"Allah kuluna yetmez mi" (Zümer 6) ayet-i kerimesi; yola düşenlere, kararlı adımlara koşanlara, meşakketten bitme noktasına gelenlere ne büyük derman.
"...Güçlü kulumuz Davud'u hazırla! Çünkü O, Allah'a çokça dönen birisi idi."
"Gerçekten Biz, dağları akşamleyin ve kuşluk vakti onunla birlikte tesbih eder halde musahhar kıldık". (Sad - 17-18) ayet-i celileri; kuvvet, ümit ve hayra koşanların nefeslerini güçlendiriyor. Kalbî dayanakları sağlamlaştırıyor.
"Ben işlerimi Allah'a ısmarlıyorum" (El Mümin 44)
Ayetleri ile artık bağını Rabb'i ile kuran kul, dost ve vekil olarak O'na sığınıyor.
Bir kaç gündür Ereğli ilçesindeyiz. Gülüç beldesinde bana bildirilen isme ulaştım.
Tanışıp sohbete başladık. Her zamanki hayranlığımdan birini yaşamaya başladım. Şöyle diyor: "Biz burada karar almıştık. Prof Dr. Haydar Baş beyin yanındayız. Siz gelmeseniz de biz kararımızı vermiştik" dedi ve bir genci göstererek: "İşte gençlik kolları başkanımız"
Çok kıymetli kardeşim Yunus Emre, bir yerden dönerken yolda giden amcaya el ilanı veriyor. Amca eliyle iterek önce, 'istemem' diyor. Sonra, gençtir deyip kırmamak için el ilanını alıyor. Yunus Emre birkaç adım atmış ki arkadan amcamız bağırıyor:
"Dur, dur!... Kusura bakma evladım" diğer partilerden zannettim. Benim oyum bunundur. Ah!... ne zamandır göremiyorum. Bu ara televizyonda göremiyorum. Sürekli takip ediyorum".
Çarşı esnafından bir abimiz:
"Artık memleketin başına böyle dolu, birleştirici, ilerisini gören, cesur, çalışkan biri lazımdır" diyordu. İnsanımızın sahipsizliğinden dert yanıyor, medyanın böyle bir kıymeti, insanına göstermeyişine hayıflanıyordu.
Burada yıllarca siyaset yapmış birisinin sitem dolu sözlerine, siyasete küskünlerin ilgisizliğine aldırmadan coşmaya devam ediyoruz. Koştukça ümitlerin yeşerdiğini görüyoruz.
Aracımızın yanına bir genç geldi.
- Aaa... Prof. Dr. Haydar Baş...
-Tanıyor musun?
-Tanımam mı!
-Nereden?
-Meltem TV'den takip ettim. Bu ara yayın kesik her halde...
Kısa bir hasbihal ettik. El ilanındaki bilgilere dikkatlice bakıyordu. Ben de kendisine soru sormuyordum. Aracın yanına öyle bir sokuluyordu ki, beklediği özlediği, dost kucağa kavuşmuş da bir türlü ayrılmak istemiyor.
Yüreğim titriyor, Vatan için bizleri yollara salan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beye şükranlarınızı arzediyoruz. Bu harikulade coşkuya, devirleri değiştirecek yürek seline, milli heyecana, milli duruşa şahit olduğumuz için sonsuz teşekkür ederim.
"...Güçlü kulumuz Davud'u hazırla! Çünkü O, Allah'a çokça dönen birisi idi."
"Gerçekten Biz, dağları akşamleyin ve kuşluk vakti onunla birlikte tesbih eder halde musahhar kıldık". (Sad - 17-18) ayet-i celileri; kuvvet, ümit ve hayra koşanların nefeslerini güçlendiriyor. Kalbî dayanakları sağlamlaştırıyor.
"Ben işlerimi Allah'a ısmarlıyorum" (El Mümin 44)
Ayetleri ile artık bağını Rabb'i ile kuran kul, dost ve vekil olarak O'na sığınıyor.
Bir kaç gündür Ereğli ilçesindeyiz. Gülüç beldesinde bana bildirilen isme ulaştım.
Tanışıp sohbete başladık. Her zamanki hayranlığımdan birini yaşamaya başladım. Şöyle diyor: "Biz burada karar almıştık. Prof Dr. Haydar Baş beyin yanındayız. Siz gelmeseniz de biz kararımızı vermiştik" dedi ve bir genci göstererek: "İşte gençlik kolları başkanımız"
Çok kıymetli kardeşim Yunus Emre, bir yerden dönerken yolda giden amcaya el ilanı veriyor. Amca eliyle iterek önce, 'istemem' diyor. Sonra, gençtir deyip kırmamak için el ilanını alıyor. Yunus Emre birkaç adım atmış ki arkadan amcamız bağırıyor:
"Dur, dur!... Kusura bakma evladım" diğer partilerden zannettim. Benim oyum bunundur. Ah!... ne zamandır göremiyorum. Bu ara televizyonda göremiyorum. Sürekli takip ediyorum".
Çarşı esnafından bir abimiz:
"Artık memleketin başına böyle dolu, birleştirici, ilerisini gören, cesur, çalışkan biri lazımdır" diyordu. İnsanımızın sahipsizliğinden dert yanıyor, medyanın böyle bir kıymeti, insanına göstermeyişine hayıflanıyordu.
Burada yıllarca siyaset yapmış birisinin sitem dolu sözlerine, siyasete küskünlerin ilgisizliğine aldırmadan coşmaya devam ediyoruz. Koştukça ümitlerin yeşerdiğini görüyoruz.
Aracımızın yanına bir genç geldi.
- Aaa... Prof. Dr. Haydar Baş...
-Tanıyor musun?
-Tanımam mı!
-Nereden?
-Meltem TV'den takip ettim. Bu ara yayın kesik her halde...
Kısa bir hasbihal ettik. El ilanındaki bilgilere dikkatlice bakıyordu. Ben de kendisine soru sormuyordum. Aracın yanına öyle bir sokuluyordu ki, beklediği özlediği, dost kucağa kavuşmuş da bir türlü ayrılmak istemiyor.
Yüreğim titriyor, Vatan için bizleri yollara salan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beye şükranlarınızı arzediyoruz. Bu harikulade coşkuya, devirleri değiştirecek yürek seline, milli heyecana, milli duruşa şahit olduğumuz için sonsuz teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021