logo
24 NİSAN 2024

Erol Göka’nın göçebe Oryantalist ruhu –II–

26.03.2012 00:00:00
"Amacımız daha ziyade göçebelik geçmişimizin ne kadar yakınımızda olduğunu, dolayısıyla bugün de sürdüğünü düşündüğümüz göçebe ruh halimizin ne kadar güçlü maddi zeminlere dayandığını göstermeye çalışmaktır." (s.41)
Erol Göka gibi yazıcılar, herhalde Yahya Kemal'i ya hiç okumamışlar ya da anlamamışlar. Yahya Kemal, oryantalistlerin "barbar göçebe Türk" imgesinin asılsızlığını yerle bir eden derin ve önemli incelemeler yaptı. O, pek çok yazı, şiir ve konferanslarında Türklerin barbar, göçebe bir topluluk değil, büyük ve özgün bir kültür ve medeniyet üreten asil, yerleşik, medenî bir millet olduğunu ortaya koydu.
Bir İstanbul âşığı ve uzmanı olan Yahya Kemal, İstanbul'a büyük bir önem vermiştir. Ömrü boyunca İstanbul araştırmaları yapmış, İstanbul üzerine düşünmüş ve Aziz İstanbul adında bir kitaplık yazı yazmıştır. İstanbul'a, tarihsel kültür ve medeniyet kurumlarına, özellikle de mimari eserlere özel bir önem verdi. Çünkü Oryantalistler, eserlerinde sürekli ve ısrarla Türklerin ilkel dönemlerine, kabile ve kavim dönemlerine vurgu yapıyorlardı. Türkler, hep o dönemde kalmış, medenî millet dönemine geçmemiş, barbar bir kavim olarak anlatılıyordu. Türklerin kültür ve medeniyet üretmediğini, atlı göçebe, akıncı, yağmacı bir kültüre, ilkel bir kültüre dayandıklarını söylüyorlardı.
Yahya Kemal, buna karşı, bu anlayışa ve bu kasıtlı, önyargılı ideolojik tutuma bir tepki olarak tarih içinde Türklüğü araştırırken Türklerin yerleşik hayata, kanuna, soyut fikirlere, sanata, insanlığa dayanan yüksek bir şehir medeniyeti kurduklarını ispata çalışır. Türkler, İstanbul'u Bizanslılardan devraldıkları zaman İstanbul harabe hâlindeydi ve Müslüman Türkler, burayı tamamen kendi ruhlarına, inançlarına, anlayışlarına uygun olarak yeniden imar ettiler ve burada dünyanın en zevkli, en ince, en gelişmiş, en güzel, en insanî bir şehir medeniyetini kurdular. Yerleşik medeniyetin temeli olan müesseseler kurdular, imar faaliyetleri yaptılar, derinlikli soyut sanatlar ürettiler. İşte Yahya Kemal, şiirlerinde Türk–İslam medeniyetinin en güzel örneği olan böyle bir İstanbul'u anlatır.
"Türklük mimarisini bu şehrin her tepesine, her sahiline, her köşesine kurarken güya: "Artık bu diyar dünya durdukça Türk kalacaktır."
Ayrıca şöyle der: "Eski Bizans harabesi üstüne kurulan Türk İstanbul, selefinden (kendinden önceki Kostantinopolis) bambaşka bir hüviyetteydi ve yalnız kendini kuran milletin milliyetinin bir ifadesi gibiydi.
Türkler İstanbul'u 1453'te Bizans'tan bir virane hâlinde tevarüs ettiler (devraldılar). O vakit İstanbul'un ne kadar harap, yoksul ve perişan olduğunu, Bizans'ın meftunu (âşığı) olduğunda şüphe olmayan tarihçi Charles Diehl, uzun boylu yazdığı gibi bu bahsi, bundan yirmi sene evvel İstanbul'da vermiş olduğu bir konferansta da iyi tasvir etmişti. Evet 15. asır Türkleri, İstanbul'u bir virane olarak tevarüs ettiler, derhal imar etmeğe koyuldular, bir asır sonra, o zamanki Avrupa'nın hem en büyük, hem en ihtişamlı hem en güzel şehri hâline getirdiler. Bu hükümde zerre kadar mübalağa yoktur.
