Yıllarca yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin toprakların üzerinde yaşamamıza rağmen, bu kaynakları gereği gibi kullanabilmeyi başaramadık.Uzun bir süre aziz milletimizi "petrol yok, altın yok" diyerek uyuttular, şimdilerde ise yabancılar madenleri çıkartıp talan etmeye başlayınca, yani mızrak artık çuvala sığmayınca, "Bu madenleri çıkartacak kaynağımız yok ki, nasıl çıkartalım" demagojisini söylemeye başladılar. Bu mantık devam ederse, yarın da "Maden vardı da bitti, tam çıkarmaya karar verdik, ama kalmadı" diyecekler. "Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin" misali. Maksat çalışmamak, üretmemek, bu toprakları bu millete yar etmemek olunca mazeret çok. Nasıl olsa değirmenin suyu bir yerlerden geliyor. Gerisini millet düşünsün. Garip millet elindeki 5 akçeyle kara kara düşünmeye devam etsin. Maalesef yıllarca siyasilerimizin hali böyle olmuş. Mantık şu: nasıl olsa IMF, AB ve ABD dostlarımız(!) bizim için düşünüyor, proje buluyor, rapor hazırlıyor, bizi yontuyor, bundan iyisi can sağlığı.Tamam da adamlar seni mi düşünüyor, kendi çıkarlarını mı? Yıllarca madenlerin varlığından haberdar olup da, "Aman Türkler çıkarmasın" deyip üzerine beton dökerek kapatanlar bu siyasilerin akıl hocaları(!) değil mi? Yıllarca kendi paramızı kullandırmayarak, bize bol faizli dövizleri satanlar kim? Bariz bir şekilde maliyet enflasyonu yaşarken, bize talep enflasyonu var diyen ve bu sebeple talebi daraltma yönünde tavsiyeler sunan, sonra hatasını anlayıp itiraf eden, ama bu itiraftan sonra hala talep enflasyonunun tedbirlerini bugüne kadar uygulatan kim?İşte siyasilerimizin ipi emanet ettiği meşhur akıl hocaları(!): IMF, AB ve ABD.Gerçi adamların hakkını vermek lazım, zaman zaman gayelerinin sömürmek olduğunu açık açık söylüyorlar, bazen dokunduruyorlar, bazen ima ediyorlar, bazen de bu konuda göstere göstere adım atıyorlar. Yani adamlar kendi çıkarlarını en ince ayrıntısına kadar düşünerek hareket ediyorlar.Burada hatanın ekserisi bizimkilerde. Yani ipin ucunu teslim edenlerde. Adam burada petrol yok deyip, üzerini kapatıyor, senin hiç mi mühendisin yok, ya da araştırmacın yok, "yahu kardeşim niye bu petrolü kapatıyorsunuz, burası ABD değil, Türkiye, yani bizim toprağımız" diyecek. Yoksa var da ağızları mı mühürlenmiş?Geçenlerde bazı gazetelerin satır aralarında oldukça önemli bir haber vardı. Türkiye'yi sarsması gerekirken, geçiştirildi ve neticede unutuldu gitti.Zaten bu tür haberlerin ne önemi var ki, magazin haberleri daha önemli. Kim kimle ne yapmış, gündemdeki dedikodular, kim kimi aldatmış gibi önemli haberler varken böyle ciddi haberleri kim takar? Netice de geldi geçti, ama kimsenin dikkatini çekmedi.Şimdi bu önemli habere geçelim:"Kozmik bilim, bio enerji, sağlıklı yaşam gibi konular üzerinde uluslararası alanda çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ahmet Maranki, Kastamonu'nun Daday Ballıdağ etekleriyle, Tosya'nın Karadene mevkiinde petrol çıktığını ileri sürdü.Prof. Dr. Ahmet Maranki, AA muhabire yaptığı açıklamada, Azerbaycan'da 1997 yılında yapılan Uluslararası Enerji Kongresi'ni BM adına izlediği sırada, bölgede petrol olduğunu kanıtlayan ABD'ye ait uydu fotoğraflarına Azerbaycanlı bir bilimadamı aracılığıyla ulaştığını belirtti.Bunun üzerine 2003 yılında Kastamonu'ya gelerek bir dizi araştırma yaptığını ve ilginç gelişmelerle karşılaştığını ifade eden Prof. Dr. Maranki, "Bana yaşlı köylülerin anlattığına göre 1950'lerde Amerikalıların açtığı kuyulardan sarı renkte bir şey fışkırmış. Sonra hemen kuyulara taş doldurup üstüne de beton döküp kapatmışlar. Bazı köylülere de 'siz petrol denizi üzerinde yaşıyorsunuz' demişler. Gidip gördüm, Daday Ballıdağ eteklerinde ve Tosya'nın Karadere mevkiinde petrol resmen yerden çıkıyor. Petrol var ancak çıkartılmıyor. Kastamonu'da petrol denizi üzerinde yüzüyoruz" dedi."Evet, haber bu. Petrol sadece Kastamonu'nda mı? hayır. Güneydoğu, Ege denizi, Karadeniz de petrol denizi üzerinde yüzüyor. Ülkemizde sadece petrol mü var? Tabii ki hayır. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle 3 katrilyon dolarlık bir kaynak rezervimiz var.Daha devlet bile olmayan Kuzey Iraktaki peşmergeler bile petrol çıkarıp, paraya para demiyorlar, hatta sondaj malzemelerini biz veriyoruz, teknik yardımı da bizimkiler sağlıyor, ama Türkiye'de varlığı artık alenen bilinen petrolü hala çıkarmak için hiçbir adım atmıyoruz.Onu da bırakalım, bir de maden yataklarının bulunduğu arazileri, yabancı maden şirketlerine kelepir fiyatlara pazarlıyoruz."Niye çıkarmıyorsunuz" dediğimizde, kaynağımız yok deniyor. Yahu kendi madenimizi, kendi sondaj sistemimizle, kendi işçimizle çıkarmak için, işlemek için kendi paramızı niye devreye koymayıp başkasından medet umuyoruz?Gelelim işin aslına. IMF ve AB politikalarında ısrar edenlerin kendi kaynaklarımızı devreye koyması asla mümkün olmayacaktır.Ancak Milli bir ekonomik modelle, başkasına muhtaç kalmayacak bir sistemi devreye koyan iktidar, bütün bu kaynakları milletimizin hizmetine sunabilir.Görünen o ki, bu noktada proje üreten tek lider de Prof. Dr. Haydar Baş. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının devreye konulması için paranın tahrik unsuru ve emeğin ve üretimin karşılığı olması özellikleri kullanılacak. Her şeyden önemlisi de Sayın Baş, modelinde bu kaynakların millete ait olduğunu ve devlet-millet ortaklığıyla devreye konulacağını vurgulamaktadır, hem devletin hem de milletin kazanacağı müjdesini de vermektedir.Ne diyelim karar bizim. Zengin olmak da bizim elimizde, zillet içinde yaşamak da.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024