Ehl-i Beyt terazisinde tartılmak

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız Ehl-i Beyt Külliyatı eserlerini yazmaya başladığı ve ilk eseri İmam Ali eseri okurlarıyla yeni buluşmuştu. Benim de şahit olduğum bir sohbetlerinde şu tespiti çok dikkatimi çekmişti; “Bu eserler Alevilik iddiasında bulunanların da Sünnilik iddiasında bulunanların da eksikliklerini görmelerine ve iddialarında samimi olup olmadıklarına ölçü olacaktır” demişti.
Gerçekten de zaman geçtikçe ve eserler meydana çıktıkça insanlar kendilerini tartacakları bir teraziye kavuşmuş oldular. Her iki toplum da kendince doğru kabul ettiklerinden başka eser okumamış, araştırmamış, özellikle de Ehl-i Beyt kaynaklarına ulaşmak pek mümkün olmamış, böylece herkes kendince bir inanç eksenine oturmuş, kendi görüşünden başka görüşlere de kalbini, kulağını kapatmış bir vaziyetteydi.
Ben birçok Alevi’den “Biz Alevilik iddiasında bulunuyoruz, güya Hz. Ali’yi herkesten çok seviyoruz iddiasında bulunuyoruz ama Hz Ali’nin hangi yaptığını yapıyoruz, hangi gittiği yoldan gidiyoruz ki… Böyle Alevilik mi olur? Vallahi Haydar Hoca Hz. İmam Ali’yi bizden daha çok seviyor ve bize kendi yolumuzun doğrularını öğretiyor. Allah ondan razı olsun” diyenlere şahit olduk.
Yine birçok Sünni den “Biz bu ana kadar Alevilik ne demekmiş, Sünnilik ne demekmiş, Hz. Ali kimmiş, ne kadar önemli nitelikleri, naklettiği hadisleri varmış. İmam Ali hakkında birçok ayetin nazil olduğunu yeni öğreniyoruz…”  
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan Allah razı olsun; asırlar önce, yönünü ve yolunu kaybettiği zamanda ümmetine ve insanlığa kurtuluşun adresini haber veren Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) efendimiz kurtuluşun Ehl-i Beyt’i sevmek ve yoluna tabi olmakla gerçekleşebileceğini haber verdiği halde bunun önemine yeni vakıf oluyoruz.
Bir hadisi şerifte Ehl–i Beyt’e tabi olmanın gereği şöyle işaret edilmiş olmasına rağmen biz bu bilgilere bu eserler sayesinde ulaşabildik;
“Benim Ehl–i Beyt’imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh’un kavmi içerisindeki Hz. Nuh’un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur.”  Buyurmuştur. (Suyuti, Tefsir–i Hulafa, s.573; Taberani, Mu’cem’ül Kebir, s. 78)
Bir Ayeti Kerimede de Ehl-i Beyt’in Allah tarafından koruma altına alındığını haber vererek onlara Hak katında verilen değer işaret edilmiş olmasına rağmen biz bu kadar mühim konuları bu eserler sayesinde öğreniyoruz;
“Ey Ehlibeyt, gerçekten Allah, sizden kiri (her türlü günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister” (Ahzab, 33)
Ehl-i Beyt’i sevmenin imanın gereği olduğunu ancak be eserler sayesinde anlayabiliyoruz;
“De ki, Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum.” (Şura, 23)
Velhasıl bu kadar önemli eserleri ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan gerçekten Allah razı olsun ki; insanlar taşıdıkları imanlarının boyutunu ve ağırlığını ölçecek bir teraziye sahip oldular.