logo
24 NİSAN 2024

Hayat ve Bilim

25.04.2004 00:00:00
Kendisini Etna yanardağına atan Empedokles, depresif ve hipokondrik olan Newton, korkunç bir yalnızlık içerisinde yaşayan ve hayatını şiddetli bir ruh çöküntüsü ile noktalayan Nitsche, dünyaya bir mana veremeyen ve hayatı problematik sayan Schopenhauer, kendisini ölüm tutkusundan kurtaramayan, sonuçta intihar eden Kleist, uzun yıllarını tımarhanede tek başına daracık bir odada geçiren Mölderlin ve Schuman'lar, Hemingway'ler, Van Gogh'lar, Freud'lar... vs.

Modern Batı kültürü ve öncesindeki Avrupa medeniyeti kendi insanına mutluluk ve huzur verememiştir. Acaba bunda bilimi "normal" kulvarından çıkararak ona seküler bir mantık ve materyalist bir kimlik inşâ eden Batı biliminin payı var mıdır?

Sorumuza ışık tutacak hayatı ünlü Rus yazarı Tolstoy yaşamıştır.

"İtiraflarım" isimli kitabında çocukluğundan itibaren hayatın anlamını sorguladığını belirten Tolstoy, ömrü boyunca bu anlamı çok değişik yerlerde aramış, fakat bunların hiçbirinden tatmin olamamıştır. Rusya'da büyük toprak sahibi zengin bir ailenin cocuğu, ülkesinin ünlü yazarı, şan, şöhret ve paranın -haddinden fazla- sahibi olduğu halde ruhsal bir bunalımın pençesindedir.

Hayata dair hiçbir şeyden tad alamayan Tolstoy büyük sıkıntılar içinde sürekli aynı sorularla yüzyüze gelir. Yaşantısının anlamına yönelik en temel soru biçimi olan "Ne için yaşamak?" ya da "Neden yaşamak?" sorularına bir türlü ikna edici cevaplar bulamaz. Sonunda bunalımlarına ait çareyi Modern Bilimde aramaya karar verir. Ve şöyle der:

"Sorularıma cevabı her yerde arayıp durdum. Üniversitede geçirdiğim hayat sayesinde, bilginler alemiyle ilişkiye geçip, çeşitli bilim adamlarına ulaştım. Fakat (modern) bilimin hayatın sorularına karşılık bana verdiği cevaptan başka bir şeyi olmayışına inanamadım. Ben, bilimin insan hayatıyla hiç bir ortak yanı olmayan iddialarını büyük bir vakar ve ciddiyetle ispatladığını gördükçe, hiç bir şey anlamıyordum. Uzun süre ona karşı ürkeklik taşıdım. Sandım ki, bilimin benim sorularıma verdiği cevapların uygun olmayışında suç bilimde değil, benim cahilliğimdedir. Bu bir şaka ya da oyun değildir, bütün hayatım buna bağlıydı. İşte böylece kendiliğimden şu kanaate vardım: Benim sorularım her türlü bilginin temelini oluşturan yegane geçerli sorulardır. Suç bende ve sorularımda değil, bu soruları cevaplayacağını sanan bilimdedir...

(...) Hayatın sorularını çözmeye çalışan bilimlere, yani fizyoloji, psikoloji, biyoloji, ve sosyolojiye müracaat ettim. İnsan; düşüncelerin şaşırtıcı bir yoksulluğuyla, baştan başa haksız bir soruları çözme haddini bilmezliğiyle yüzyüze geliyor. Hayatın problemlerini çözmekle uğraşmayıp, kendi branşlarına has özel soruları cevaplayan bilimler grubuna başvuruldu mu, o zaman insan coşku içinde zekasının gücüne hayran oluyor. Ama daha baştan biliyor ki, bunların hayatın sorularına verecek cevapları yoktur. Bu bilimler hayatın en temel sorusunu düpedüz bilmezden geliyorlar ve diyorlar ki: Sen nesin ve ne için yaşıyorsun sorularına vercek cevabımız yoktur. Biz bununla ilgilenmeyiz.

