CHP'li vekile servis ettirilen iddialar, ahlak ve izandan yoksun, daha önceleri zavallı tetikçilerle gündem edilmeye çalışılan ve Türk Adaleti'nin duvarına çarpan bayat iddialardır.
CHP'li vekile sormak gerekir: Genel Başkanımız hiçbir dernek ve vakıf kurucusu ve yöneticisi değildir. Ancak, diyelim ki bir şirket ve vakıf yöneticisi? Bunda garip olan ne? Ne kadar komik duruma düştüğünüzün farkında mısınız?
Ülke toprakları parsellenirken, ülke madenleri yabancı şirketlere peşkeş çekilirken nerdesiniz? Niye bu meselelerle uğraşmıyorsunuz; yoksa size bu büyük meseleleri unutturmak için küçük işleri mi sipariş ettiler?
Yine de parti olarak meraklarını giderelim: 28 Şubat iktidarı soruşturma da açtı, dava da açtı; ama hepsinde iddia sahipleri mahkum oldu, BTP lideri beraat etti.
Ahlak ve edep
sınırları zorlanmıştır
CHP'li milletvekilinin sokak çocukları, uyuşturucu bataklığına düşmüş gençlerle ilgilenmek yerine, Genel Başkanımız Haydar Baş'ın kaç çocuğunun olduğuna merak salması, ahlak ve edep sınırlarının zorlanmasıdır.
Ve hiçbir medeni insana yakışmadığı gibi milletvekiline de hiç yakışmamaktadır.
Genel Başkanımıza iftira atanların asıl kimin çocukları olduğunu sorgulaması gereken milletvekili, iyi bilmelidir ki, Türk milletinin inancına ve örfüne aşık, ve hukuki hassasiyeti ile mâruf Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın aile hayatı, inancına, örfüne ve de yasalarımıza uygundur.
CHP'li Durgun kimlerin sözcüsü, açıklasın!
Genel Başkanımıza yönelik asılsız iftiraları Meclis gündemine taşıyacak kadar olaya konsantre sayın vekilin Genel Başkanımıza yönelik bu iftiralara Türk adaletinin verdiği cevapları bilmemesi mümkün değildir. En azından bir parti liderini hedef alan soruları önce iddiaların muhatabına sorması gerekirdi.
Bu iyi niyetle hareket etmediğine göre CHP'li Milletvekili, kendini kimlerin sözcüsü olmaya hangi nedenle mecbur hissettiğini açıklamalıdır.
CHP hala Atatürk'ün partisi olma iddiasında ise CHP Genel Başkanı Sayın Baykal bu soruları sayın vekiline sorarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'tan ve Türk milletinden özür dilemeli ve diletmelidir."
CHP'li vekile sormak gerekir: Genel Başkanımız hiçbir dernek ve vakıf kurucusu ve yöneticisi değildir. Ancak, diyelim ki bir şirket ve vakıf yöneticisi? Bunda garip olan ne? Ne kadar komik duruma düştüğünüzün farkında mısınız?
Ülke toprakları parsellenirken, ülke madenleri yabancı şirketlere peşkeş çekilirken nerdesiniz? Niye bu meselelerle uğraşmıyorsunuz; yoksa size bu büyük meseleleri unutturmak için küçük işleri mi sipariş ettiler?
Yine de parti olarak meraklarını giderelim: 28 Şubat iktidarı soruşturma da açtı, dava da açtı; ama hepsinde iddia sahipleri mahkum oldu, BTP lideri beraat etti.
Ahlak ve edep
sınırları zorlanmıştır
CHP'li milletvekilinin sokak çocukları, uyuşturucu bataklığına düşmüş gençlerle ilgilenmek yerine, Genel Başkanımız Haydar Baş'ın kaç çocuğunun olduğuna merak salması, ahlak ve edep sınırlarının zorlanmasıdır.
Ve hiçbir medeni insana yakışmadığı gibi milletvekiline de hiç yakışmamaktadır.
Genel Başkanımıza iftira atanların asıl kimin çocukları olduğunu sorgulaması gereken milletvekili, iyi bilmelidir ki, Türk milletinin inancına ve örfüne aşık, ve hukuki hassasiyeti ile mâruf Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın aile hayatı, inancına, örfüne ve de yasalarımıza uygundur.
CHP'li Durgun kimlerin sözcüsü, açıklasın!
Genel Başkanımıza yönelik asılsız iftiraları Meclis gündemine taşıyacak kadar olaya konsantre sayın vekilin Genel Başkanımıza yönelik bu iftiralara Türk adaletinin verdiği cevapları bilmemesi mümkün değildir. En azından bir parti liderini hedef alan soruları önce iddiaların muhatabına sorması gerekirdi.
Bu iyi niyetle hareket etmediğine göre CHP'li Milletvekili, kendini kimlerin sözcüsü olmaya hangi nedenle mecbur hissettiğini açıklamalıdır.
CHP hala Atatürk'ün partisi olma iddiasında ise CHP Genel Başkanı Sayın Baykal bu soruları sayın vekiline sorarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'tan ve Türk milletinden özür dilemeli ve diletmelidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.