Mısır'da ABD Başkanı Trump'ın öncülüğünde 'Gazze' konulu 'Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi' 20'den fazla devlet yetkilisinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Zirveye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Christodoulides'in de katılması dikkat çekti. Zira Türkiye'nin Güney Rum kesimi lideriyle aynı karede yer alması, Kıbrıs davamız ve KKTC için çok doğru bir adım olmaz, zarar verir.
Trump'ın 4 saatlik gecikmesiyle zirve başladı ve liderler toplu fotoğraf çektirdiler.
Zirvenin sonunda da iyi niyet bildirisi imzalandı. Bakalım bu iyi niyet, sürecin devamında nasıl tezahür edecek?
Malum, Gazze'de ateşkesin sağlanması için Trump'ın 20 maddelik bir planı vardı.
Bu planın ilk aşamasında, İsrail askerlerinin sarı hatta çekilmesi, Hamas'ın İsrailli esirleri serbest bırakması ve İsrail'in de yaklaşık 2 bin kadar Filistinli esiri serbest bırakması öngörülüyordu.
Bu ilk aşamayı Hamas 9 Ekim'de, İsrail ise 10 Ekim'de onayladı ve süreç başladı.
İsrail ordusu sarı hatta çekildi; Hamas 20 canlı İsrailli esiri teslim etti, 28 ölü esir içinse Türk askerlerinin de dahil olduğu ABD komutasındaki görev gücü arama çalışması yapacak; İsrail ise, 1966 Filistinli esiri serbest bıraktı.
Böylece birinci aşama gerçekleşmiş oldu. Şimdi sıra ikinci aşamada. Trump'a ikinci aşama ne zaman başlayacak diye sordular, Trump, "Başladı. Yani, bizim açımızdan başladı. Biliyorsunuz, aşamalar biraz birbirine karışık görünüyor. Temizliğe başlanması gerekiyor. Gazze'ye bakın, çok fazla temizliğe ihtiyacı var" dedi.
7 Ekim'den bu yana yaşanan İsrail soykırımının en büyük destekçisi olan ABD'nin başkanı Trump'a sanki büyük bir barış havarisiymiş gibi davrandılar.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten ateşkes anlaşmasına kadar geçen sürede düzenlediği saldırılarda 67 bin 682 kişi hayatını kaybetti, 170 bin 33 kişi yaralandı. Gazze'nin yüzde 90'ı yerle bir oldu, insanlar açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan hayatlarını kaybetti. BM defalarca ateşkes oylaması yapmasına rağmen, ABD'nin vetosuyla ateşkes reddedildi.
ABD, veto etmeseydi, Gazze'de bu vahşet hiç yaşanmayacaktı; neticede yaşandı, ABD de en az İsrail kadar bu katliamlardan sorumlu olmasına rağmen lideri şimdi barış havarisi oluverdi.
Zirvedeki tüm katılımcı ülkelerin liderleri, Trump'ı takdir ve tebrik ettiler. Hatta öyle ki zirvenin ev sahibi Mısır Trump'a 'Nil Nişanı' takdim etti.
Ülkenin en yüksek madalyası olan bu nişan şu gerekçeyle Trump'a verildi: "Barış çabalarını destekleme ve çatışmaları yatıştırma konusundaki üstün katkılarının yanı sıra son olarak Gazze'ye yönelik saldırıların durdurulmasında oynadığı önemli rol."
Şu işe bakın, katilin en büyük destekçisi olup, katil işini bitirdikten sonra sözde "barış" deyince büyük takdir topluyorsunuz, ne garip bir dünya?
İslam ülkeleri Trump'a övgüler dizip, ödüller verirken, soykırımın mimarı İsrail de Trump'a övgüler diziyor.
Trump'ın Mısır'daki zirveye gitmeden önceki durağı İsrail'di. Trump burada İsrail parlamentosu Knesset'te konuşma yaptı, Netanyahu ile basına kapalı görüşme gerçekleştirdi.
Knesset'te Netanyahu bakın Trump'ı nasıl övdü:
"Rehineleri geri getirmekte oynadığınız rol, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığınız, Golan Tepeleri üzerindeki ve Judea ve Samaria (Gazze ve Batı Şeria) üzerindeki haklarımızı tanıdığınız için, İbrahim anlaşmaları ve İran'a karşı eylemleriniz için teşekkür ederiz."
İran'a karşı yapılan saldırıları özellikle metheden Netanyahu "Onlara gerçekten çekiçle vurdu. Trump, Beyaz Saray'daki en iyi başkan! Başka hiçbir ABD Başkanı, İsrail için bu kadar çaba göstermedi" diye ekledi. Netanyahu, Trump sayesinde "tüm hedeflerine ulaştığını" söyledi ve "İsrail, İran'ın tüm kötülük ekseni üzerinde zafer kazandı. Sinvar, Esad, Haniyeh, Nasrallah, hepsi gitti. İran'ın nükleer ve balistik programı gitti. Husi liderliğinin çoğu, hepsi gitti" diye konuştu.
