İnandığımız ve yaşamaya çalıştığımız din; Allah ve Resul'ünün getirdiği emir ve yasakların bütünüdür. Allah bunları Kur'an-ı Kerim'inde ortaya koymuş, eksik ya da açıklanmaya ihtiyaç duyulan kısımlarını da Peygamber (s.a.a.) aracılığıyla açıklığa kavuşturmuştur.Bu emir ve yasakların tamamına inanmak ve kabul etmek şarttır ve de zaruridir. Bu iman kelime-i tevhid cümlesini dil ile söyleyerek elde edilir; dil ile söylenip kalp ile tasdik edilirse iman dairesi içine girilmiş olunur. Dil ile söyleyip kalp ile tasdik etmeyen kişiler hakikatte münafık olsa dahi zahirde Müslüman muamelesi görür.Bu hükümlerin tamamını kabul ettiğimiz gibi, yaşantımıza da tatbik etmeye çalışma mecburiyetimiz vardır. Yaşamaya çalıştığımız bu kurallar bütününün en doğru ve mükemmel olduğunu yaşantımızla ispatlamaya çalıştığımız gibi, gönül dünyamızda da bu kurallara karşı zerre kadar bir itirazımızın, tereddüdümüzün ve rahatsızlığımızın olmaması gerekir.Dünyada ve ahirette mutlu ve huzurlu olunmak isteniyorsa, bu kurallara uymaktan başka hiç bir çare olmadığını bilmeli ve kabul etmelidir. Bundan dolayı bu emir ve yasaklar; yaşanılacak, anlatılacak, uğrunda mücadele edilecek, ayrıca Müslüman kendisine rızık olarak verilenden de harcayacak ve gerekirse bu uğurda can feda edecektir. Bu emir ve yasaklar bütününü bir başka sistem ya da düzenle karşılaştırmak, eşit görmek ya da bu kurallardan birini kabul etmemek, hafife almak, çirkin görmek, içine sindirememek gibi durumlar da tamamını inkâr etmekle eşdeğer olur.Yine bu hükümlerin yanında başka hükümlerin de geçerliliğinin olduğunu söylemek, onların da doğrularının varlığından bahsetmek, savunmak aynı inkârı doğurur.Allah (c.c.) bu konuyu Kur'an-ı Kerim'de şöyle özetlemektedir:"Bu, Allah'ı gazaplandıran şeylere uydukları ve O'nun hoşnut olduğu şeyleri beğenmedikleri içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır." (Muhammed, 28). Unutmamak lazım ki; Müslüman için İslam'ın kurallarına uyanlar doğru, uymayanlar da yanlıştır. Doğruluğun kaynağı Kur'an ve Sünnet (Ehl-i Beyt'in yaşantısı), bir de Kur'an ve Sünnet'te olmayan ve bunlara ters düşmeyen müctehidlerin ittifak ettiği konulardır. Müslüman olduğunu iddia eden her kişinin, bunun dışında başka bir kaynağa ihtiyacı olmadığını bilmesi ve kabul etmesi şarttır ve de zaruridir.
Hasan Aydın / diğer yazıları
- Gazi Mustafa Kemal farkı / 10.10.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023