Gebelik sürecinde anneyi etkileyen her şey bebeği de etkiler. Gebelik döneminde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de, eşini reddeden, değer vermeyen ve gebeliğin tüm sorumluluğunu anne üzerine yükleyen bir baba adayıdır. Bu kavram babaya bebeğin karakterinin gelişiminde daha anne karnındayken büyük bir sorumluluk yükler. Onlardan beklenen görev aslında çok da büyük değildir; anneye sevgi ve güven vermek, bebekle iletişim kurmak. Bebekle erken kurulan ilişki anneye güven ve sevgi verir, bu da bebekte pozitif etkilein başlangıcı demektir.Artık bebeklerin bağ kurulması halinde babalarını da daha anne karnındayken tanıdığını biliyoruz. Bununla ilgili okuduklarımızın yanı sıra kendi hastalarımızda yaşadığımız tecrübeler de baba-bebek ilişkisinin anne karnında sağlanabileceğini bizlere ıspatlıyor.Yani bebekler anne karnındayken bile ona sevgi veren, onunla konuşan babalarını doğumun ilk dakikalarında bile sesinden tanıyabiliyorlar. Doğumdan sonraki ilk dakikalarda bile bebekler babalarının sesini tanıyabiliyorlar. Bu da onlarda "güvendeyim" hissini yaratıyor. Bu yüzden doğumdan sonraki dünyayla tanıştığı ilk dakikalarda bebeğin kendini güvende hissetmesi açısından mutlaka anne kucağı ve sesiyle ilişkisi hayati bir öneme sahiptir. Annenin bunu sağlayamadığı durumlarda (sezaryen, bayılma gibi) bu görevi babanın üstlenmesi gerekir.Erken kurulan bu baba-bebek bağı babada kendine güven ve geçmişten gelen negatif etkilerin silinmesi açısından önemlidir. Ayrıca erken kurulan bu bağ sayesinde doğumdan sonra özellikle saygı ve değer görme açısından erkek arkadaşlarıyla sık sık dışarda vakit geçirmeye meyilli babalarda bu kısırdöngü kırılır. Bebeğine vakit ayıran, onunla iletişim kuran, sorumluluklarının farkında babalar haline gelirler.Evet, bebekleriniz anne karnındayken sizlerle ilişki kurmaya çalışıyorlar. Sizlere seslerini duyurmak için kelimelerden çok hareket kabiliyetlerini kullanıyorlar. Çok yorulduğunuzda dinlenmenizi istiyorlar. Bunun için oynamayarak tepki veriyorlar. Yüksek sesli kötü bir müzikte aşırı oynayarak rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.Huzurlu olduğunuzda sakin hareketlerle size eşlik ediyorlar ve kendilerini sevgiyle hissettiriyorlar. Aç kaldığınızda sessizlikle tepki vererek sizi yemek yemeye teşvik ediyorlar. Ve daha bilmediğimiz kimbilir neler yapıyorlar.Anne karnında bebeklerin ihtiyaçları büyüklerinki gibi karmaşık değildir. Tek istedikleri sevildiklerini hissetmek, güvenli bir ortamda olduklarını bilmektir. Kendinizi 9 ay bir odada duygusal, dokunsal ve sosyal tüm ihtiyaçlarınızın karşılanamadığı bir ortamda hissedin. Kendinizi terk edilmiş gibi hissedersiniz. Sağlığınız ve sosyal yapınız yavaş yavaş bozulur. 9 ay sonra ne kadar negatif etkileneceğiniz apaçık bellidir. Bebekler yeterince iletişim kurulmadığında kendilerini aynı durumda hissederler.Bunu engellemek için sizden çok basit bir şey isterler;onlara dokunmanızı ve onlarla konuşmanızı. İnanın bu kadar basit bir iletişimin etkilerini bile daha doğumun ilk dakikalarında keşfedeceksiniz. Bebekleriniz sizin sesinizi ve kalp atımlarınızı hissettiği andan itibaren güvenilir bir dünyaya adım attıklarını yürekten hissedecekler, hayata daha bir pozitif destekle başlayacaklar.Bebeklerimize daha dünyaya gelmeden saygı duymamız ve kendi yaşamımızı düzenleyerek onların anne karnındaki huzurunu arttırmamız gerekiyor. Anne karnı,doğum anı ve ilk 3 yaşta bebeğiniz üzerindeki olumlu etkileriniz onların geleceğini belirleyecektir.Dünyaya gelişinin ilk dakikaları ama gözlerine dikkatli bakarsanız ne kadar anlamlı baktığını fark edeceksiniz. Etrafını algılamaya çalışıyor. Doğar doğmaz annesinin kucağıyla buluştuğu ve annesinin sesini devamlı duyduğu için kendini güvende hissediyor. Ağlamaya ihtiyaç duymuyor. Bebeklerinize, daha hamileyken kurulan sevgi dolu bağlar, onların hayata güvenle hazırlanmalarını sağlıyor.Doğum anında bebeklerimiz herşeyin farkındalar ve sizin sesinize, dokunmanıza ihtiyaçları var. Doğumlarınıza ve bebeklerinize sahip çıkınız! Doğumdan hemen sonra bebeğinizin kucağınıza verilmesini talep ediniz.Bebeklerinizin algıları doğumun her aşamasında tahmin edemeyeceğiniz kadar açıktır; unutmayın: onlar herşeyin farkındalar.Merak EttikleriniziDoktorunuza Sorun:bilgi@linakadinsagligi.com(0312) 232 68 02
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012