Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son ABD seyahati iki açıdan büyük önem taşıyor. Birincisi, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve bu bağlamda ortaya atılan "sinei millet" tartışmalarında, tıpkı 3 Kasım öncesinde olduğu gibi sırtını dayayıp, güç alacağı sıcak bir dost isteği Başbakan Erdoğan'ı binlerce kilometre uzaklara, Atlantik ötesine sürükledi. Türkiye'deki baskılar ve eleştirilerden bunalınca soluğu "ikinci vatan"da alarak rahatlamak ve alacağı destekle daha da güçlenerek kendine gelmek onun da hakkı!İkincisi, bu ziyaret, uçak merdivenlerinde karşıladığı Türkİslam düşmanı Papa Benedikt'in ziyaretinden hemen sonra ve "Medeniyetler İttifakı" başlığıyla gerçekleşiyor. Bu yönüyle Başbakan Erdoğan'ın ABD'deki temaslarının Papa ve Medeniyetler ittifakı bağlamında değerlendirilmesi gerekiyor.Başbakan Erdoğan'ın ABD'de yaptığı en kritik görüşmeler Richard Halbrook, Henry Kissinger ve Musevi Örgütleri Konferansı Derneği'nin sözcüsü Malcolm Hoenlin'le gerçekleşti. Nitekim Başbakan Erdoğan da, "ABD siyasi hayatının önemli isimleriyle görüştük. Clinton, Kissinger, Holbrook'la verimli görüşmeler yaptık. Bölgeyi ve ülkemizi ilgilendiren konuları ve yaklaşımlarımızı aktardık. Beklenti ve endişelerimizi söyledik. Başarılı bir ziyaret oldu" diyerek, bu isimlerle yaptığı görüşmenin önemini ortaya koymuştur. Lafı çok fazla uzatmadan, Henry Kissinger'la ilgili birkaç ayrıntıyı, İbrahim Karagül'den iktibasla sizlere aktarmak istiyorum: "Papa 16. Benediktus, kimlerden akıl alıyor sizce? Barış ve diyalog havarilerinden mi? Hayır, tam tersi? Medeniyetler çatışması projesinin, medeniyet için çatışma tezlerinin, İslam dünyasına karşı yürütülen yıkıcı küresel savaşın mimarlarından alıyor. Bunlardan biri herkesin günahlarıyla tanıdığı Henry Kissinger! Ratzinger ya da 16. Benedictus, 83 yaşındaki Kissinger'a danışmanlık teklif etti. Ve bu teklif kabul edildi. Neden acaba? İtalyan La Stampa gazetesinin 4 Kasım tarihli nüshasında yayınlanan ve Vatikan kaynaklarına dayandırılan habere göre Kissinger, siyaset, dış politika, İslam'la ilişkiler, Filistinİsrail sorunu ve Irak konularında Papa'ya danışmanlık yapacak. Aynı kaynaklar, Ratzinger'in meşhur Regensburg konuşmasındaki Müslüman dünyayı çıldırtan alıntıyı Kissinger'in uyarılarının etkisinde kalarak yapmış olabileceğini iddia ediyor. Soğuk Savaş'ın kurt politikacısının, yükselen İslami tehdit konusunda uyarılarının o çirkin yakıştırmaya yol açmış olabileceğini belirtiyorlar. Bir önceki Papa da bir başka Soğuk Savaş dönemin mimarı olan Zbigniew Brzezinski'yi danışman olarak atamıştı. Çünkü ikisi de Polonyalıydı. Ratzinger Almanya, Bavyera'dan. Kissinger da Bavyera doğumlu. 2. Dünya savaşı öncesi Nazi soykırımından kurtulmak için kaçan Musevi bir ailenin çocuğu. Kissinger'ın günah defteri o kadar kabarık ki, hangi birini hatırlatabiliriz? Soğuk Savaş döneminde Latin Amerika'da, Güneydoğu Asya'da ve Ortadoğu'da yaşanan iç savaşlarda, kanlı katliamlarda, işgallerde hep onun imzası var. Sadece Endonezya'da bir milyon insanın ölümünden sorumlu olanlardan biri de o. Soğuk Savaş sonrası yeni dünya düzeni arayışlarında medeniyetler çatışması, özellikle de medeniyet içi çatışma, İslam dünyasının Balkanlaşması, Avrasya fay hattı gibi tezler hep Kissinger ve benzerlerinin ürünü. "Medeniyetler çatışması değil asıl medeniyet için çatışma yaşanacak. İslam kendi içinde çatışacak" tezi Kissinger'ın. Bugün bu tezin Irak'ta nasıl uygulandığını, Lübnan'da nasıl uygulandığını, bütün bu coğrafyanın nasıl kendi içinde çatışmalara sürüklendiğini görmemiz bir rastlantı sonucu mu? Dünya nüfusunun dengelenmesi için soykırım planları bile yapabilen bir insan Papa'ya ne tür tavsiyelerde bulunur sizce?" Kissinger'ın sabıka dosyasını kavrayabilmek için yeterli sanırım. Bütün bu gerçeklerden sonra Başbakan Erdoğan'ın Kissinger temasının Papa Benediktus'tan bağımsız olduğunu düşünebilir misiniz?Kesinlikle hayır!Muhtemelen Papa, kendisini uçak merdivenlerinde karşılayan Erdoğan'a, bir numaralı akıl hocası Kissinger ile görüşmesini tavsiye etmiş, Erdoğan da o tavsiyeye uymuştur. Ve bu görüşmenin ardından Başbakan Erdoğan'ın, Irak'taki ABD katliamını mezhep savaşına bağlayan o vahim açıklaması gelmiştir. ABD'nin Irak'ta katlettiği 700 bine yakın masum Iraklının faturasının Başbakan Erdoğan tarafından işgal altındaki Iraklı'ya kesilmiş olması tesadüf olabilir mi? Yoksa Irak soykırımı mimarlarından Kissinger'in akıl hocalığı mı bu açıklamaya zorlamıştır Erdoğan'ı?Başbakan Erdoğan çok tehlikeli sularda dolaşıyor ve her geçen gün Türk milletinin frekanslarından uzaklaşıyor. ABD'de, sabıkalı isimlerle yapılan görüşmeler ve sonrasında yapılan açıklamalar gösteriyor ki, Erdoğan'ın "kalbinin yarısını İstanbul'da bırakan" Haçlıbaşı ile yeni bir ortak yanı daha ortaya çıktı. Bundan böyle ikisi de aynı akıl hocasını kullanacaklar?Pardon yanlış söyledim, ikisi de aynı akıl hocası tarafından kullanılacaklar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012