Prof. Dr. Haydar Baş bey ekonominin düzelmesi için emisyonun derhal genişletilmesi gerektiğini
söylüyor.
Doğrudur ve de tam yerinden
yakalamıştır.
Emisyon (M= Piyasadaki Türk lirası) miktarı Temmuz 2002 itibariyle 6.4 katrilyondur. Bu miktar Türkiye için yeterli değildir. Zira emisyon miktarı G.S.M. Hasılanın %30'u olması gerekirken Türkiye'de emisyon %2'sidir.
Biraz daha açacak olursak; emisyon, 6.4 katrilyon (3.8 milyar dolar)dır. G.S.M. Hasılanın (=148 milyar dolar) %2'sidir.
Halkın anlayacağı şekilde ifade edecek olursak piyasadaki 6.4 katrilyon Türk lirası ülke nüfüsuna taksim edilecek olursa; kişi başına 90 milyon TL düşer. Zenginlere biraz fazla verirsek yoksullara para bile kalmaz.
Vatandaşımız 90 milyon ile ev alamaz, araba alamaz, beyaz eşya değil takım elbise bile alamaz. Parasızlıktan dolayı ihtiyaçlarını ancak taksitli satışlardan karşılaya bilir. Vatandaş 90 milyara daire satın almak istese 1.000 kişinin elindeki parayı toplaması gerekir.
Piyasadaki para miktarı ihtiyaç miktarının çok çok altında. Bu durum IMF porgramının Merkez Bankasına dayatmasıdır.Türk ekonomisinin önündeki düğüm budur.
Piyasalar parasızlıktan inim inim kıvranmaktadır. Para bir damla su mesabesinde ana caddelerdeki mağazalarda bitmekte arka sokaklara uğramamaktadır. Bu sebeple arka sokaklardaki iş yerleri tek tek kapanmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş bey piyasadaki parayı vucuttaki kan miktarıyla özdeşleştiriyor.
Kalbin pompaladığı kan azlığı sebebiyle bazı hücrelere ulaşamaz nihayet hücreler beslenemez ölür. Aynen ekonomide de paranını eksik kalması sektörlerin çökmesi nihayet bunun sonu da topyekun iflas olur.
Öze gelecek olursak; Canlanmanın olması için vücuda acilen kan verilmesi gibi piyasalara acilen para verilmesi lazımdır. Piyasalara verilecek para sektörden söktöre dolaşarak her tarafı besleyecek ekonomiyi şaha kaldıracaktır.
Denmektedir ki para basmak piyasalara sürmek enflasyona sebep olmaz mı?
Prof. Dr. Haydar Baş beyin ekonomi programına bakacak olursanız görülecektir ki parayı doları ve faizi fırlatan bankacılara global sermayenin aktörlerine vermeyecek. Dövizle, borsayla, faizle oynayıp devleti tehdit eden dinazorlara vermeyecek. Yaraları tedavi edecek kesimlere verecek. Para yaralara merhem olacak.
Paranın bir damlasına muhtaç hale getirilmiş yüksek vergilerle ve zamlarla fakirleştirilmiş milletin bizzat kendisine verecek.
Para çiftçinin elinde tohum, gübre, traktör olacak, nihayet ortaya ürün gelecek. Para karşılığını bulacak.
Evlenme kredisi olarak buzdolabı, çamaşır makinesi, mobilyaya gidecek üretime kaynak olacak.
KOBİ'lere üretime verilecek para karşılığında üretilen mallar ihtiyacı karşılayacak. Ayrıca ithalata
lüzum olmayacak ve döviz
kaybetmeyeceğiz.
Para üretimin karşılığı verileceğinden enflasyon olmayacak bilakis programda üretim girdi maliyetleri düşürüleceğinden enflasyon inişe geçecektir.
Prof. Dr. Haydar Baş bey yapılan yanlışı candamarından yakalamış. Doğruyu göstermiş böylece ülkenin önünü açmıştır.
söylüyor.
