Ülkücüler, Bahçeli'nin kurduğu ittifakı hala hazmetmeye çalışıyorlar. Çünkü Bahçeli hazmı çok zor bir birleşme gerçekleştirdi. Gerçi son gün AKP ile kurulan ittifaka 'arızi' gelişmeler şerhi koydu.
Ama AKP bu! Kazanmak için her yol mubahtır, mantığı zaten ortadan hiç kalkmamıştı. Seçim sürecindeki Erdoğan'ın, 'münafıklar' çıkışının bir bölümü de ülkücülere yapılmıştı ki, daha sonra MHP milletvekili Atilla Kaya çıkıp, Erdoğan'a oy vermeyeceğini, açıkladı.
Binali Yıldırım, Manisa'da vatandaşa, 'Manisa'yı istiyorum' çağrısına MHP bozuldu. Şeker fabrikalarının satılması, Meral Hanımın daha milliyetçi söylemlerde bulunması yanında AKP'li vekil ve yöneticilerin MHP'yi yok sayacak açıklamaları Bahçeli'nin 'arizi' dediği şartları arızaya çevirecek gibi olacak k, Bahçeli devreye girdi, AKP'ye kendinize gelin, dedi. 'MHP'yi dışlamaya gücünüz yetmeyecektir. Bunu böyle bilin' açıklaması yaptı.
Oysa MHP'nin hem de hazmedilmeyecek şekilde nasıl dışlandığını tarih yazmıştı. O tarihin üstü daha toz bile tutmadı. Yani daha dün hazmedilmeyecek sözlerin muhatabıydı MHP.
Nasılını Ortadoğu Gazetesi yazarlarından Yıldıray Çiçek'in 26-8-2014 tarihli yazısından vereyim;
Sayın Çiçek, Erdoğan'ın MHP'ye, Bahçeli'ye, Ülkücülere bakış açısını şöyle anlatıyordu;
"Seçim olmadığı vakitlerde Ülkücülere, MHP'lilere terörist, mafya bozuntusu, kafatasçı, kovboy, ırkçı, kandan beslenenler, alçak, şerefsiz, çapulcular?
Geçmişte sokaklarda sergiledikleri kavgacı tavrı şimdi siyasete taşıyorlar. Yüce meclis içinde sergiliyorlar. Bunların biz cemaziyelevvellerini iyi biliriz?
Bunlar önünü kestikleri adamın sağcı mı, solcu mu olduklarını nereden bilirler biliyor musun 'Fatiha'yı oku' derler, sonra da yanındaki adama 'Doğru okudu mu?' diye sorarlar."
"Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahlûk olan insanlarla dolaşıyorum."
Bu cümleleri, ithamları hiçbir gönül kantarı kaldırmaz. Şaşırdığım ise MHP'lilerin bunu nasıl kaldırdıklarıdır?
Bir arşiv hatırlatması daha yapayım mı? Tarih 24.06.2014'ü gösteriyordu. O gün Başbakan sıfatıyla parti gurubunda konuşan Erdoğan aynen şöyle diyordu; "Ben, MHP'li kardeşlerime hep sesleniyorum. MHP'yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. Bu adam siyasette çırak bile olamadı, olamayacak da."
Evet, çırak bile olamaz, dedikleri Bahçeli şimdi AKP'nin can simidi oldu. Kimin eliyle Bahçeli'nin. Bu nasıl bir kantar ben anlamadım.
***
Diğer yönden bakarsak! 2011 Genel seçimleri öncesi MHP'ye seks kasetleri ile bir operasyon yapıldı. Bahçeli'nin hedefinde okyanus ötesi (Fethullah Gülen) vardı. Bahçeli bu komplolara, komploculara ateş püskürüyordu.
Ama Bahçeli'nin bu çıkışlarına Sayın Erdoğan cevap veriyordu. Arşivden aktarayım;
Sayın Erdoğan şöyle diyordu; "MHP'nin bir defa Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Çok çirkin bir şey. Hocaefendi işi gücü bırakmış da Bahçeli ile mi uğraşacak? Bir defa onun bulunduğu makam, meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez.
Çok çirkin, çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada Bahçeli'nin kendisini çek etmesi, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz". (14 Mayıs 2011)
2014'te Gülen-AKP çatışmasının şiddetle yaşandığı günlerde Bahçeli tarihi bir çağrı yapıyordu;
"Buradan Kurancılı'dan, Fethullah Gülen'e sesleniyorum. Gel Türkiye'ye. Bunlarla yüzleş. Gel 10 yıldır bunlarla paylaştıklarını, yaptıklarını anlat. Ama Fethullah Gülen gelirse inan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaçacak yer arar."
Şimdi bu iki anlayışın kurduğu ittifak, ülkemizin geleceği için beraberiz, diyor. Ben şahsen inanmıyorum.
Bu ittifak arızi değil arıza çıkaracak bir ittifaktır. Millet ittifakı mı? O zaten cansız doğru.
