Zulüm ve zalim birlikte anılırmış.
Firavunların resmi geçidi doğrusu ibret vericiydi. Toprağın bile kabul etmediği bu insanlar yaşarken yaptıklarının bedelini ölümlerinden sonra da ilginç bir biçimde ödüyorlar. Yüzlerce yıl süren egemenliklerinde kölelik, kan, gözyaşı ve bağnazlık olan; tahtın devamlılığı için her şeyi göze alan bir soy. Ancak her şey gibi o da sona ermiş.
Hep söylediğim bir örneklemedir. İbret almak ve ibretlik olmak birbirine benzeyen iki kelimedir. Bazı insanlar diğerlerine ibret olmak için, bazıları da ibret almak için yaratılmışlardır. Bu nedenle ibretlik olanlar davranış bozukluklarının farkında olmazlar. Kibir, gurur, ön yargı ve bağnazlık ön plandadır. Kendi çıkarları için başkalarına haksızlık etmekten çekinmezler.
Bugün bile değişmeyen kural; erkeklerin kadınla, kadınların ise altınla sınandığı gerçeğidir.
Birisine makam ve para vermeden onun gerçek huyunu suyunu anlayamazsınız. Şahsen ben hayatımda böyle çok insan tanıdım. Öncesine ve sonrasına şahit oldum.
Kendimi yetişkinlerden soyutlayıp; çocuk ve gençlerle çalışmamın nedeni budur. Çocuklar nispeten saf, masum ve öğretilmemişse yalandan arınmış varlıklardır.
Atasözlerini severim. Tıpkı; "Ağaç yaşken eğilir" derler ya! Eğer çocuklara küçük yaştan itibaren iyi ve güzel alışkanlıklar aşılanabilirse, ileriki yaşlarda kazandıkları güzel davranışları kaybetmeleri oldukça zordur.
Hoş; günümüzde karşılaştığımız olaylar, onları birer namus abidesi olarak yetiştirmeye çalışmanın da ne kadar doğru olduğunu sorgulamamıza neden oluyor.
Ayrıca çocuk ve gençler ailelerinin birer kopyasıdır. Onlara bakarak ana-babaları hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Yanlış davranışlarını değiştirmeye çalışırken zorlanırsınız. Günümüzün en büyük rahatsızlığı para ve mevki peşinde koşan yetişkinlerin, her yol mubah diyerek gösterdikleri davranış bozukluklarıdır ve bunun çocuklara da yansımasıdır.
Benim çalışmalarım asla özel okullardaki çocukları kapsamadı. Hep devlet okullarındaki çocuk ve gençlerle çalıştım. Özellikle de meslek liselerinde… Onların gösterdiği saygı ve sevgiyi maalesef özel okullarda çalışan arkadaşlarımızın göremediklerini ifade etmeleri beni bu kurumlardan uzak tuttu.
Doğa içinde yapılan aktivitelerde her zaman bizi bekleyen bir dizi tehlike vardır. Bunu engellemenin tek yolu disiplin ve karşılaşabileceği olaylara karşı 'daima hazır' olmaları için doğru davranış biçimini öğrenmelerini sağlamaktır. Öğretmenini dinlemeyen çocuğu biraz incelediğinizde ailenin tutumu ön plana çıkmaktadır. Okulda eşyaya zarar veren çocuğun genel tutumu anne-babanın söylemleri ile aynıdır. Cezai bir yaptırımdan ziyade para ön plandadır. Öğrenciye ticari emtia gibi bakan özel kurum sahiplerinin de öncelikli çabaları elde edecekleri gelir ile kurumu döndürmek olduğu için çocuklardaki davranış bozuklukları hoş görülür.
Şimdi bunun Firavunların geçit töreni ile ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim.
O kadar yakından ilgili ki; nasıl olup da Mısır'da firavunların bu kadar uzun yıllar hüküm sürdüğünü, neden sona erdiğini incelediğimizde, bunun ekonomik veya iklimsel yapı ile ilgili olmadığını, tamamen bir eğitim ve ahlak sorunu olduğunu görüyoruz.
Çok genç yaştan itibaren tüm firavunların çok sıkı bir disiplin altında eğitildiklerini; duygusallığa yer olmadığını, hatta bazılarının bu eğitimlerde zayiata uğradıklarını öğreniyoruz. Devletin yaşaması ve hükümdarlığın sürmesi için sadece firavunlar değil; saray görevlilerinin de, çocukları için ayrı bir eğitim sistemi bulunduğunu, yerlerini ve hizmet ettikleri kişiyi unutmasınlar diye özel olarak eğitildiklerini, rahiplerin cezaya dayalı bir eğitim geleneği oluşturarak geleceğe hazırladıklarını görüyoruz.
Sülale ayaklanmalarının çoğu, mevcut zenginlik ve yönetimi ele geçirmek için aile içi çekişmelerin bir sonucu olmuş. Hiçbir şey romantik Mısır hikâyelerinde olduğu gibi değil. Mısırlı rahiplerin halkın inanç sistemleri üzerinde korkunç bir etkisi ve yaptırımları var. Bugün bile pek çok gizli tapınakta onlara inanan ve geleneği devam ettirenler mevcut.
Pandemi döneminde yapılan firavunların geçiş töreni, bana hiç de öyle sırf turizm ve Mısır'ı tanıtma amaçlı bir töreni gibi gelmedi.
Aksine, Firavunları yeniden dirilterek ön plana çıkartan; halkın hurafeler ile zihnini bulandıran bir organizasyon. Eski Mısır takvimini incelediğinizde bazı bağlantılar özellikle yolculuk gününü işaret ediyor.
Nakil törenine gösterilen özen, sadece saygının bir ifadesi değil; görkemli günleri hatırlatıp duyulan özlemin tezahürü…
Bundan sonra Mısır'da olacaklara biraz daha dikkat etmek, bazı gerçekleri çok daha net görmek ve tedbirli olmak zorundayız.
Görelim bakalım yaradan ne eylerse güzel eyler…
Sağlıkla kalın.
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023
- Çocuk! / 05.11.2023
- Deprem gerçeği / 01.11.2023
- Cumhuriyet anlayışı / 28.10.2023