İsrail Meclis Başkanı, Trump'ı "Bin beş yüz yıl önceki Büyük Kiros'tan beri İsrail'in en büyük dostu" olarak tanımladı.
Trump ise Knesset'te yaptığı konuşmada, Orta Doğu'da yeni bir dönemin başladığını söyledi.
"Bu tarihi bir şafak, yeni bir Orta Doğu doğuyor" diyen Trump "Nesiller sonra bugün her şeyin değişmeye başladığı an olarak hatırlanacak ve bu değişim çok daha iyiye doğru olacak" ifadelerini kullandı.
Trump, "Gazze askersizleştirilecek ve Hamas dağıtılacak. İsrail'in güvenliği bir daha tehdit altına girmeyecek. İsrail silahla kazanabileceği her şey kazandı. Artık barış zamanı geldi, çabalarınızın meyvelerini yeme vakti geldi. Bibi, artık daha kibar olabilirsin. Savaşta değilsin" dedi.
Gazze'de tam bir yıkımın olduğundan bahsettik, peki, bu çökük harabeyi kim ayağa kaldıracak, Gazze'yi yeniden kim imar edecek ve kimin için imar edilecek?
Zirve öncesi Trump, "Barış Masası da kuracağız. Lideri benim olmamı istiyorlar ancak çok meşgulüm. Bunun için doğru kişileri bulacağız. Gazze'nin yeniden inşası için varlık gerekli. Varlıklı ve güçlü Arap ve Müslüman ülkelerine teşekkür ediyorum. İnşa etmek için varlık gerek" ifadelerini kullandı.
Yani İsrail'in ABD silahlarıyla yıktığı Gazze'yi, zirveye katılan ülkeler, özellikle de İslam ülkeleri inşa edecek. Böylece Trump bir kez daha İslam ülkelerinin liderlerine "Bak kral" demiş oluyor! Malum, Gazze'yi yönetecek olanlar da Tony Blair başkanlığında İsrail ile iş yapan milyarderler kulübü.
İsrail'in Hamas'ın silahsızlandırılmasının yanı sıra ilk önceliklerinden birisi de Gazze'deki tünellerin imhası. Bakın bu konuda İsrail Savunma Bakanı Israel Katz ne diyor: "Rehinelerin iadesi aşamasından sonra İsrail'in karşılaşacağı en büyük zorluk, Hamas'ın Gazze'deki tüm terör tünellerinin doğrudan İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından ve ABD'nin liderliğinde ve gözetiminde oluşturulacak uluslararası mekanizma aracılığıyla imha edilmesi olacak" dedi. Katz, İsrail Savunma Kuvvetleri'ne bu görevi yerine getirmeye hazırlanmaları talimatını verdiğini belirtti.
İsrail ordusu, sarı hatta çekilse de yine Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü elinde tutacağı bildirildi.
Cevap bekleyen birçok soru var:
İsrail ateşkese bağlı kalacak mı?
Hamas silahsızlanmayı pratikte kabul edecek mi?
Gazze Tony Blair'in yönetiminden sonra Filistinlilere bırakılacak mı?
İmar süresince Gazzeliler nerede olacak?
Bir yerlere göç ettirilirlerse, tekrar geri dönüşlerine müsaade edilecek mi?
Hiçbir bedel almadan iş yapmayan ABD'nin sonuçta bu işten çıkarı ne olacak?
Son olarak, Trump'ın Cumhurbaşkanına, Türk milleti ve özellikle de Türk ordusuna övgüleri endişe verici. Trump sebepsiz yere asla övmez, bu bir gerçek.
Trump, Gazze'de yürürlüğe giren ateşkese yardımcı olan ülkeler arasında Türkiye'nin önemine vurgu yaparak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan harikaydı, gerçekten çok yardımcı oldu. Çünkü çok saygı duyulan biri. Çok güçlü bir milleti var, çok güçlü bir ordusu var" dedi.
Tamam, Sayın Erdoğan'ı katkılarından dolayı övdü, Türk ordusu ne alaka? Türk milleti ve Türk ordusuyla ilgili nasıl bir hesap içinde?
BOP'un hedefinde olan Türkiye'nin siyasetçileri daha dikkatli olmalıdır.
Bu övgüler pek hayra alamet değil.
Ülkenin yönetimi için meşruiyet ararken, ülkenin meşruiyetini kaybetmeyelim.
- Komisyonda konuşulanlar: Süreç nereye gidiyor? / 11.10.2025
- İsrail ateşkese uyacak mı, uysa bile Gazze Gazzelilere yar olacak mı? / 10.10.2025
- SDG ile Şara yönetiminin ‘entegrasyon’ tiyatrosu / 09.10.2025
- Gelir adaletsizliği zirvedeyken terörsüz Türkiye mümkün mü? / 08.10.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025