinin ve Saddam'ın idamının da asıl nedeni budur. ABD eski Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, "Türbülans Çağı: Yeni bir Dünya Maceraları" adlı kitabında bu gerçeği itiraf etmektedir.
Para ve finans hegemonyası, diğer alanlardaki hegemonyaları beraberinde getirmektedir. Uluslararası ekonomi politiğin kurucusu sayılan Susan Strange, bir devletin bölgesel ve küresel güç olmasını paraya bağlar. Ona göre üretim, teknolojik ve askeri gücün önünde mutlaka para ve finans gücü olmalıdır. Susan Strange, bu gücün diğer güçleri kontrol ettiğini ve hepsinden etkili olduğunu söyler.
Bundan dolayıdır ki, bölgesel ve küresel güç olmak isteyen Türkiye'nin, dolar hegemonyasından kurtulması için yeni bir finans sistemini kurması şarttır. Katılım ve faizsiz bankacılık, bu yönde atılmış çok önemli bir adımdır.
Paradan para kazanmaya dayalı bankacılık yerine, üretimi finanse eden bankacılık sistemine geçmek zorundayız. Böyle bir bankacılık sisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ülkemize, uluslararası düzeyde büyük güç kazandıracaktır.
O bakımdan değişim dönemlerinde devlet yönetmenin sorumluluğu, her zamankinden daha büyüktür. Güçlü liderler de böyle dönemlerde belli olur veya ortaya çıkarlar.
Bilindiği üzere büyük devletlerin politikaları, istemeyerek de olsa, tüm dünyayı etkilemektedir. Onun içindir ki, dünyayı yönlendirmek ve yönetmek isteyen Yahudiler, büyük devletlere çöreklenmiş ve o devletleri emelleri doğrultusunda kullanmayı başarmışlardır. Bunun günümüzdeki en tipik örneği ABD'dir.
ABD yönetiminde, Yahudilerin egemenliği, inkâr edilemeyecek kadar açık bir gerçektir. Yahudiler, bu egemenliği dolar vasıtasıyla ele geçirmişlerdir. ABD Merkez Bankası, birkaç Yahudi ailenin sahip olduğu bir bankadır.
Söz konusu banka, para basar, faiz karşılığı ABD hükümetine borç olarak verir. Böylece oturdukları yerde para kazanırlar. Dahası Yahudiler, bastıkları doları, ABD'nin gücünü kullanarak rezerv para yaptıklarından, sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı sömürür bir konuma gelmişlerdir.
Rezerv paraya, daha doğrusu doların hegemonyasına, itirazlar ve başkaldırılar başladı, yeni rezerv para arayışları hızlandı. Bir başka gelişme de, doları tek rezerv para olmaktan çıkarmak için bölgesel para birliklerinin kurulmasıdır. Bu yönde de çalışmalar devam etmektedir. Hâsılı, dünyadaki değişim, para üzerinde yürütülmektedir
ABD'nin, haliyle Yahudilerin son kalesi dolardır. Dolar rezerv para olmaktan çıktığı an, ABD ve İsrail yer ile yeksan olacaktır. Bundan dolayıdır ki ABD, doların hegemonyasını zayıflatanlara karşı, bütün gücüyle saldırmaktadır.
Irak'ın işgalinin ve Saddam'ın idamının da asıl nedeni budur. ABD eski Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, "Türbülans Çağı: Yeni bir Dünya Maceraları" adlı kitabında bu gerçeği itiraf etmektedir.
Para ve finans hegemonyası, diğer alanlardaki hegemonyaları beraberinde getirmektedir. Uluslararası ekonomi politiğin kurucusu sayılan Susan Strange, bir devletin bölgesel ve küresel güç olmasını paraya bağlar. Ona göre üretim, teknolojik ve askeri gücün önünde mutlaka para ve finans gücü olmalıdır. Susan Strange, bu gücün diğer güçleri kontrol ettiğini ve hepsinden etkili olduğunu söyler.
Bundan dolayıdır ki, bölgesel ve küresel güç olmak isteyen Türkiye'nin, dolar hegemonyasından kurtulması için yeni bir finans sistemini kurması şarttır. Katılım ve faizsiz bankacılık, bu yönde atılmış çok önemli bir adımdır.
Paradan para kazanmaya dayalı bankacılık yerine, üretimi finanse eden bankacılık sistemine geçmek zorundayız. Böyle bir bankacılık sisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ülkemize, uluslararası düzeyde büyük güç kazandıracaktır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018