Tüm dünya, İran ve Hizbullah'ın, İsrail'in Beyrut'taki Fuad Şükr ve Tahran'daki İsmail Haniye suikastına karşı vereceği cevabı beklerken, geçtiğimiz hafta boyunca Gazze'de yine bir dizi insanlık dışı eyleme tanık olduk. Yaşanan olayları derinlemesine analiz etmek gerekirken ve arka planda olan olaylar son derece önemli ve kapsamlı olmasına rağmen, her gün ekranlarda İran ve İsrail'in danışıklı dövüştüğünü iddia eden medya maymunlarına karşılık olarak, dilimiz döndüğünce durumu kısaca değerlendireceğiz.
Amerika ve Batılı müttefikleri her dönem bölgede iki yöntem kullandılar: rüşvet ve tehdit. Kendilerine taraf olan ülkelerin gerek onursuz yöneticilerine, gerek medyasına, gerekse iş adamlarına rüşvet veriyor ve vermeye devam ediyorlar. Bölgede kimlerin Amerika'ya hizmet ettiği de, Amerika tarafından kimlerin tehdit edildiği herkesçe biliniyor.
Bir yandan Amerika, Lincoln uçak gemisi ve aralarında nükleer başlıklı füze taşıyan bir denizaltı da bulunan devasa bir deniz filosunu bölgeye sevk etti.
NATO'nun göbeğindeki beş ülke olan Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya, ortak bir bildiri ile İran'ı bölgede tansiyonu tırmandırmaktan kaçınması konusunda uyardı ve İsrail'e saldırı durumunda İsrail'i savunacaklarını belirttiler.
Aslında yaptıkları bir uyarı değil; saldırgan tarafı onaylayan ve mağdur 'un hiçbir şekilde tepki göstermesini kabul etmeyen, tüm uluslararası yasa ve yönetmelikleri göz ardı ederek, ulusların egemenlik hakkını ve meşru savunmasını kullanmasını engellemeye yönelik küstahça bir tehditti.
Bir parantez açmak istiyorum:
Bu eylem, bizlere bir kez daha Batı'nın gözünde İsrail'in tüm uluslararası yasaların üstünde olduğunu ve istediği her türlü suçu işleme hakkına sahip olduğunu ve tüm sorumluluktan muaf tutulduğunu gösteriyor.
İran Dışişleri Sözcüsü Kenani, bu tehdide karşılık olarak İran'ın kendini savunmak için kimseden izin almayacağını vurguladı. Yemen Ensarullah Hareketi'nin lideri el-Husi ise Amerika'nın, direnişin cevabını engelleme çabasının başarısız olduğunu belirtti. Ayrıca, Amerika'nın bölgede büyük miktarda askeri güç yığmasının İsrail'e karşı kararlı mücadelelerini engelleyemeyeceğini, Amerika'nın Lübnan, Irak, Afganistan ve hatta Somali gibi birçok ülkedeki askeri müdahalelerinin başarısız olduğunu ve en nihayetinde geri çekilmelerine yol açtığını söyledi.
Amerika'nın diğer bir hamlesi ise Katar'da ateşkes görüşmelerini yeniden canlandırmaktır. Direniş Cephesi, defalarca sadece Gazze'deki savaşın durdurulması halinde operasyonlarını derhal durduracağını açıklamıştı. Amerika, Katar'daki toplantının ateşkesle sona ermesi durumunda İran ve Hizbullah'ın, Fuad Şükr ve İsmail Haniye suikastlarına doğal olarak karşılık vermeyeceği düşüncesinde. Ancak Hizbullah, Fuad Şükr'e yapılan suikasta verilecek cevabın, egemenliğin ihlali ve oyun kurallarının bozulmasıyla ilgili olduğunu, Gazze savaşıyla ilgisi olmadığını açıkladı.
