Gerçekleri kabul etmek

Financial Times gazetesinde Türkiye ekonomisi ile ilgili çıkan haber oldukça dikkat çekiciydi.FT, Türkiye'yi resesyona dalmakta olan altı Doğu Avrupa ülkesinin içinde saydı. Bu bölge üzerinde bulunan karanlık bulutların daha da karardığını vurguladı.Aynı haberin devamında bir ekonomistin bizim her zaman ifade ettiğimiz önemli bir tespiti vardı:"Daha çok küresel ekonomiye entegrasyonu nedeniyle bölge, küresel yavaşlamanın etkilerini tam olarak hissediyor"İşte size Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) Baş Ekonomisti Erik Berglof'ın ifadeleriyle küreselleşmenin faydaları?Biz söylediğimizde komplo teorisi diyerek, bizim gibilerin felaket tellallığı yaptığından dem vurarak dikkate almayanlar bir Avrupa kuruluşunun danışmanından duyarlarsa belki akılları başlarına gelir.Yeni Mesaj gazetesinin uyarılarını bugüne kadar kulak arkası edenler, belki bunları satırlarında yer veren bir İngiliz gazetesi olunca okunmaya değer bulurlar.Ama göreceksiniz bizim taşeron siyasiler, ekonomistler, iş adamları yine ayıkmayacak. Çünkü gerçeği olduğu gibi kabullenmek, çözüm bulmayı gerektirir. Resesyonun varlığını kabul ediyorsan, bunların sebeplerini de ortaya koyman gerekir. Sonra da bunları çözme konusunda neler yapılacağı projelerle ortaya konulmalıdır.Çünkü gerçekler kabul edildiğinde, IMF ile yapılan ve de yapılacak olan anlaşmaların anlamsızlığı ortaya çıkar.Çünkü gerçekler kabul edildiğinde, bugüne kadar gerçekleri kabul etmemenin faturası ağır ödenir, bu gerçekleri önceden tespit edenler ve de çözüm sunanlar bir anda milletin gözünde kahraman oluverirler.Çünkü bu gerçekler kabul edildiğinde, bu gerçekler gizlenerek oluşturulan kaos ortamındaki nemalanmalar açığa çıkar.Bu ve benzeri birçok sebepten ötürü bizim taşeronlar gerçekleri görseler bile -ki çok iyi görüyorlar- kim söylerse söylesin, ilan ederse etsin asla kabul etmek istemezler.İster görsünler, ister görmesinler, ister kabullensinler, ister kabullenmesinler sonuç değişmeyecektir.Çünkü sanal olarak ekonomimizi pembe göstererek taviz üstüne taviz koparmaya çalışanlar bugün kendi dertlerine düştü.Dünya ekonomisine ve siyasetine yön veren küresel şirketler bir bir dökülüyor.Siyasilerimizi taşeron olarak kullanan ülkeler kendi iç işlerindeki kaos ortamına çare arayışındalar.Senin şahsi menfaatler uğruna taviz verme isteğin devam ettiği müddetçe onlar bu şartlarda bile taviz almak isteyeceklerdir, ama kendi dertleriyle meşgul olduklarından senin sırtını sıvazlamaya pek mecalleri olmayacaktır.Bundan sonraki süreçte, taşeronluk mantığı devam ettikçe, Türkiye'den tavizler daha sert bir şekilde istenecektir.Onlar bize mesafe koydukça bizim taşeronlar taviz vermede daha da istekli olacaklardır.Çember gittikçe daralacak ve bütün bu kısırdöngü politikaların faturası hep millete kesilecektir.Ta ki millet içindeki değerin farkına varıncaya kadar?