Terörist Netanyahu, Time dergisin Ağustos 2024 sayısına kapak oldu. Time dergisine verdiği röportajda "Savaşın asıl amacı, İsrail'in caydırıcılığını yeniden tesis etmeye çalışmaktır" diyor. Daha kesin bir ifadeyle, İsrail'in caydırıcılık ilkesi katliam, terör ve yıkıma dayanmaktadır. İsrail, sivilleri öldürerek, Lübnan, Suriye ve İran'daki direniş liderlerine yönelik suikastlar düzenleyerek, caydırıcılık ilkesini uygulamaya ve 7 Ekim'den bu yana zedelenen itibarını daha da kuduzlaşarak yeniden kazanmaya çalışmaktadır. Böyle bir atmosferde, Yahya Sinvar'ın Hamas'ın siyasi liderliğine seçilmesi, birçok açıdan önemli ve dikkat çekicidir.
Yahya Sinvar hakkında yazacağımızı daha önceki yazılarımızda belirtmiştik; kısmet bugünmüş.
Sinvar, yaklaşık 23 yılını İsrail hapishanelerinde geçirmiştir. Aklıma gelmişken yazmak isterim, Nelson Mandela 27 yıl hapis yatmıştı. Aklıma bir şey daha geldi onu da yazmadan edemeyeceğim. Time dergisinin 2013 Aralık sayısının kapağında Nelson Mandela vardı. Konumuza dönersek, birkaç kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Sinvar, hem Hamas'ın askeri hem de siyasi kanadında üst düzey görevlerde bulunmuştur. Kassam Tugayları'nın kurulmasında emeği geçmiş ve İsrail için casusluk yapanları tespit etmek ve yargılamakla görevli "Mecd" adlı iç güvenlik teşkilatını kurmuştur. Hamas'ın temel örgütsel yapılarının başlıca mimarlarından biri olan Sinvar, Gazze'deki siyasi ve askeri operasyonları birleştirmek ve karar alma süreçlerini hızlandırmak için şüphesiz Hamas'ın en iyi seçimi olmuştur.
Askeri ve istihbarat yeteneklerini güçlendirme çabalarının yanı sıra Sinvar, Gazze'deki Hamas ofisinin başkanı olarak görev yaptığı dönemde, Hamas'ın dış ve iç ilişkilerinin yanı sıra bölgesel düzeyde anlaşmazlıkların çözümüne de odaklanmıştır. Tüm Filistinli gruplarla ilişkiler kuran Sinvar, Fetih ile Hamas arasındaki ilişkileri düzeltme çabası göstermiştir. Suriye'deki Esad rejimi ile Hamas arasındaki ayrılığı sona erdirmiş, Mısır ile ilişkileri yeniden canlandırmıştır. 2011'deki Suriye iç savaşından bu yana aksayan İran ile ilişkilerini yeniden inşa etmek için önemli adımlar atmıştır.
Sinvar'ın Kasım Süleymani'nin şehadetinden sonra yaptığı konuşmasını hatırlayalım:
"O, açık bir şekilde dedi ki: Bizim tüm gücümüz ve imkânlarımız, Kudüs'ü savunmak için sizin emrinizdedir. O, buna karşılık ne bir talepte bulundu, ne de bir şart koştu."
Sinvar ayrıca, çeşitli eylemleriyle Filistin davasını küresel arenada yeniden canlandırmaya, İsrail'in meşruiyetini sarsmaya çalışmıştır. İsrail'in Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirme çabalarını durdurmaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Bir keresinde İsrailli bir gazetecinin sorması üzerine İsrail ile uzun vadeli bir ateşkes konusunda müzakere etmeye istekli olduğunu ve belki de sonraki nesillerin müzakere yoluyla devam edebileceğini söylemiştir.
İsrail Sinvar'ı onlarca defa suikastla hedef alıp Hamas'ı yok etmeye çalışmışsa da, aradan geçen 11 ayı aşkın sürede ne Hamas yok olmuştur ne de Sinvar sahneden çekilmiştir. Aksine, Hamas varlığını sürdürmüş ve Filistin gösterileri dünyada daha da popüler hale gelmiş, Sinvar ise Hamas'ın siyasi liderliğine seçilerek konumunu daha da güçlendirmiştir.
Hamas'ın yeni siyasi lideri, Gazze'de İsrail'e karşı 11 aya yakın bir direnişi yönetmiş ve hala sahada aktif rol oynamaktadır. Gazze'deki diğer savaşçılarla birlikte çatışmanın merkezinde yer alması ve çatışmayı yönetme yaklaşımı nedeniyle de Filistinliler arasında yüksek itibar kazanmıştır.
Haniye suikastından sonra Hamas'ın siyasi liderliği için Halit Meşal gibi isimler anılırken, kararlı ve uzlaşmaz bir kişilik olarak tanınan Sinvar'ın Hamas'ın Yüksek Liderlik Konseyi'nin tam mutabakatıyla seçilmesi, İsrail için beklenmedik ve şaşırtıcı olmuştur.
Hamas sözcüsü, "Bu örgüt, savaş ve siyaset alanında kararlıdır" şeklinde açıklama yaparak, Hamas yönetiminin Gazze'nin arkasında birleştiğini ve Gazze'yi kaybetme niyetinde olmadığını ifade etmişti.
Sinvar'ın, İsrail'in bir numaralı hedefi olduğu ve hala İsrail'in suikast listesinin başında yer aldığı bir dönemde seçim gerçekleşmiştir ve onun Hamas'ın siyasi liderliğine seçilmesi, İsrail'e karşı sembolik bir mesajdır.
Sinvar'ın Doha daki görüşmelere katılmak istememesi, Hamas'ın Biden planına 'evet' demesine rağmen, Netanyahu'nun 'hayır' demesi Amerika'yı da çıkmaza sokuyor. Anlaşılan ateşkes müzakereleri artık Gazze'den yönetilecek gibi görünüyor.
İsrail, Haniye'yi öldürerek Hamas liderliğinde bir kriz yaratacağını ve Hamas'ın ateşkes müzakerelerindeki pazarlık gücünü azaltacağını düşünmüştü. Ancak Hamas'ın Sinvar'ı hızla seçmesi İsrail'i bir hayli rahatsız etmiş gibi görünüyor.
Sinvar, hem müzakere yolunu hem de mücadele yolunu bilen usta bir satranç oyuncusudur. Şimdi, Sinvar'ın liderliği döneminde, İsrail'in erteleme taktikleriyle sonuçsuz bıraktığı ateşkes müzakerelerinin nasıl bir yol izleyeceğini görmek gerekecek.
Yahya Sinvar'ı tanıyanlar Aksa Tufanı Operasyonu ismini Sinvar'ın verdiğini ve "İsrail'in rüzgâra düğüm atmaya çalıştığını" dile getiriyorlar.
Aklıma gelmişken, geçmişte, Nazileri destekleyen markaların, bugün İsrail'i desteklemeleri sizce de enteresan değil mi?
Son soru:
Yahya Sinvar, acaba bir gün Time dergisine kapak olur mu?
- Anglosakson ekseni / 26.09.2024
- Aselsan 2023… 2053… 2071 / 21.09.2024
- Imad 4 / 26.08.2024
- Time dergisine başlık: 'Rüzgara düğüm atmak' / 24.08.2024
- Fitiller ateşlendi / 23.08.2024
- Gençliğe Hitabe’den fırlamışçasına / 24.03.2024
- İLKESİZ CHP / 23.03.2024
- ABD terör kuvvetleri / 12.01.2024
- Ölmemek için ölenler… / 08.01.2024