40 yıl boyunca siyaset sahnesinde 'eski Türkiye şöyleydi, böyleydi, yağ kuyrukları, tüp kuyrukları vardı' siyaset yapanlar şimdi aynı başlıklarla imtihan oluyorlar. Üstelik o yıllarda ambargo vardı bugün ortada bir ambargo filan da yok.
AKP'de mazeret bitmez. Sosyal medyadan birileri yağ kuyrukları paylaşmış, vatandaşta soluğu marketlerde almış. İçişleri Bakanlığı da, bu yağ spekülatörleri için anında harekete geçmiş.
Birincisi tek sorun yağ mı ve yağ bugünün sorunu mu? Geçen yıl bu vakitler 55-60 TL olan yağ nasıl oldu da 100-130 TL bandına çıktı? Şimdi 200-250 TL bandında.
Ekonomi Bakanı da çıkmış diyor ki: "Son 20 yıldır bu ülkede hiç kimse ama hiç kimse fiyat artışları ve enflasyon karşısında ezdirilmedi, ezdirilmeyecek."
Demek ki Sayın Bakana göre 20 yıldır ezen enflasyon, ezilen de vatandaş değilmiş. Kim o zaman?
İki ve daha önemlisi ise 20 yıllık tek parti iktidarının yönettiği bir ülkede 'yağ' başlığında vatandaş, sosyal medyadan etkilenip, korkuya kapılıp, fiyatları bile önemsemeden marketlere hücum ediyorsa demek ki vatandaş hükümetin açıklamalarına değil sosyal medyaya itibar ediyordur.
Peki, vatandaş, hükümetin açıklamalarına neden itibar etmiyor?
Peki, vatandaş, hükümetin açıklamalarına neden itibar etmiyor?
İçişleri Bakanı Soylu, "İnsanları, marketlere dökmeye çalışarak, Türkiye içerisinde bir şeyi geliştirmek istiyorlar. Türkiye'nin bu konularda herhangi bir eksikliği söz konusu değildir" diyor.
Bir daha sorayım! İnsanımız neden bu ülkenin içişleri ve tarım bakanına itibar etmiyor da sosyal medyadaki birkaç videoya itibar ediyor? Asıl soru ve asıl sorun bu değil mi?
Stokçuluk
Hükümete göre son üç yıldır ekonomisi şaha kalkan, pandemiye rağmen ekonomisi en çok büyüyen ülkemizde bu dönemde en çok kullanılan başlık nedir? Stokçuluk. Eski adıyla karaborsacılık.
Peki, ekonomisi sürekli büyüyen bir ülkede kim, neden stokçuluk yapar? Başta cumhurbaşkanından bütün yetkililere kadar hükümet temsilcileri neden stokçuları tehdit eder ve neden stokçularla mücadelede kararlıyız, mesajları verir?
Demek ki, ortada bir ekonomi krizi var ve vatandaş, hükümete güvenini kaybetmiş!
Ekonomi Bakanı Nebati Bey: 'Türkiye'de yağ bitmiştir, kuyruk vardır' gibi bir takım ihanete varan söylemlerle destekleyenlerle bir iletişimimiz olacak, net olarak söylüyorum. Kimsenin Türkiye üzerinde oyun oynamasına izin vermeyiz" diyor.
Sayın Bakan! Tek örnek vereyim. 2 yıl önce bu ülkede 1 top (500 adet) A4 kağıt 6 TL idi. Şimdi 80 TL. Birileri oyunu çok iyi oynamış, sizlerde seyretmişsiniz. Başka açıklaması var mı?
Yağ bitmiş, bitmemiş geç!
Yağ fiyatlarını bile kontrol edemeyen bir iktidar kuru, akaryakıtı, konut fiyatlarını kısaca ekonomiyi kontrol edebilir mi?
Edemez. Edemiyor da! Buyurun akaryakıt fiyatlarına bakın.
Dış güçler, iç güçler, beşinci kol, küresel gelişmeler, yuvarlak masa derken mazot 20 TL'yi aşmış.
Hükümet mazeret üretme makamı mıdır yoksa çözüm üretme makamı mı?
Diyelim ki, yağ konusunda halkı galeyana getiren odaklar var. Peki, akaryakıt fiyatlarında halkı kim galeyana getirmek istiyor?
2020 yılında hep 50 TL'lik mazot alan bir kişi 5,46 liradan 9 litre mazot alıyordu.
Aynı kişi 2021 yılında 8,16 liradan 6 litre mazot almak zorunda kaldı. Bu yazıyı yazarken zam gelmediyse bugün aynı kişi 50 TL'ye 2 litreden biraz fazla mazot alıyor. Mazot 21 TL.
Halkı kim galeyana getirmek istiyor?
Bu tabloya bakarak soruyorum: Halkı kim galeyana getirmek istiyor?
"Biz, dünyada petrol fiyatlarının uluslararası borsalarda belirlenmiş olmasına rağmen, baktığımız zaman bir petrol üreten ülke olmamamıza rağmen şu anda gördüğünüz en düşük petrolün, benzin ve mazotun satın alınabildiği ülke Türkiye' diyen AKP Grup Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan mı?
Yoksa?
"Petrol 2012-13 veya 14'lü yıllarda 120 dolar civarındaydı. Bugün yine bu civarlarda. O gün 120 dolar olan petrolü bizim vatandaşımız benzinlikten litresini 3,5 liraya alıyordu.
Bugün ise 20 liraya dayandı. Buradaki fark, dövizin fiyatı arttı. Bizim dövizimiz o günkü ederinde olsaydı bizim bugün pompaya yansıyan fiyat 3,5 lira olacaktı.
Velhasıl şunu demek istiyorum; bizim ülkemizde bazı şeyler pahalı hale gelmedi, biz bilinçli olarak fakirleştirildik' diyen BTP Lideri Hüseyin Baş mı?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024