Antep, Kurtuluş savaşında ortaya koyduğu mücadele ile örnek bir vilayetimiz. İşgalci güçlere haddini bildirmiş, esaret altında yaşamayı her ne pahasına olursa olsun kabul etmemiştir. Kurtuluş mücadelesine Antep'in tamamı katılmış ve sonrasında hemen hemen her aile bir şehit ya da gaziye sahibi olmuştur. İşte ortaya konan bu savunmadan dolayı Antep vilayetimiz "Gazi" unvanı almıştır.
O günden sonra, Gaziantepli doğasındaki çalışkanlığı da devreye koyarak sanayide, ticarette yalnız ülkemizde değil, bir çok dünya şehrinin de ön sıralarında yer almıştır.
Maalesef o günkü mücadelenin üzerinden henüz 80 sene geçmişti ki, memleketimiz yeni bir işgale maruz kalmış durumdadır. Globalleşme projesiyle sömürgeci devletler, sosyal siyasal ve ekonomik nüfuslarını kullanarak ülkemizi esir haline getirdiler. Bu sömürünün sonucu olarak milletimiz her geçen gün kan kaybetmekte, devletimizin geleceğine ipotek konulmaktadır.
Bu gidişe bu büyük milletin geçit vermesi mümkün değildi. Millet içinden kahramanlarını çıkartmasını bilmiş ve bu kadro milletiyle bütünleşmeye başlamıştı. 8. Kasım Gaziantep için müstesna bir gün idi. Kuvayı Milliye hareketinin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş ve arkadaşları Gaziantep'teydi. Binlerce kişinin hıncahınç doldurduğu salonda tam bir bayram havası hakimdi. Programa Bağımsız Türkiye Partisinin yönetici kadrosu ve onlarca il başkanı da katılmıştı.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarihi bir konuşma yaptı. Konuşmasında ülkemizin kronikleşmiş bütün problemlerine çözüm getirildi. Sosyal, siyasal ve ekonomik problemler adeta küçülmüş ve buhar olup uçmuştu. Sorun ne kadar büyük olursa olsun hiç fark etmiyordu. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin elinde projesi bütün meselelerin üstesinden nasıl geleceği konusunda açıklamalar getirdi. Aynı zamanda misafirlere Prof. Dr. Haydar Baş 'ın ekonomi ile ilgili görüşlerinin olduğu birer kitap da dağıtıldı. Gaziantepli ekonomi ile ilgili görüşleri can kulağıyla dinledi.
Geçen zamanın, gelişen olayların hep Prof. Dr. Haydar Baş Beyi haklı çıkarttığı artık ayan beyan ortadaydı. Millet pür dikkat sayın Baş'ın ağzından çıkan ifadelere kilitlenmişti.
Gaziantepli yıllardan beri özlemini çektiği liderini bulmanın sevincini yaşıyordu. Onun elini tutabilmek, göz göze gelebilmek için kıyasıya mücadele verdiler.
Programdan sonra konuştuğumuz Gaziantepliler, Prof. Dr. Haydar Baş bey ülkemizin meselelerini çözecek tek lider diyorlardı. Hatta bunu ifade ederken "iman ettik ki hocamız bu ülkeyi içine düştüğü bunalımdan kurtaracaktır" dediler. Bazı sanayici ve iş adamları ise Gaziantep'in dün olduğu gibi bugün de Kuvayı Milliye'nin kalesi olacağını, gereken çalışmayı ortaya koyacaklarını ifade ettiler.
Evet dostlar, Gaziantepliler de sıfatlarına yakışır bir şekilde vatana ve millete sahip çıkan kervana yoğun bir şekilde katılmaya başladılar.
Haydi rastgele.
O günden sonra, Gaziantepli doğasındaki çalışkanlığı da devreye koyarak sanayide, ticarette yalnız ülkemizde değil, bir çok dünya şehrinin de ön sıralarında yer almıştır.
Maalesef o günkü mücadelenin üzerinden henüz 80 sene geçmişti ki, memleketimiz yeni bir işgale maruz kalmış durumdadır. Globalleşme projesiyle sömürgeci devletler, sosyal siyasal ve ekonomik nüfuslarını kullanarak ülkemizi esir haline getirdiler. Bu sömürünün sonucu olarak milletimiz her geçen gün kan kaybetmekte, devletimizin geleceğine ipotek konulmaktadır.
