ABD yönetimi Nikaragua'dan elindeki Rus yapımı yaklaşık 2000 civarındaki karadan havaya füzeyi yok etmesi talebinde bulundu ama Nikaragua yönetimi buna sıcak bakmıyor.
Dışişleri Bakanı Powell tarafından önceki gün dile getirilen bu talebe Nikaragua Genel Kurmayı'nın yanıtı sert oldu. Genel Kurmay, teklife açık olduklarını fakat bölgesel güvenlik için ellerinde füzeleri tutmak zorunda olduklarını kaydetti.
Aynı ABD, Kuzey Kore'yi de başta nükleer donanımlar olmak üzere füzelerden soyutlamayı tasarlıyor, bunda da pek muvaffak olamıyor.
Aynı durum Suriye, İran, Lübnan hatta Filistin için de geçerli.
Suriye ve İran'ın bölge için büyük tehdit oluşturduğunu söyleyen ABD, İsrail şiddetini es geçerek Filistin'in elindeki eski marka füzelerle uğraşıyor.
Hatırlayacak olursanız 2001 yılında Akdeniz açıklarında bir gemiye Filistin'e silah taşıdığı gerekçesi ile el konulmuştu. Nereden ve ne amaçla geldiği tam olarak kestirilemeyen silahlar gerekçe gösterilerek Filistin üzerine baskı kurulmuştu.
Peki İsrail, Güney Kore ve Hindistan için neler yapılıyor?
Bugün İsrail, Ortadoğu'daki ateşi körükleyen çıbanbaşı olarak ortada duruyor. Dünyanın silahlanma yönünden en güçlü ve en teknik ülkelerinden olan İsrail'e ABD'nin sesi çıkıyor mu? Tam tersine, ABD,İsrail'e askeri gereç ve finansman sağlayarak ona kalkan oluşturuyor.
Kuzey Kore'deki siyasal rejimi absorbe edebilmek için Güney Kore'ye silah yağdırılıyor. Geçen hafta alınan karar bağlamında ABD yönetimi Güney Kore'ye ülke sınırlarını savunması için silah yardımında bulundu.
Pakistan karşısında Hindistan'a koltuk çıkan ABD yönetimi bölgede Hindistan'a sempati besliyor. Hindistan'ın hemen her ay denediği yeni füzelere ses çıkarılmazken, Pakistan'ın misilleme nitelikli denemelerine ateş püskürülüyor.
Değişik coğrafyalarda hassas dengeleri kendi lehine yoğurabilmek için ilginç söylem ve uygulamalara imza atan ABD yönetimi bir yandan da sıcak çatışmalarla uğraşıyor.
Afganistan'da ve Irak'ta yaşananlar ortada.
ABD,ikircikli politikalarına ne kadar çok ivme verirse o kadar sıcak çatışmalara kendini çekmiş olacak.
Ekonomi literatüründe mevcut sorunların neden ve sonuçlarına ilişkin Ex-ante ve Ex-Post adı verilen kavramlar vardır.
Ex-ante'de sorunun kaynağı araştırılmaya çalışılırken, Ex-Post'ta sorunlara önlem alınmaya çalışılır.
ABD'nin de yapması gereken öncelikli olarak Ex-ante sürecin yani sorunun asıl kaynağının ne olduğunu iyi idrak edebilmek.
Uygulama için Irak pilot bölge olarak seçilemez mi mesela?
Dışişleri Bakanı Powell tarafından önceki gün dile getirilen bu talebe Nikaragua Genel Kurmayı'nın yanıtı sert oldu. Genel Kurmay, teklife açık olduklarını fakat bölgesel güvenlik için ellerinde füzeleri tutmak zorunda olduklarını kaydetti.
Aynı ABD, Kuzey Kore'yi de başta nükleer donanımlar olmak üzere füzelerden soyutlamayı tasarlıyor, bunda da pek muvaffak olamıyor.
Aynı durum Suriye, İran, Lübnan hatta Filistin için de geçerli.
Suriye ve İran'ın bölge için büyük tehdit oluşturduğunu söyleyen ABD, İsrail şiddetini es geçerek Filistin'in elindeki eski marka füzelerle uğraşıyor.
Hatırlayacak olursanız 2001 yılında Akdeniz açıklarında bir gemiye Filistin'e silah taşıdığı gerekçesi ile el konulmuştu. Nereden ve ne amaçla geldiği tam olarak kestirilemeyen silahlar gerekçe gösterilerek Filistin üzerine baskı kurulmuştu.
Peki İsrail, Güney Kore ve Hindistan için neler yapılıyor?
Bugün İsrail, Ortadoğu'daki ateşi körükleyen çıbanbaşı olarak ortada duruyor. Dünyanın silahlanma yönünden en güçlü ve en teknik ülkelerinden olan İsrail'e ABD'nin sesi çıkıyor mu? Tam tersine, ABD,İsrail'e askeri gereç ve finansman sağlayarak ona kalkan oluşturuyor.
Kuzey Kore'deki siyasal rejimi absorbe edebilmek için Güney Kore'ye silah yağdırılıyor. Geçen hafta alınan karar bağlamında ABD yönetimi Güney Kore'ye ülke sınırlarını savunması için silah yardımında bulundu.
Pakistan karşısında Hindistan'a koltuk çıkan ABD yönetimi bölgede Hindistan'a sempati besliyor. Hindistan'ın hemen her ay denediği yeni füzelere ses çıkarılmazken, Pakistan'ın misilleme nitelikli denemelerine ateş püskürülüyor.
Değişik coğrafyalarda hassas dengeleri kendi lehine yoğurabilmek için ilginç söylem ve uygulamalara imza atan ABD yönetimi bir yandan da sıcak çatışmalarla uğraşıyor.
Afganistan'da ve Irak'ta yaşananlar ortada.
ABD,ikircikli politikalarına ne kadar çok ivme verirse o kadar sıcak çatışmalara kendini çekmiş olacak.
Ekonomi literatüründe mevcut sorunların neden ve sonuçlarına ilişkin Ex-ante ve Ex-Post adı verilen kavramlar vardır.
Ex-ante'de sorunun kaynağı araştırılmaya çalışılırken, Ex-Post'ta sorunlara önlem alınmaya çalışılır.
ABD'nin de yapması gereken öncelikli olarak Ex-ante sürecin yani sorunun asıl kaynağının ne olduğunu iyi idrak edebilmek.
Uygulama için Irak pilot bölge olarak seçilemez mi mesela?
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005