Fenerbahçe Kadıköy'de Alanyaspor'u 3-0 ile geçti.
Fenerbahçe'nin oyununda en çok ne göze çarpıyor diye düşünüyorum ve bunun gol iştahı olduğunu iddia ediyorum.
Mourinho için estetik futbol falan gibi şeylere pek takılmaz diye yazılıyor.
Varsa yoksa maçı kazansın. Ötesine bakmaz. Gerçekten bu Fenerbahçe'ye oynattığı futboldan belli oluyor.
Alanya maçına futbolcuları öyle bir motive etmiş ki bütün futbolcular gol atabilmek için doğrudan kaleye gidiyorlardı.
Evet doğrudan kaleye gidiyorlardı ama bunu bilinçli bir şekilde yapan bir halleri yoktu.
Fenerbahçe karşılaşmaya çok hızlı başladı. Yüksek tempo ve üst düzey baskı ile rakibini bunalttı.
Ne var ki futbolcuların kafalarına göre takılır gibi bir halleri vardı. Organize hücumları göremedik.
Topu alan kafasına göre rakip kaleye gitti. Alanyaspor ise kapalı bir oyun oynamıyordu.
Fenerbahçe'nin yüksek temposuna ayak uydurmaya çalışan bir Alanyaspor vardı.
Alanyaspor kapalı oyun oynamıyordu ve Fenerbahçe çok hızlı şekilde rakip kaleye gidiyordu. Bu durumda ne beklersiniz.
Haliyle daha çok gol pozisyonu olmasını beklersiniz.
Açık oynayan rakibe karşı bu kadar hızlı oynarken sadece bir gol bulabilmek yeterli değildi işin açıkçası.
Peki bu yetersizliğin sebebi ne olabilir. İlk yarıda organize futbol olmayınca bulunan gol sayısı da birde kaldı.
Yani şuursuz futbol gol sayısının daha fazla olmasını engelledi.
İlk yarıda Fenerbahçe'de göze batan oyuncu Tadiç idi.
İlk yarıdaki tek golü atan oydu ama burada önemli olan Tadiç'in attığı golü Dzeko ile birlikte kurgulaması idi.
Kısacası iki pas yaptılar ve gol geldi. Daha önceki pozisyonlarda bu kadar dahi organize olmamıştı Fenerbahçe.
İkinci yarı Fenerbahçe daha düşük tempoda oynadı.
Tadiç'in iyi oyunu devam etti ama oyuna sonradan giren İrfan Can Kahveci de fark yaratan oyuncu idi.
İrfan Can Kahveci, Dzeko'ya bir de gol attırdı.
Şimdi bakın Fenerbahçe golü düşünerek oynuyor ve bunu en kısa sürede rakip kaleye giderek yapmaya çalışıyor.
Paslaşmayı pek gerekli görmüyor. O yapıda oyunculardan kurulu. Bunu en çok Alan Saint Maximin'de görüyoruz.
Fenerbahçe yazısı yazarken başka takımdan örnek vermek belki doğru değil ama Fenerbahçe bu haliyle Beşiktaş'ın yaptığının kötü bir kopyası gibi.
Beşiktaş'taki Rafa Silva'yı düşünün. O da doğrudan kaleye gidiyor ama gerektiğinde pas üretiyor. Gerektiği yerde oyun kuruyor.
Kısacası Fenerbahçe'de bir Rafa Silva yok. Dolayısıyla Fenerbahçe'nin oyunu da Beşiktaş'ın kötü bir kopyası haline geliyor.
Peki bu kötü kopya Fenerbahçe'yi nereye götürür.
Belki açık oynayan ama etkili olamayan rakipler karşısında sonuç alınabilir ama kritik maçlarda ve büyük takımlara karşı çok fazla işe yaramama riski var.
Kapanan rakiplere karşı yine çok işe yaramayabilir. Fakat fark yaratacak maçlar da bunlar.
Dolayısıyla Fenerbahçe daha fazla pas üreterek oynamalı.
İşin özeti Fenerbahçe'nin takım oyunu eksik. Ayrıca Fenerbahçe'nin savunması hakkında son iki lig maçından bir fikir çıkarmak zor zira gerek Rize gerekse Alanya Fenerbahçe savunmasını çok rahatsız etmediler.
Fenerbahçe savunması kapalı kutu. Güçlü takımlar karşısında özellikle Avrupa'da bu savunma yeterli olacak mı henüz bir şey söyleyemiyoruz.
İşin açıkçası Fenerbahçe futbolunu geliştirmek zorunda.
Ferdi'nin yokluğu önemli. Oosterwolde o açığı kapatacak gibi gözükmüyor.
Evet bütün bunlara rağmen Fenerbahçe milli maç arasına mutlu giriyor. İki haftada sekiz gol attılar.
