ANALİZ: Recep BAHAR
* Telefonla randevu almak için tahsis edilen hatları düşürmek, TV'lerdeki yarışma programlarına 'telefonla' katılabilmek kadar zor!
* Özellikle büyük şehirlerde muayene olabilmek için, maraton koşabilecek bir enerjiye sahip olarak, gece saat 03.00'te kuyruğa girmek gerekiyor. Bu konuda herhangi bir iyileştirme sağlanamadı.
* SSK'nın halkın gözündeki 'korkutucu ya da kötü imajı' giderilemedi. SSK mensuplarının halen önemli bir bölümü, bütçelerini zorlayarak ağır olmayan hastalık hallerinde 'özel sağlık kurumları ya da üniversite hastenelerinden' hizmet alıyor. Bakanlık ve de SSK yöneticileri, hizmetleri iyileştirirken ileride bu mensuplarının da SSK hastanelerine yönelebileceğini hesaba katmalı.
* SSK'ya mensup doktorların hatırı sayılır bir bölümü 'ilaç karşılığı' muayene yapmaya devam ediyor. Bu muayenelerin önemli bir kesimi sadece ve sadece doktorun reçete yazmasıyla sonuçlanıyor. Hastalar sırf ilaç alabilmek için bu 'doktorların ilaç yazma bürolarına' gitmek zorunda kalıyorlar. Bu durum ilaç savurganlığını da körüklüyor. Gelişmiş ülkelerde böyle bir 'garabet' yaşanmıyor.
* SSK doktorları, 'muayenehanemde buluşalım' mantığında en küçük bir değişiklik yapmadı. Sıradan asistanlar, kendi kapasitelerini aşan hastalara bile, 'muayenehaneme gel, o zaman yatış işlemlerinizi hallederiz' diyebiliyorlar. Yani hastane yatakları, 'muayenehane ücreti' karşılığında pazarlanabiliyor. Aynı durum özel hastanelere ve üniversite hastanelirene sevk durumlarında da geçerli. Adamını bulan, çok kaliteli ve iyi hizmet veren bir sağlık kuruluşuna nakil yaptırarak, tedavi olabiliyor.
* SSK hastaneleri sevecen değil. Bu da zaten psikolojik desteğe muhtaç hastalar için 'iç karartıcı' bir durum oluşturuyor. Bina içlerinde duvarlar sanki 5 yıl boyanmamış gibi bir görüntü veriyor. Temizlik hizmetleri de yetersiz.
* Muayeneler hala üstünkörü yapılıyor. Bir doktor en az 10 dakika ayırması gereken hastasını, yoğunluk nedeniyle birkaç dakikada gönderiyor. Böylece erken teşhis edilmesinde büyük fayda bulunan hastalıklar, geç teşhis ediliyor. Bu durum hastanın ölümüne yol açabiliyor.
* Telefonla randevu almak için tahsis edilen hatları düşürmek, TV'lerdeki yarışma programlarına 'telefonla' katılabilmek kadar zor!
* Özellikle büyük şehirlerde muayene olabilmek için, maraton koşabilecek bir enerjiye sahip olarak, gece saat 03.00'te kuyruğa girmek gerekiyor. Bu konuda herhangi bir iyileştirme sağlanamadı.
* SSK'nın halkın gözündeki 'korkutucu ya da kötü imajı' giderilemedi. SSK mensuplarının halen önemli bir bölümü, bütçelerini zorlayarak ağır olmayan hastalık hallerinde 'özel sağlık kurumları ya da üniversite hastenelerinden' hizmet alıyor. Bakanlık ve de SSK yöneticileri, hizmetleri iyileştirirken ileride bu mensuplarının da SSK hastanelerine yönelebileceğini hesaba katmalı.
* SSK'ya mensup doktorların hatırı sayılır bir bölümü 'ilaç karşılığı' muayene yapmaya devam ediyor. Bu muayenelerin önemli bir kesimi sadece ve sadece doktorun reçete yazmasıyla sonuçlanıyor. Hastalar sırf ilaç alabilmek için bu 'doktorların ilaç yazma bürolarına' gitmek zorunda kalıyorlar. Bu durum ilaç savurganlığını da körüklüyor. Gelişmiş ülkelerde böyle bir 'garabet' yaşanmıyor.
* SSK doktorları, 'muayenehanemde buluşalım' mantığında en küçük bir değişiklik yapmadı. Sıradan asistanlar, kendi kapasitelerini aşan hastalara bile, 'muayenehaneme gel, o zaman yatış işlemlerinizi hallederiz' diyebiliyorlar. Yani hastane yatakları, 'muayenehane ücreti' karşılığında pazarlanabiliyor. Aynı durum özel hastanelere ve üniversite hastanelirene sevk durumlarında da geçerli. Adamını bulan, çok kaliteli ve iyi hizmet veren bir sağlık kuruluşuna nakil yaptırarak, tedavi olabiliyor.
* SSK hastaneleri sevecen değil. Bu da zaten psikolojik desteğe muhtaç hastalar için 'iç karartıcı' bir durum oluşturuyor. Bina içlerinde duvarlar sanki 5 yıl boyanmamış gibi bir görüntü veriyor. Temizlik hizmetleri de yetersiz.
* Muayeneler hala üstünkörü yapılıyor. Bir doktor en az 10 dakika ayırması gereken hastasını, yoğunluk nedeniyle birkaç dakikada gönderiyor. Böylece erken teşhis edilmesinde büyük fayda bulunan hastalıklar, geç teşhis ediliyor. Bu durum hastanın ölümüne yol açabiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.