Geçtiğimiz hafta sonu katıldığı bir etkinlikte İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İcabında Finlandiya'yla ilgili farklı mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak" demişti.
Bu açıklamalar Türkiye'nin Finlandiya'nın NATO üyeliğine onay vermeye hazırlandığının işareti.
Peki, İsveç'in NATO üyeliğine kapı açmayan Türkiye, Finlandiya'nın üyeliğine 'evet' derse İsveç bu durumda gerçekten şok mu olur?
Yoksa bayram mı eder?
Siz ne dersiniz?
Ben şok olacağından hiç emin değilim.
Zira İsveç, Rusya'yla karadan sınırdaş bir ülke değil.
Ancak Finlandiya'nın Rusya'yla bin 340 kilometre karasal sınırı var.
NATO'nun başat unsuru ABD, sizce hangi ülkenin NATO üyesi olmasını tercih eder?
Elbette ki Finlandiya'nın.
Çünkü Finlandiya'nın NATO üyesi olması durumunda İsveç'le Rusya arasına, NATO üyesi olmuş Finlandiya girmiş olacak.
Haritayı açıp bakarsanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlayabilirsiniz.
Yani Finlandiya'nın ittifaka üyeliğine Türkiye'nin onay vermesi, İsveç için NATO'ya girmeden ittifaka üye olmak gibi bir şey...
Bu durumdan şikâyet eden bir NATO üyesi olacağını hiç sanmam.
Bana öyle geliyor ki, İsveç'te defalarca yaşanan Kur'an-ı Kerim yakılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan terörist eylemlerin hiç birisi tesadüf değildi. Hepsi kurgulanmış ve önceden planlanmış şeylerdi.
Ve korkarım ABD ve NATO başta olmak üzere herkes işin içindeydi.
Yani demem o ki, İsveç kötü polisi oynadı. Bu sırada hiç ses çıkarmayan Finlandiya ise iyi polis rolüne büründü.
Finlandiya'dan dün kamuya açık alanlarda Kur'an-ı Kerim gibi kutsal kitapların yakılmasına izin verilmeyeceğine dair bir açıklama da geldi.
Üzerinde düşünülmüş, arkasında diplomatik akıl varlığının hissedildiği hamlelerle Türkiye'yi yavaş yavaş bugünkü konumuna kanalize ettiler.
Sonuçta kısa zaman içinde Ankara'yı tam istedikleri yere, yani Erdoğan'ın da ifade ettiği Finlandiya'ya NATO onayı verme noktasına getirdiler.
Şimdi Ankara'dakiler Finlandiya'nın NATO üyeliğine 'evet' diyerek İsveç'e ders vermenin çok iyi olacağına ikna olmuş durumdalar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Finlandiya konusunda yaptığı son açıklama bunun göstergesi mahiyetinde.
Peki, şüphelerimde haklıysam ve böyle bir iyi polis kötü polis oyunu sergilendiyse Ankara bunun farkında olamadı mı?
Buna da pek ihtimal vermem.
Çünkü bu bilindik oyun, Dışişleri'ndeki tecrübeli diplomatların gözünden kaçmamıştır ve mutlaka gerekli bilgilendirmeler yapılmıştır.
Peki, o zaman neden bile bile oyuna gelip Finlandiya'ya 'evet' demeye hazırlanıyoruz?
Korkarım bu da tamamen seçimlere yönelik bir yatırım.
Hükümet, İsveç'e 'evet' derse bunun sandıkta acı bir karşılığı olacağını bildiği için bu oyunu gördüğü halde gıkını çıkarmamış olabilir.
Neticede ABD ve NATO istediğini alacak. Hükümet de seçim öncesi Washington'un ve de elbette NATO'daki müttefiklerin(!) canını sıkmamış olacak.
Yani sözün özü şu; iyi polis kötü polis oyunuyla kandırılan hükümet değil, asıl bu oyun oynanarak kandırılan 85 milyon Türkiye'dir.
Geçmiş olsun…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024