Doğrudur ve de tam yerinden
yakalamıştır.
Emisyon (M= Piyasadaki Türk lirası) miktarı Temmuz 2002 itibariyle 6.4 katrilyondur. Bu miktar Türkiye için yeterli değildir. Zira emisyon miktarı G.S.M. Hasılanın %30'u olması gerekirken Türkiye'de emisyon %2'sidir.
Biraz daha açacak olursak; emisyon, 6.4 katrilyon (3.8 milyar dolar)dır. G.S.M. Hasılanın (=148 milyar dolar) %2'sidir.
Halkın anlayacağı şekilde ifade edecek olursak piyasadaki 6.4 katrilyon Türk lirası ülke nüfüsuna taksim edilecek olursa; kişi başına 90 milyon TL düşer. Zenginlere biraz fazla verirsek yoksullara para bile kalmaz.
Vatandaşımız 90 milyon ile ev alamaz, araba alamaz, beyaz eşya değil takım elbise bile alamaz. Parasızlıktan dolayı ihtiyaçlarını ancak taksitli satışlardan karşılaya bilir. Vatandaş 90 milyara daire satın almak istese 1.000 kişinin elindeki parayı toplaması gerekir.
Piyasadaki para miktarı ihtiyaç miktarının çok çok altında. Bu durum IMF porgramının Merkez Bankasına dayatmasıdır.Türk ekonomisinin önündeki düğüm budur.
Piyasalar parasızlıktan inim inim kıvranmaktadır. Para bir damla su mesabesinde ana caddelerdeki mağazalarda bitmekte arka sokaklara uğramamaktadır. Bu sebeple arka sokaklardaki iş yerleri tek tek kapanmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş bey piyasadaki parayı vucuttaki kan miktarıyla özdeşleştiriyor.
Kalbin pompaladığı kan azlığı sebebiyle bazı hücrelere ulaşamaz nihayet hücreler beslenemez ölür. Aynen ekonomide de paranını eksik kalması sektörlerin çökmesi nihayet bunun sonu da topyekun iflas olur.
Öze gelecek olursak; Canlanmanın olması için vücuda acilen kan verilmesi gibi piyasalara acilen para verilmesi lazımdır. Piyasalara verilecek para sektörden söktöre dolaşarak her tarafı besleyecek ekonomiyi şaha kaldıracaktır.
Denmektedir ki para basmak piyasalara sürmek enflasyona sebep olmaz mı?
Prof. Dr. Haydar Baş beyin ekonomi programına bakacak olursanız görülecektir ki parayı doları ve faizi fırlatan bankacılara global sermayenin aktörlerine vermeyecek. Dövizle, borsayla, faizle oynayıp devleti tehdit eden dinazorlara vermeyecek. Yaraları tedavi edecek kesimlere verecek. Para yaralara merhem olacak.
Paranın bir damlasına muhtaç hale getirilmiş yüksek vergilerle ve zamlarla fakirleştirilmiş milletin bizzat kendisine verecek.
Para çiftçinin elinde tohum, gübre, traktör olacak, nihayet ortaya ürün gelecek. Para karşılığını bulacak.
Evlenme kredisi olarak buzdolabı, çamaşır makinesi, mobilyaya gidecek üretime kaynak olacak.
KOBİ'lere üretime verilecek para karşılığında üretilen mallar ihtiyacı karşılayacak. Ayrıca ithalata
lüzum olmayacak ve döviz
kaybetmeyeceğiz.
Para üretimin karşılığı verileceğinden enflasyon olmayacak bilakis programda üretim girdi maliyetleri düşürüleceğinden enflasyon inişe geçecektir.
Prof. Dr. Haydar Baş bey yapılan yanlışı candamarından yakalamış. Doğruyu göstermiş böylece ülkenin önünü açmıştır.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020