Son günlerde hiç alışık olmadığımız durumlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Sağa baksak düşman, sola baksak düşman; dostlarımız ise tam karşımızda!
İngiliz yetkililer, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Londra'da İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüşmesi sırasında, PKK yanlısı bir grup tarafından gerçekleştirilen protesto gösterisi sırasında yaşananlardan dolayı Türk tarafından özür diledi.
İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Mattiolo, "İtalya daima AB'de Türkiye lehine ısrar eden ülkedir" dedi.
Bunlar geçtiğimiz birkaç gün içerisinde duyduğumuz sözler.
Tabii ki biz de şaşırdık. İngiltere, İtalya ne oldu da bizim sırtımızı sıvazlamaya başladı?
Bugüne kadar Türkiye'yi parçalamak isteyen Avrupa ülkeleri, bugün Türkiye'yi korur oldular.
8. Büyükelçiler Konferansı'nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,
"AB'nin bize dün de ihtiyacı vardı, bugün de var, yarın da olacaktır" dedi.
Sayın Bakanımız çok haklı!
Avrupalıların Ortadoğu'yu parselleyebilmesi için Türkiye'ye ihtiyaç duymaları çok normal ve tabii.
Tarih boyunca topraklarımızda gözü olanlarla hal böyle iken, kardeşlerimizle durumumuz bunun tam tersi.
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi, Türkiye'nin Irak topraklarında bulunmasının "tahammül edilemez hale geldiğini" belirtti.
Suriye'yi de zaten izahı olmayan bir biçimde kardeşlikten reddetmiş durumdayız.
İran ve Suudi Arabistan'ın durumu ise vahim?
Fakat daha vahim olanı ise şu: Suudi Arabistan çıkarılmak istenen 'mezhep savaşına' alet olurken, Türkiye bunun önüne geçmesi gerektiği yerde yangına körükle gitti; mezhep tercihiyle tarafsızlığını bozdu.
Sonuç: Kardeşler ayrıldı, Ortadoğu'yu parçalamak çok daha kolay hale geldi.
Sırada Avrupalıların Türkiye'yi 'yalandan' kucaklaması vardı, gördüğünüz gibi o da oluyor.
Kimse bu durumu 'denize düşen yılana sarılır' mantığıyla izah etmeye kalkmasın!
Birincisi biz denize bilinçsiz düşmedik veya düşürülmedik, kendimiz atladık.
İkincisi sağımızda deniz simidi varken, solumuzdaki yılana kendi isteğimizle sarılıyoruz.
Milletimizin bu durumu acilen idrak etmesi lazım:
Kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz!
Sağa baksak düşman, sola baksak düşman; dostlarımız ise tam karşımızda!
İngiliz yetkililer, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Londra'da İngiltere Başbakanı David Cameron ile görüşmesi sırasında, PKK yanlısı bir grup tarafından gerçekleştirilen protesto gösterisi sırasında yaşananlardan dolayı Türk tarafından özür diledi.
İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Mattiolo, "İtalya daima AB'de Türkiye lehine ısrar eden ülkedir" dedi.
Bunlar geçtiğimiz birkaç gün içerisinde duyduğumuz sözler.
Tabii ki biz de şaşırdık. İngiltere, İtalya ne oldu da bizim sırtımızı sıvazlamaya başladı?
Bugüne kadar Türkiye'yi parçalamak isteyen Avrupa ülkeleri, bugün Türkiye'yi korur oldular.
8. Büyükelçiler Konferansı'nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,
"AB'nin bize dün de ihtiyacı vardı, bugün de var, yarın da olacaktır" dedi.
Sayın Bakanımız çok haklı!
Avrupalıların Ortadoğu'yu parselleyebilmesi için Türkiye'ye ihtiyaç duymaları çok normal ve tabii.
Tarih boyunca topraklarımızda gözü olanlarla hal böyle iken, kardeşlerimizle durumumuz bunun tam tersi.
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi, Türkiye'nin Irak topraklarında bulunmasının "tahammül edilemez hale geldiğini" belirtti.
Suriye'yi de zaten izahı olmayan bir biçimde kardeşlikten reddetmiş durumdayız.
İran ve Suudi Arabistan'ın durumu ise vahim?
Fakat daha vahim olanı ise şu: Suudi Arabistan çıkarılmak istenen 'mezhep savaşına' alet olurken, Türkiye bunun önüne geçmesi gerektiği yerde yangına körükle gitti; mezhep tercihiyle tarafsızlığını bozdu.
Sonuç: Kardeşler ayrıldı, Ortadoğu'yu parçalamak çok daha kolay hale geldi.
Sırada Avrupalıların Türkiye'yi 'yalandan' kucaklaması vardı, gördüğünüz gibi o da oluyor.
Kimse bu durumu 'denize düşen yılana sarılır' mantığıyla izah etmeye kalkmasın!
Birincisi biz denize bilinçsiz düşmedik veya düşürülmedik, kendimiz atladık.
İkincisi sağımızda deniz simidi varken, solumuzdaki yılana kendi isteğimizle sarılıyoruz.
Milletimizin bu durumu acilen idrak etmesi lazım:
Kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz!
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018