Bakalım bu gollerin devamı milli maç arasından sonra da gelecek mi?
Fenerbahçe'nin oyununda en çok ne göze çarpıyor diye düşünüyorum ve bunun gol iştahı olduğunu iddia ediyorum.
Mourinho için estetik futbol falan gibi şeylere pek takılmaz diye yazılıyor.
Varsa yoksa maçı kazansın. Ötesine bakmaz. Gerçekten bu Fenerbahçe'ye oynattığı futboldan belli oluyor.
Alanya maçına futbolcuları öyle bir motive etmiş ki bütün futbolcular gol atabilmek için doğrudan kaleye gidiyorlardı.
Evet doğrudan kaleye gidiyorlardı ama bunu bilinçli bir şekilde yapan bir halleri yoktu.
Fenerbahçe karşılaşmaya çok hızlı başladı. Yüksek tempo ve üst düzey baskı ile rakibini bunalttı.
Ne var ki futbolcuların kafalarına göre takılır gibi bir halleri vardı. Organize hücumları göremedik.
Topu alan kafasına göre rakip kaleye gitti. Alanyaspor ise kapalı bir oyun oynamıyordu.
Fenerbahçe'nin yüksek temposuna ayak uydurmaya çalışan bir Alanyaspor vardı.
Alanyaspor kapalı oyun oynamıyordu ve Fenerbahçe çok hızlı şekilde rakip kaleye gidiyordu. Bu durumda ne beklersiniz.
Haliyle daha çok gol pozisyonu olmasını beklersiniz.
Açık oynayan rakibe karşı bu kadar hızlı oynarken sadece bir gol bulabilmek yeterli değildi işin açıkçası.
Peki bu yetersizliğin sebebi ne olabilir. İlk yarıda organize futbol olmayınca bulunan gol sayısı da birde kaldı.
Yani şuursuz futbol gol sayısının daha fazla olmasını engelledi.
İlk yarıda Fenerbahçe'de göze batan oyuncu Tadiç idi.
İlk yarıdaki tek golü atan oydu ama burada önemli olan Tadiç'in attığı golü Dzeko ile birlikte kurgulaması idi.
Kısacası iki pas yaptılar ve gol geldi. Daha önceki pozisyonlarda bu kadar dahi organize olmamıştı Fenerbahçe.
İkinci yarı Fenerbahçe daha düşük tempoda oynadı.
Tadiç'in iyi oyunu devam etti ama oyuna sonradan giren İrfan Can Kahveci de fark yaratan oyuncu idi.
İrfan Can Kahveci, Dzeko'ya bir de gol attırdı.
Şimdi bakın Fenerbahçe golü düşünerek oynuyor ve bunu en kısa sürede rakip kaleye giderek yapmaya çalışıyor.
Paslaşmayı pek gerekli görmüyor. O yapıda oyunculardan kurulu. Bunu en çok Alan Saint Maximin'de görüyoruz.
Fenerbahçe yazısı yazarken başka takımdan örnek vermek belki doğru değil ama Fenerbahçe bu haliyle Beşiktaş'ın yaptığının kötü bir kopyası gibi.
Beşiktaş'taki Rafa Silva'yı düşünün. O da doğrudan kaleye gidiyor ama gerektiğinde pas üretiyor. Gerektiği yerde oyun kuruyor.
Kısacası Fenerbahçe'de bir Rafa Silva yok. Dolayısıyla Fenerbahçe'nin oyunu da Beşiktaş'ın kötü bir kopyası haline geliyor.
Peki bu kötü kopya Fenerbahçe'yi nereye götürür.
Belki açık oynayan ama etkili olamayan rakipler karşısında sonuç alınabilir ama kritik maçlarda ve büyük takımlara karşı çok fazla işe yaramama riski var.
Kapanan rakiplere karşı yine çok işe yaramayabilir. Fakat fark yaratacak maçlar da bunlar.
Dolayısıyla Fenerbahçe daha fazla pas üreterek oynamalı.
İşin özeti Fenerbahçe'nin takım oyunu eksik. Ayrıca Fenerbahçe'nin savunması hakkında son iki lig maçından bir fikir çıkarmak zor zira gerek Rize gerekse Alanya Fenerbahçe savunmasını çok rahatsız etmediler.
Fenerbahçe savunması kapalı kutu. Güçlü takımlar karşısında özellikle Avrupa'da bu savunma yeterli olacak mı henüz bir şey söyleyemiyoruz.
İşin açıkçası Fenerbahçe futbolunu geliştirmek zorunda.
Ferdi'nin yokluğu önemli. Oosterwolde o açığı kapatacak gibi gözükmüyor.
Evet bütün bunlara rağmen Fenerbahçe milli maç arasına mutlu giriyor. İki haftada sekiz gol attılar.
Bakalım bu gollerin devamı milli maç arasından sonra da gelecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025