Amerika, Doha görüşmelerini ciddiyetle takip etti. CIA Başkanı William Burns, görünüşe göre aylardır bölgede bulunuyor ve görüşmeleri yönetiyordu. Buna ek olarak, Amerika'nın Irak ve İran meseleleri konusunda uzmanlaşmış ünlü diplomat ve güvenlik uzmanı Brett McGurk de ona katıldı ve İsrail'in üç güvenlik teşkilatının başkanları da Doha'ya gittiler. Bu arada, Hamas bu görüşmelere hiç önem vermedi. Hamas Siyasi Büro üyesi Usame Hamdan, Beyrut'tan yaptığı açıklamada, Hamas'ın görüşmelere sadece Biden planının uygulanmasının temel alınması şartıyla katılacağını belirtti. Bu, çok akıllıca bir tutumdu çünkü bu plan daha önce Hamas tarafından kabul edilmiş, ancak Netanyahu tarafından reddedilmişti ve bu tutum şu anda Amerikan tarafını çıkmaza sokuyor. Haniye'den sonra Gazze'deki direniş operasyonlarının siyasi ve askeri liderliğini üstlenen Yahya Sinvar, görüşmelere katılmayı kesin bir şekilde reddetti. Ajanslarda belirtilen, görüşmeler geçen Perşembe ve Cuma günü sonuçsuz kaldı ve devamı bu haftaya ertelendi.
Sinvar'ın bu tutumunun önemli bir nedeni, Netanyahu'nun aslında savaşın sona ermesiyle ilgilenmediğinden emin olması olarak değerlendiriliyor. İsrail'in amacının gerginliği artırıp tüm bölgeyi patlama noktasına taşıyarak Amerika'yı savaşa çekmeye çalıştığı aşikar. Geçmiş görüşmeler sonrası hepimiz, Hamas'ın esirleri serbest bırakırken gösterdiği yumuşak davranışlarına şahit olduk. Hamas tarafından esirlere gösterilen esneklik, İsrail tarafını daha fazla baskı ve yeni katliamlar yapmaya teşvik etti. Sonuç olarak, Hamas, görüşmeler konusunda dün söylediğinin aynısını söyleyerek kararlı bir duruş sergiliyor.
Tabii, bir de Kahire'de yapılacak yeni tur görüşmelerin ne sonuçlar doğuracağını bekleyip göreceğiz.
Peki, Türkiye konunun neresinde derseniz;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek, bunun benzerini aynen onlara (İsrail) da yaparız. Yapmamak için hiçbir engel yok. Sadece biz güçlü olmalıyız ki bu adımları da atalım," demişti.
İsrail Dışişleri Bakanı Katz ise sosyal medya hesabından Erdoğan'a yanıt olarak, "Erdoğan, Saddam Hüseyin'in izinden giderek İsrail'e saldırma tehdidi savuruyor. Ne olduğunu ve nasıl bittiğini hatırlamalı," diyerek tehdit etti.
Azerbaycan gazetesinde, "Karabağ'daki zaferin sadece şanlı Azerbaycan ordusu, yiğit askeri ve kahraman halkına ait olduğu" yazıldı ve Karabağ savaşı sırasında Türkiye'den gönderilen mühimmatın yardım değil, her kuruşuna kadar parasının ödendiği belirtildi.
Tabi bir de, ana muhalefet liderinin turistik Filistin gezisi gündemleriyle meşgul ediliyoruz. Sayın Özel'e Mescid-i Aksa, Kubbet'us Sahra, Kabir kilisesi veya Ağlama duvarları detaylı anlatılmazsa, Sonra aylarca gündem üzerine basılan seccade olur.
İsrail'in amacı Arz-ı Mev'ud'dur. Yaşananları Hamas-İsrail savaşı olarak görmek, kör olmaktan beter bir gaflettir.
Türkiye, Gazze'de fitili yakılan savaşın rüzgârı arkasına almış bir orman yangını gibi kendisine sıçrayacağını görmelidir. Bölgede yakılan her fitilin sonundaki dinamitin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dibinde olduğundan hiç şüpheniz olmasın.
- Anglosakson ekseni / 26.09.2024
- Aselsan 2023… 2053… 2071 / 21.09.2024
- Imad 4 / 26.08.2024
- Time dergisine başlık: 'Rüzgara düğüm atmak' / 24.08.2024
- Fitiller ateşlendi / 23.08.2024
- Gençliğe Hitabe’den fırlamışçasına / 24.03.2024
- İLKESİZ CHP / 23.03.2024
- ABD terör kuvvetleri / 12.01.2024
- Ölmemek için ölenler… / 08.01.2024