Ülkesi işgal edilenlerin ortaya koyduğu direnişler, genelde birbirlerine benzerler. Ancak Filistin direnişinin, diğerlerinden birçok ayrıcalığı söz konusudur. Filistin'de terörle işe başlayan Siyonistler, sonunda Batılılar tarafından devlet olarak tanındı. Ne yazık ki, Türkiye de, o terör örgütünü ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. İsrail tanındıktan sonra, Filistinlileri yerinden yurdundan sürdü, kelimenin tam anlamıyla onlara karşı soykırım uyguladı. Başka çaresi kalmayan Filistinliler, mecburen direndiler.Dünyada en haklı ve soylu direnişlerden biri olan Filistin direnişi, çok değişik dönemler geçirmiştir. Filistinliler, farklı adlar altında, farklı yöntemler benimseyen direniş örgütleri kurdular. Ancak Filistin direnişi, Hamas ile birlikte ayrı bir boyut ve hüviyet kazandı. Çünkü Hamas, direnişi, İslâmi esaslara dayandırdı ve İslâmi hedeflere yönlendirdi. Bu, sadece İsrail'i değil, İslâm ülkelerindeki işbirlikçi idarecileri de korkuttu ve endişeye sevk etti. Bundan dolayıdır ki, işbirlikçiler, Hamas'a destek vermiyor, İsrail'in zulmü karşısında onu yapayalnız bırakıyorlar. Hamas'ın Gazze'de yıllarca ablukaya alınmasına göz yumdular, ses çıkarmadılar. Buna rağmen Hamas, ne direnişten, ne de benimsediği ilkelerden taviz verdi. Yiyecek ekmek, içecek su bulmakta zorlanan Hamas üyeleri, kendi el yapımı füzelerle, en modern silâhlarla donatılmış İsrail terör örgütüne karşı şanlı direnişini sürdürüyor ve ona zayiatlar verdiriyor. Hamas'ın bu başarısı, silâhları olduğunda, daha neler başaracağının müşahhas göstergesidir. İsrail, dünyanın gözü önünde pervasızca soykırım yapıyor. Hiçbir ülke, ona gereken tepkiyi göstermiyor. Ne gariptir ki, suçlanan ve baskıya maruz kalan yine Filistinliler oluyor. Ateşkes için Hamas'a dayatılan şartı, Hamas'ın siyasi büro şefi Halid Meşal şöyle açıkladı: "Mukavemet güçlerinin silâhsızlanmasını istiyorlar. Bütün dünya İsrail'e destek veriyor. Biz silâhsızlanacaksak, İsrail de işgali bitirip silâhsızlanacak." Bir direniş örgütüne "silâhsızlanacaksın" demenin anlamı, "teslim ol" demektir. Filistinlilere, açıkça deniliyor ki, "sizin insanca yaşama hakkınız yok, İsrail'e köle olun, onun zulmüne ve işkencesine rıza gösterin." Böyle bir dayatmayı, izzet sahibi Filistinliler kabul edebilir mi? Kabul etmediği içindir ki, Filistinliler, zilletle yaşamaktansa ölmeyi tercih ediyorlar. Filistin direnişinin gerçek anlamını çok iyi kavramak gerekir. Zira bu direniş, Yahudi ve Hıristiyanların, Müslümanlara karşı birlikte başlattıkları Armageddon Savaşı'na direniştir. ABD ve İsrailli yöneticiler, Armageddon Savaşı'nın zamanının geldiğine inandıkları için, İslâm coğrafyasının her tarafını ateşe veriyorlar. Ülkemizde ve bölgemizde meydana gelen isyan, ayaklanma, suikast, terör ve savaşları, bu çerçevede değerlendirmemek, büyük bir gaflettir. Yahudi ve Hıristiyanların ortak inancına göre, Armageddon Savaşı'nda tüm Müslümanlar öldürülecek. Böyle inandıkları için İsrail, çoluk çocuk demeden öldürüyor, ABD de "İsrail savunma hakkını kullanıyor" diyor. İslâm ülkelerinin yöneticileri de hâlâ daha insan haklarından ve savaş hukukundan söz ediyor. Anlayalım artık bunlar, Müslümanlar için geçerli olmayan kavramlardır. Özetle ifade edersek, Müslümanlar açısından olumsuzluk ve imkânsızlıklar çok, ama yine de ümitliyiz. Çünkü zulümle payidar olunmaz. İsrail geçmişteki ataları gibi zulmediyor. Ataları zulmettikleri için Hz. Davud ve Hz. İsa'nın diliyle lânetlenmişlerdir. İsrail, aynı lânetlik işleri yaptığı için, o da lânete muhataptır. Sözün özü, eninde sonunda Filistinliler kazanacak, İsrail kaybedecektir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018