1990'lı yılların başları? Sovyetlerin dağılması ile nefes alan Rusya'daki Müslümanlar, 12-15 yaşlarındaki körpecik çocuklarını Türkiye'ye göndermeye başladılar? Erkekli-kızlı gruplar, Kırım Tatar'ından, Kazan'dan (Tataristan'ın başkentinden) ülkemize geldiler.Onlara kucak açanların başında İcmâl mektebi mensupları, İlmi Araştırmalar Vakfı'nın fedâkar kadroları vardı. Önce Ankara'ya, bir süre sonra İstanbul'a nakledilen bu gençlerin içinde, pırıl pırıl parlayan birisi de vardı: Eric Shaydullin? 15 yaşında idi?Şirinevler'de Bahçelievler'de kendilerine tahsis edilen barınma-eğitim yerlerinde Türkçe öğreniyorlar, dinimizin tevhide dayalı kurallarını ve uygulamalarını görüyor, Türkiye'yi tanıyor ve ülkelerindeki atalarının beklentilerini karşılamak üzere yetiştiriliyorlardı.Hayrat'lar, Murat'lar, Aslan'lar, İsmail'ler, Ömer'ler, Rüstem'ler, Refik'ler ve Ali Haydar? Eric'in ismini Haydar Baş Hocamız Ali Haydar olarak değiştirmişti.Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tesbiti ile: "Ali Haydar başkaydı. Ne verirsen hemen alıyordu. Kendini çok güzel yetiştiriyor ve öğrendiklerini hemen etrafına aktarıyor ve benimsetiyordu? İslam zaten budur. Ali Haydar, Rusya'da Ahmet Yesevi Hazretlerinin Türk dünyasında yaptığını yaptı?"Moskova'da karşılaştığımız, akademisyen ve üniversite mezunu onlarca genç O'nun eseriydi. Rus asıllı gençler, Tatar gençler hep O'nun sohbetinde bulunmuştu. Yüzleri parlayan, secde eseri taşıyan ve haya timsali bu zeki insanlar O'nun kazanımıydı.Prof. Victor Minin ise başlıbaşına bir olay? O'nu kazanmış ve bütün MEM (Milli Ekonomi Modeli)'nin uluslararası kongrelerine katılımını sağlamıştı. Rusya'dan, Türk dünyasından, Amerika ve Avrupa'dan birçok akademisyeni MEM'le buluşturmuş, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızla tanıştırmıştı.Almanya Heidelberg'de, Bakü'de, Bursa'da, İstanbul'da hepsi ayağa kalkmış, önünü iliklemiş, bu büyük Türk dahisinin elini sıkarak ve O'nu bırakmıyarak soru yağmuruna tutmuştu.Rus Victor Minin, O'nun vesilesi ile İslâm'la tanışmış, müslüman olmuş, oruç tutup namaz kılmaya başlamış. Haydar Hocamız O'na Ali Victor ismini vermişti. O da hem İslâm'ın hem de MEM'in dünyaya tanıtımına soyunmuştu. Rusya dışında Güney Amerika ülkeleri'nin akademisyen ve yöneticilerine bu yeni ekonomik modeli taşımıştı.Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ali Efendimiz'e "Ya Ali! Senin vasıtanla bir insanın hidayete ermesi, dünya ve içindekilerin hepsinden daha kıymetlidir" buyurmuştur.Tataristan'ın başkenti Kazan'da yüzlerce akademisyen ve üniversiteli gençle karşılaştık. Hepsi Ali Haydar'ın vesile olduğu, aklı başında, dünyayı tam anlamıyla doğru okuyan zeki-nasipli insanlar? Türkiye'den, dünyadan haberleri var. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın eserlerini okuyorlar, tahlil ediyorlar, anlatıyorlar. Deccal fitnesiyle, ahir zaman fitnesiyle orada da mücadele edenler onlar? Radikal İslam, Vahhabilik, Ilımlı İslam ve dialogcuların yaygın fitnesine karşı Tatar müslümanlarını koruyan bir tevhid zırhı olmuşlar?Ali Haydar'ın baba ocağı tam bir müslüman evi? Babası duygularını "Ali Haydar bana Haydar Baş'ın iktisadi modelinden, İslam dinine ve Türk Milletine üstün hizmetlerinden bahsetmişti. O'nun ölümünün kırkında buraya gelmeniz O'nu ne kadar çok sevdiğinizin işareti" diye Hocamıza teşekkür ettiler. Ali Haydar oğlunun adil olan ismini Hüseyin koymak istemiş, ama ömrü vefa etmemiş? Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, oğluna dualarla, ezan ve kametlerle "Hüseyin" ismini taktılar. Salavatlar, tekbirler, okunan kasideler, ilahiler ve Kur'an tilavetiyle Tatar evi Arafata dönüştü, herkes feyziyâb oldu. Rahmetli Ali Haydar (r.a.), 15 yaşında Türkiye'ye gelmiş, 35 yaşında şehit olarak Hakk'a yürümüştü. 20 seneye öyle şeyler sığdırdı ki, İcmâl mektebinin, İcmâl Üniversitesi'nin örnek prototipi oldu. Bu mektep insan-ı kâmil mektebiydi, şehitler mektebiydi, evliyalar yetişen ocaktı.Bu yüce mektep, Allah adamı yetiştiriyor, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt aşığı oluşturuyor, Ahmet Yesevi'nin izinden ve tasarrufundan asırlar boyu ve kıyamete dek Türk milletine ve tüm insanlara Hakk'ı taşıyor.Hacı Ali Haydar (r.a.), iki sene önceki Hac'da Arafat'tan Müzdelife'ye, oradan Mina'ya olan yolculuğumuzda, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önünde yılmadan yorulmadan, aşağı düşürmeden Türk bayrağını taşıyan bayraktarımızdı?20 sene önce İcmâl Üniversitesi'ne talebe olan ve hayatını Allah ve Resûlüne adayan, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan ahzettiği ilimlerle mücehhez bir şekilde, tevhid bayrağını yaşadığı her yerde taşıyan bu Hak dostu şehidimizin, kabrini ziyarette, çok güzel bir manevi atmosfer vardı.Hocamız O'na "Esselâmü Aleyke Ya Veliyyellah! (Allah'ın selâmı senin üzerine olsun Ey Allah'ın Velisi)" diye seslendi.Daha söze ne hacet? Allah bizleri ve tüm ümmet-i Muhammed'i, O'nun şefaatine nail eylesin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019