Yükseköğretimde ders geçme sisteminde değişiklik yapıldığı ve geçer not ortalamasının 65’e çıktığı haberlerine öğrenciler büyük tepki verdi. Bu tepkilerden dolayı mıdır bilinmez, kısa süre sonra YÖK, bu haberin gerçeği yansıtmadığını her üniversitenin not sistemine kendisinin karar vereceğini açıkladı.
Bu vesile ile Türkiye’nin yüksek eğitimde ne durumda olduğuna bir göz atalım.
Hükümet, son yıllarda hızla üniversite açılışları yaptı. Her ilde üniversite açacağız, üniversite sınavına giren her öğrenciyi bir bölüme yerleştireceğiz dedi hükümet. Buraya kadar tamam ama bundan sonra bir sorun ortaya çıktı. Üniversiteyi bitiren eğitim almış gençler iş istiyorlardı. Üniversite açmak iyi ama iş isteyenler artınca hükümet kara kara düşünmeye başladı. Hükümetin bu konuda yapacağı bir şey yok, çünkü mevcut işsizler zaten bir ordu kadar olmuş durumda.
Aslında her okumak isteyene üniversite fikri bildiğiniz gibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e ait. Türkiye’de iktidarından muhalefetine kadar hepsi proje üretme özürlü olduğu için iktidar sınavsız üniversite fikrini kopyalarken muhalefet de Sayın Baş’ın başka projelerini kopyaladı.
Ama Sayın Baş sınavsız üniversite projesini devreye koyduğunda aynı zamanda Milli Ekonomi Modeli’nin onlarca başka projesini de devreye koyacaktı ve Türkiye bir üretim cenneti haline gelecekti.
Dolayısıyla 4–5 yıl sonra üniversiteden bir meslek sahibi olarak mezun olan öğrenciler, diplomalarını ellerine alır almaz herhangi bir zorluk yaşamadan iş bulabileceklerdi. Yani Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli bütüncül bir modeldir.
Milli Ekonomi Modeli’nde birbirinden bağımsız gibi görünen bütün projeler aslında modelin bütünlüğü içerisinde birbirlerini tamamlamaktadırlar. Bundan dolayıdır ki iktidarın yaptığı gibi Prof. Dr. Baş’ın bir projesini kopyalayıp uygulamak başarılı sonuçlara asla ulaştırmaz.
Ders geçme sistemini zorlaştıran iddia “şimdilik” yalanlandı ama mezun olan diplomalı binlerce gencimize hükümet hiçbir iş olanağı sağlamayacak. Bu konuda kılını bile kıpırdatmıyor.
Diplomasını eline aldığında hükümetlerin beceriksizlikleri sonucu Türkiye’nin yaşadığı acı gerçeklerle karşılaşan gençliği bunalım ve büyük bir hayal kırıklığı beklemektedir.
Hükümetin kendinden iş bekleyen, gelecek bekleyen milyonlarca gencimize hiçbir moral vermemesi hedefleri olan öğrencileri başarı hırsını temelden yok edecektir. Onların hedeflerine ulaşmakta motive olmalarını sağlayan enerjileri siyasiler tarafından bu şekilde yok edilmiş olacaktır. Böyle bir çöküntü yaşayan milyonlarca genç belki de bir daha belini doğrultamayabilir.
Hükümet, bu gençlere moral vermesi gerekirken, motive etmesi gerekirken onların moralini daha da bozmaktadır. Bari bu gençleri bu hale getirecekseniz o zaman hiç almayın üniversiteye. Bu sayede boş ümitler vermezsiniz ve gençlerin yıllarını boşa harcamamış olursunuz.
Bu vesile ile Türkiye’nin yüksek eğitimde ne durumda olduğuna bir göz atalım.
Hükümet, son yıllarda hızla üniversite açılışları yaptı. Her ilde üniversite açacağız, üniversite sınavına giren her öğrenciyi bir bölüme yerleştireceğiz dedi hükümet. Buraya kadar tamam ama bundan sonra bir sorun ortaya çıktı. Üniversiteyi bitiren eğitim almış gençler iş istiyorlardı. Üniversite açmak iyi ama iş isteyenler artınca hükümet kara kara düşünmeye başladı. Hükümetin bu konuda yapacağı bir şey yok, çünkü mevcut işsizler zaten bir ordu kadar olmuş durumda.
Aslında her okumak isteyene üniversite fikri bildiğiniz gibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e ait. Türkiye’de iktidarından muhalefetine kadar hepsi proje üretme özürlü olduğu için iktidar sınavsız üniversite fikrini kopyalarken muhalefet de Sayın Baş’ın başka projelerini kopyaladı.
Ama Sayın Baş sınavsız üniversite projesini devreye koyduğunda aynı zamanda Milli Ekonomi Modeli’nin onlarca başka projesini de devreye koyacaktı ve Türkiye bir üretim cenneti haline gelecekti.
Dolayısıyla 4–5 yıl sonra üniversiteden bir meslek sahibi olarak mezun olan öğrenciler, diplomalarını ellerine alır almaz herhangi bir zorluk yaşamadan iş bulabileceklerdi. Yani Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli bütüncül bir modeldir.
Milli Ekonomi Modeli’nde birbirinden bağımsız gibi görünen bütün projeler aslında modelin bütünlüğü içerisinde birbirlerini tamamlamaktadırlar. Bundan dolayıdır ki iktidarın yaptığı gibi Prof. Dr. Baş’ın bir projesini kopyalayıp uygulamak başarılı sonuçlara asla ulaştırmaz.
Ders geçme sistemini zorlaştıran iddia “şimdilik” yalanlandı ama mezun olan diplomalı binlerce gencimize hükümet hiçbir iş olanağı sağlamayacak. Bu konuda kılını bile kıpırdatmıyor.
Diplomasını eline aldığında hükümetlerin beceriksizlikleri sonucu Türkiye’nin yaşadığı acı gerçeklerle karşılaşan gençliği bunalım ve büyük bir hayal kırıklığı beklemektedir.
Hükümetin kendinden iş bekleyen, gelecek bekleyen milyonlarca gencimize hiçbir moral vermemesi hedefleri olan öğrencileri başarı hırsını temelden yok edecektir. Onların hedeflerine ulaşmakta motive olmalarını sağlayan enerjileri siyasiler tarafından bu şekilde yok edilmiş olacaktır. Böyle bir çöküntü yaşayan milyonlarca genç belki de bir daha belini doğrultamayabilir.
Hükümet, bu gençlere moral vermesi gerekirken, motive etmesi gerekirken onların moralini daha da bozmaktadır. Bari bu gençleri bu hale getirecekseniz o zaman hiç almayın üniversiteye. Bu sayede boş ümitler vermezsiniz ve gençlerin yıllarını boşa harcamamış olursunuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024