Mesela ben soruyorum: Bu varlık ne için var? Var olması ve varolacak olmasının sonucu ne? Felsefe bu soruyu cevaplandırmıyor hatta o da aynı soruyu soruyor. Eğer o hakiki felsefe ise, bütün işi zaten bu soruyu sormaktır. Görevine tamıtamına sadık kalırsa, ben neyim ve bütün alem nedir sorusuna sadece şu cevabı verir: Herşey ve hiçbir şey! Ve ne için sorusuna da: Bilmem!.."

Sonuçta Tolstoy aradığı cevabı modernizmin şekillendirdiği bilim disiplinlerinde bulamaz, hayatın anlamını evlilikle, okul açmakla, Hıristiyanlığa yönelmekle bulmaya çalışır. Fakat her defasında tatmin olunamayan duygular içinde kalakalır. Artık intihar etmemek için kemer kullanmayan, evinden ip ve sandalyeleri atan yalnız kalmamaya özen gösteren bir insandır. Ve sekseniki yaşında iken evinden kaçtığı sırada Astapovo garında ölür. Hayatının son demlerinde farklı bir ahlak anlayışı ortaya koymaya çalışmıştır. Lakin arayışında modern bilimin pek yardımı olmamıştır.

Tolstoy'un öznesi olduğu hayat hikayesinin benzerlerini İslam dünyasında bulmak oldukça güçtür. Ünlü yazarın hakikat arayışına benzer bir durumu İmam-ı Gazali yaşamış fakat tasavvufun insan ruhunu kuşatan ikliminde bunalımlarından sıyrılıp "Hüccet'ül-İslam" unvanıyla seçkin bir yere oturmuştur. Zaten İslam medeniyetinde hiçbir zaman din-bilim ayrışması ya da "varoluş" problemi oluşmamıştır. Çünkü bilginin her türlüsü Alim olan Allah'tan alındığına göre bunların çelişmesi mümkün değildir.

Ayrıca bilginin bütün kategorilerinde dinin demeli olan tevhid akidesinin yansımasını bulmak mümkündür. Başka bir deyişle Batıda dinsel bilgi, bilimsel bilgi, düşünsel bilgi vs. gibi sınıflandırmalar İslam'da her zaman vahyin şemsiyesinde bütünlük kazanmıştır. Sadece derinlik olarak bilgi, irfan, hikmet, marifet gibi keyfiyetle ilgili bir tasnif mümkündür.

Peki ama; modern bilim insanlığın arayışlarına yardımcı olmalı mıdır?

Eğer yola çıkış amacı beşeriyetin hayatını kolaylaştırmak ve onlara mutluluk sağlamak olmasaydı böyle bir istemde bulunmak anlamsız olurdu. Ama hayatın her şubesine rahatlıkla müdahale eden kesin (!) ve objektif (!) gerçeklerle dini inançları dahi "test eden" beslenme alışkanlıklarımızdan uyku düzenimize, giyim kuşamımızdan rüyalarımıza kadar bizi yeni baştan şekillendirip bir "bilim kültürü" oluşturan modern bilimin eğer insanlığı mutlu etmek gibi bir derdi yoksa bu durum daha da vahim bir hâl alır.

Sonuçta mutluluk sadece vaad edilmiştir. Fakat oynağı rol, kendisini bilginin vatanı olarak sunan Avrupa'nın 19. yüzyılda hayata geçirdiği sömürgecilik ideolojisinin zihinlere ait bölümünü içerir.

Öyleyse dünya, Avrupa merkezci bilim anlayışının tamamen bir kurgu olduğunu, insanlığa huzur sağlamadığını ve beşeriyetin Batılı modern bilimden başka bilimsel disiplinlere ulaşabileceğini bilmelidir.
 
Mehmet Maruf / diğer yazıları
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.