Evet, sevgili okurlar ülkede A'sından Z'sine kadar her şey ama her şey var. Sadece eksik olan helvayı karacak usta.Dünyanın en verimli topraklarına sahip olacaksınız ama üretimden zarar edeceksiniz? Dünyada tekel ve lider olduğunuz ürünler elinizden yok pahasına çıkacak? Her şeyi ama her şeyi ithal edeceksiniz? Güçsüz ve korumasız bıraktığınız çiftçinizin ringde ellerini bağlayıp, Avrupalı çiftçi ile maça çıkaracaksınız?Bu olumsuz tablonun, acayip ve garaiplerin yaşandığı ülke elbette Türkiye... Ondan sonrada kalkıp Türkiye'nin dünyada tarımda hasıla bakımından Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sırada olduğu iddia edip övüneceksiniz... Ölme eşeğim ölme...Her konuda olduğu gibi tarımında hemen hemen her şubesinde "böylesi ancak Türkiye'de olur" dedirtecek gelişmeler yaşanıyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin verilerine bir göz atalım: 2002 yılında 1.9 milyon ton olan yağlı tohum ve türevleri ithalatı 10 yılda 2012?de 5.3 milyon tona ulaştı. Değer olarak bakıldığında artış oranı çok daha yüksek. 2002?de 605 milyon dolar döviz ödenen yağlı tohum ithalatına (Ayçiçeği, mısır, soya, pamuk, palm, kolza ve aspir) 2012?de 3 milyar 636 milyon dolar ödenmiş. Ayçiçeği ithal ettiğimiz ülkelerin başında Rusya, Ukrayna, Moldova, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan var. Tarımda hasıla bakımından Avrupa'da 1'inci, dünyada 7'nci sırada olduğu iddia edilen Türkiye, yağlı tohumlarda neden dışa bağımlılıktan kurtulamıyor? Neden her şeyimiz ithal?İthalattan kurtulmanın yolu elbette üretmekten geçer. Üretmek demek dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak demektir. Üretmek için hem de en kalitelisinden üretmek için ülkemizde her şey olmasına rağmen ithalata dayalı bir politika ancak ve ancak kapitalist ithal lobisinin işine yaramaktadır. AKP hükümetinin de iktidara gelmiş olduğu günden beri uyguladığı politika budur: Üretme ithal et. Üreteni cezalandır. Yıllardan beri uygulanan politikalar üretimi değil, ithalatı destekledi. Türkiye'deki çiftçinin ürünü değil, yurtdışındaki çiftçinin ürünü desteklenmiş oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımızın Fransa'dan almış olduğu şövalyelik nişanı bunun somut delilidir.Evet, sevgili okurlar yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi Türkiye'nin her şeyi var ama ülke çıkarlarına uygun bir tarım politikası yok. Ve bu gidişle de olacağı yok. Bu günlerimizin de iyi günler olduğunu belirtelim.Bu kısır döngüyü kırmanın yolu da elbette Milli Ekonomi Modeli (MEM)'den geçmektedir. Sağır sultanda duydu ki tüm dünya ülkelerini kapitalizm cenderesinden kurtaracak formül Prof Dr. Haydar Baş Bey'in sistemleştirdiği Milli Ekonomi Modeli'dir. İşte Rusya gerçeği dipdiri karşımızdadır.Prof Dr. Haydar Baş Bey'in MEM kitapçığında ortaya koyduğu tarım çözümleri eşsizdir. Ve ülkemizi diğer sahalarda da olduğu gibi tarımda da 'Kâinat Devleti' yapacak yegane tek formül MEM'de yazılıdır. Milli Ekonomi Modelini iktidar ettiğimiz gün güneş farklı doğacak; elveda fakirlik merhaba üretim, merhaba zenginlik diyeceğiz. Bunu diyebilmemiz sadece ve sadece sandık başında "İŞ AŞ HAYDAR BAŞ" dememize bağlıdır. Deneyelim bakalım zararlı mı çıkacağız? Denediklerimizin ülkemizi getirdiği nokta ortada sevgili okurlar. İnanın denemez ve iş başına getirmez isek yine ağlayan ve kaybeden biz olacağız. Ağlamaya vaktimiz yok. Bu böyle biline...
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023