Bunu söylemekten maksadımız eski zamanlardan kalma bir gayretle Türklüğe Bizans'ın payitahtına varis olmağı çok gören bazı müverrihlerin (tarihçilerin) el'an (şimdiki) kitaplarında, bütün vesikalara rağmen güttükleri kine bir cevap vermektir. Zerre kadar mübalağa etmeksizin diyebiliriz ki o asırlarda Türklüğün medenî kabiliyeti, Latinlerin medenî kabiliyetinden yüksekti. Latinler, 4. Haçlı Ordusuyla 1204'te İstanbul'u zapt ettiler ve şehre kendileri yerleştiler. Firenk hâkimiyeti İstanbul'da yalnız 57 sene sürebildi. 1261'de Latin İmparatoru hükûmeti ve ordusuyla çekildiği vakit arkasında bir virane bıraktı. Paleologlar o viraneyi 190 sene süren hâkimiyetleri zamanında mamur edemediler. İşte Türklerin 1453'te buldukları İstanbul bu viraneydi."
Şair, ayrıca Türk milliyetinin temel unsurlarından birisi olarak mimarîyi görür. Türk millî ruhunun en iyi somutlaştığı, en güzel ve estetik biçimde ifadeye kavuştuğu sanat olarak mimariyi önemser. Mimariye önem vermesinin bir sebebi var. Türkler Anadolu'ya geldikten sonra bu toprakları vatan hâline getirmek, Türk–İslam yurdu yapmak için yerleşmeye, göçebelikten kurtulup yerleşik medeniyete geçmeye, şehirleşmeye; dolayısıyla mimariye önem vermişlerdir. Bu durum, Türklerin atlı göçebe topluluğu olmaktan çıkıp yerleşik medeniyete, ilkel bir kavim hâlinden medenî bir millet hâline geçme iradesinin bir göstergesidir. Böylelikle Yahya Kemal, Oryantalistlerin Türkleri akıncı, avcı, çadırlarda yaşayan ilkel, barbar, yağmacı, göçebe bir kavim olarak göstermelerine yani bizim sadece kavmî dönemimize vurgu yapmalarına bir tepki koymuştur.
Batılıların bizim için söyledikleri aşağılayıcı ifadeler arasında yer alan barbar, yağmacı, akıncı, göçebe, çadır ahalisi gibi hakaretlere bir cevap olarak Yahya Kemal, Anadolu'da üretilen Türk mimarisine, camilere ve değişik yapılara özel bir önem veriyor. İstanbul'u adım adım dolaşarak nerede bir taş parçası görse dikkatle onu inceleyip sahip çıkıyor ve bunu Türk medenî dehasının bir belgesi olarak heyecanla ortaya çıkarıyor. Türk'ün sanat dehasının pek çok alanda olduğu gibi mimaride de yansımalarını öne çıkararak Türk'ün zannedildiği gibi barbar ve göçebe değil; ya da o aşamada kalmamış; medenî, ince ruhlu, sanat üreten, derin bir millet olduğunu vurgulayarak Türk milliyetçiliği fikrini tahkim etmiştir. Türk sanat dehası mermeri, taşı, toprağı yenmiş, onu hamur gibi yoğurmuş ve çok zarif, ince, güzel yapılar üretmiştir. Âdeta taşın içinde gizli duran en ideal güzel yapı şeklini keşfedip ortaya çıkarmıştır.
Yerli ve yabancı oryantalistlerin bütün zorlama gayretlerine rağmen Türkler, yerleşik hayatta, medeniyette, kültürde, bilimde, sanatta, her alanda hızla ilerleyen bir süreç içindedirler. Göçebelik ruhu filan gibi palavralara inanmayacak kadar da zeki bir millettir. O kadar zekidir ki, Türk'le Türk gibi görüneni ayırt etmede hiç zorlanmaz.
Türk milletinde göçebe ruhu filan yoktur ama galiba Erol Göka'nın bedeninde batılı oryantalistlerin ruhu göçebe olarak gezinmeye devam ediyor.
(Erol Göka'nın aktarımıyla, Rudi Paul Lindner, Ortaçağ Anadolusunda Göçebeler ve Osmanlılar, çev. Müfit Günay, İmge Yayınları, Ankara 2000)
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.