Bu gidişe bu büyük milletin geçit vermesi mümkün değildi. Millet içinden kahramanlarını çıkartmasını bilmiş ve bu kadro milletiyle bütünleşmeye başlamıştı. 8. Kasım Gaziantep için müstesna bir gün idi. Kuvayı Milliye hareketinin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş ve arkadaşları Gaziantep'teydi. Binlerce kişinin hıncahınç doldurduğu salonda tam bir bayram havası hakimdi. Programa Bağımsız Türkiye Partisinin yönetici kadrosu ve onlarca il başkanı da katılmıştı.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarihi bir konuşma yaptı. Konuşmasında ülkemizin kronikleşmiş bütün problemlerine çözüm getirildi. Sosyal, siyasal ve ekonomik problemler adeta küçülmüş ve buhar olup uçmuştu. Sorun ne kadar büyük olursa olsun hiç fark etmiyordu. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin elinde projesi bütün meselelerin üstesinden nasıl geleceği konusunda açıklamalar getirdi. Aynı zamanda misafirlere Prof. Dr. Haydar Baş 'ın ekonomi ile ilgili görüşlerinin olduğu birer kitap da dağıtıldı. Gaziantepli ekonomi ile ilgili görüşleri can kulağıyla dinledi.
Geçen zamanın, gelişen olayların hep Prof. Dr. Haydar Baş Beyi haklı çıkarttığı artık ayan beyan ortadaydı. Millet pür dikkat sayın Baş'ın ağzından çıkan ifadelere kilitlenmişti.
Gaziantepli yıllardan beri özlemini çektiği liderini bulmanın sevincini yaşıyordu. Onun elini tutabilmek, göz göze gelebilmek için kıyasıya mücadele verdiler.
Programdan sonra konuştuğumuz Gaziantepliler, Prof. Dr. Haydar Baş bey ülkemizin meselelerini çözecek tek lider diyorlardı. Hatta bunu ifade ederken "iman ettik ki hocamız bu ülkeyi içine düştüğü bunalımdan kurtaracaktır" dediler. Bazı sanayici ve iş adamları ise Gaziantep'in dün olduğu gibi bugün de Kuvayı Milliye'nin kalesi olacağını, gereken çalışmayı ortaya koyacaklarını ifade ettiler.
Evet dostlar, Gaziantepliler de sıfatlarına yakışır bir şekilde vatana ve millete sahip çıkan kervana yoğun bir şekilde katılmaya başladılar.
Haydi rastgele.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Emekliler baş tacıdır, hakkı teslim edilmeli! / 06.07.2025
- Kerbelâ ruhu bizi diriltecek olandır / 05.07.2025
- Kemer sıkılıyor, emekli boğuluyor / 28.06.2025
- Karşılıklı kapasite testi / 25.06.2025
- ABD, İsrail ve İran Arasındaki Savaş Nereye Evriliyor? / 24.06.2025
- Sarı öküz gitti, sıra kimde? / 22.06.2025
- Sözde tarihle yüzleşmek değil, milletle hesaplaşmak! / 21.06.2025
- Bilimin torpille imtihanı / 20.06.2025
- Jeopolitik Satrançta Türkiye'nin Hamlesi / 18.06.2025
- Kürecik’ten İran’a: Radarlar kimi gözetliyor? / 15.06.2025
- Kerbelâ ruhu bizi diriltecek olandır / 05.07.2025
- Kemer sıkılıyor, emekli boğuluyor / 28.06.2025
- Karşılıklı kapasite testi / 25.06.2025
- ABD, İsrail ve İran Arasındaki Savaş Nereye Evriliyor? / 24.06.2025
- Sarı öküz gitti, sıra kimde? / 22.06.2025
- Sözde tarihle yüzleşmek değil, milletle hesaplaşmak! / 21.06.2025
- Bilimin torpille imtihanı / 20.06.2025
- Jeopolitik Satrançta Türkiye'nin Hamlesi / 18.06.2025
- Kürecik’ten İran’a: Radarlar kimi gözetliyor? / 15.06.2025