Ama AKP bu! Kazanmak için her yol mubahtır, mantığı zaten ortadan hiç kalkmamıştı. Seçim sürecindeki Erdoğan'ın, 'münafıklar' çıkışının bir bölümü de ülkücülere yapılmıştı ki, daha sonra MHP milletvekili Atilla Kaya çıkıp, Erdoğan'a oy vermeyeceğini, açıkladı.
Binali Yıldırım, Manisa'da vatandaşa, 'Manisa'yı istiyorum' çağrısına MHP bozuldu. Şeker fabrikalarının satılması, Meral Hanımın daha milliyetçi söylemlerde bulunması yanında AKP'li vekil ve yöneticilerin MHP'yi yok sayacak açıklamaları Bahçeli'nin 'arizi' dediği şartları arızaya çevirecek gibi olacak k, Bahçeli devreye girdi, AKP'ye kendinize gelin, dedi. 'MHP'yi dışlamaya gücünüz yetmeyecektir. Bunu böyle bilin' açıklaması yaptı.
Oysa MHP'nin hem de hazmedilmeyecek şekilde nasıl dışlandığını tarih yazmıştı. O tarihin üstü daha toz bile tutmadı. Yani daha dün hazmedilmeyecek sözlerin muhatabıydı MHP.
Nasılını Ortadoğu Gazetesi yazarlarından Yıldıray Çiçek'in 26-8-2014 tarihli yazısından vereyim;
Sayın Çiçek, Erdoğan'ın MHP'ye, Bahçeli'ye, Ülkücülere bakış açısını şöyle anlatıyordu;
"Seçim olmadığı vakitlerde Ülkücülere, MHP'lilere terörist, mafya bozuntusu, kafatasçı, kovboy, ırkçı, kandan beslenenler, alçak, şerefsiz, çapulcular?
Geçmişte sokaklarda sergiledikleri kavgacı tavrı şimdi siyasete taşıyorlar. Yüce meclis içinde sergiliyorlar. Bunların biz cemaziyelevvellerini iyi biliriz?
Bunlar önünü kestikleri adamın sağcı mı, solcu mu olduklarını nereden bilirler biliyor musun 'Fatiha'yı oku' derler, sonra da yanındaki adama 'Doğru okudu mu?' diye sorarlar."
"Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahlûk olan insanlarla dolaşıyorum."
Bu cümleleri, ithamları hiçbir gönül kantarı kaldırmaz. Şaşırdığım ise MHP'lilerin bunu nasıl kaldırdıklarıdır?
Bir arşiv hatırlatması daha yapayım mı? Tarih 24.06.2014'ü gösteriyordu. O gün Başbakan sıfatıyla parti gurubunda konuşan Erdoğan aynen şöyle diyordu; "Ben, MHP'li kardeşlerime hep sesleniyorum. MHP'yi küçülten bu adamla bir yere varamazsınız. Bu adam siyasette çırak bile olamadı, olamayacak da."
Evet, çırak bile olamaz, dedikleri Bahçeli şimdi AKP'nin can simidi oldu. Kimin eliyle Bahçeli'nin. Bu nasıl bir kantar ben anlamadım.
***
Diğer yönden bakarsak! 2011 Genel seçimleri öncesi MHP'ye seks kasetleri ile bir operasyon yapıldı. Bahçeli'nin hedefinde okyanus ötesi (Fethullah Gülen) vardı. Bahçeli bu komplolara, komploculara ateş püskürüyordu.
Ama Bahçeli'nin bu çıkışlarına Sayın Erdoğan cevap veriyordu. Arşivden aktarayım;
Sayın Erdoğan şöyle diyordu; "MHP'nin bir defa Hocaefendi'ye saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Çok çirkin bir şey. Hocaefendi işi gücü bırakmış da Bahçeli ile mi uğraşacak? Bir defa onun bulunduğu makam, meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez.
Çok çirkin, çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum. Burada Bahçeli'nin kendisini çek etmesi, kendiyle uğraşması lazım. Ben inanıyorum ki aklıselim sahibi ülkücü kardeşlerim de bunun bu yaptıklarından ciddi manada rahatsızlar. Böyle bir yaklaşım olmaz". (14 Mayıs 2011)
2014'te Gülen-AKP çatışmasının şiddetle yaşandığı günlerde Bahçeli tarihi bir çağrı yapıyordu;
"Buradan Kurancılı'dan, Fethullah Gülen'e sesleniyorum. Gel Türkiye'ye. Bunlarla yüzleş. Gel 10 yıldır bunlarla paylaştıklarını, yaptıklarını anlat. Ama Fethullah Gülen gelirse inan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kaçacak yer arar."
Şimdi bu iki anlayışın kurduğu ittifak, ülkemizin geleceği için beraberiz, diyor. Ben şahsen inanmıyorum.
Bu ittifak arızi değil arıza çıkaracak bir ittifaktır. Millet ittifakı mı? O zaten cansız doğru.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025