Başlığı okuyup içeriğine bakma gereği bile duymayan kimi çeyrek eğitimli ve kapitalizmin sözcülüğünü yapan kesimler, mümkünse bu yazımı okumasınlar.
Onlar zaten uzayın derinliklerinde ve kendi hallerinde yaşamayı sürdürmeyi başarabilen nadir varlıklardır bana göre.
Kendi ülkesinin kaynaklarından bihaber olan ve gerçek ekonomi ilminden hiçbir şekilde nasibini alamamış bu varlıklara göre, kaynaklar kıt, insan ihtiyaçları ise sınırsızdır.
Yalancının…
Saydın mı kaynakları tek tek?
Nereden biliyorsun sınırlı olduğunu?
Sana kim demiş insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu?
Sabahtan akşama kadar bir insan ne yiyebilir veya kaç takım elbise giyebilir?
Hadi bir arabası ve evi olsun.
Bunun neresi sınırsız?
İktisada bu zaviyelerden yaklaşım tarzını ilk ortaya atanlar, papaz Malthus ve Smith'in bizzat kendileri olmuştur.
Bu beyni sulanmış adamların inşa ettiği ve hiçbir bilimsel temeli olmayan ve aynı zamanda kapitalizmin de esin kaynağı olan bu bozuk yapı, bugün dünya insanlığını kendisine kul ve ırgat etmiştir.
Oysa bu yönüyle çağdışı kalmış dünya iktisadına, çağdaş ve evrensel bir müdahalede bulunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezine göre ise; "Kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır."
Sadece bu tespit bile başlığımızın ne kadar makul ve imkân dairesi içerisinde olduğunu anlatmaya kâfidir.
Bildiğinizi gibi ülkemizde açlık sınırı son haliyle 27 bin 970 TL olurken, yoksulluk sınırı ise 91 bin 109 TL olarak gerçekleşmişti.
Dünyanın bazı ülkelerinde asgari ücret saatlik, günlük ya da aylık olarak hesaplanmaktadır.
Ülkemizde ise, toplu sözleşmeye dayalı bir pazarlık usulüyle belirlenen asgari ücret günlük ücret olarak belirlenir.
Asgari ücret, bir işçinin o günün ekonomik koşullarında sinemaya, tiyatroya, maça gidebileceği; sağlıklı beslenebileceği, barınma sorununu çözebileceği kadar yani bunlara yetebilecek bir ücret düzeyde olmalıdır.
Şu an uygulanmakta olan net asgari ücret 22 bin 104,67 TL'dir ve bu sayılanlardan hangisine yeteceği konusunu ise, tartışmaya bile hacet yoktur.
Asgari ücret, bir çalışanın beslenme, barınma, sağlık ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere günlük olarak verilen ayni ve nakdi bedeldir.
Bu nedenle emeğiyle gelir elde eden kişinin sağlıklı beslenmesi, sosyal hayattan geri kalmaması, sinema, tiyatro, konsere rahatça gidebilmesi, sağlık hizmetlerinden tam ve eksiksiz yararlanması sizce mümkün olabilir mi?
Hep bizi kıskandığı ileri sürülen Avrupa ülkelerinde her şeye rağmen insanca yaşam mümkün olabilmektedir.
Oysa bu ülkelerin yer altı kaynakları incelendiğinde, Türkiye'de bulunan kaynakların ancak 10'da biri kadarına sahip olduklarını görürsünüz.
Peki, nasıl oluyor da bu kadar sonsuz ve sınırsız kaynağa sahip bulunan ülkemizde asgari ücretli aldığı maaşla sadece ve ancak konut kirasını ödeyebiliyor?
Avrupa demişken birkaç ülkenin asgari ücret tablosunu aktaralım:
Lüksemburg 2.637 Euro.
İrlanda 2.281 Euro.
Hollanda 2.193 Euro.
Almanya 2.161 Euro.
Belçika 2.070 Euro.
Fransa 1.801 Euro.
Türkiye 460 Euro.
Bu ülkelerdeki konut kiralarını inceledim ve alınan asgari ücretin 3'te biri ile konut kiralarının rahatça ödendiğini gördüm.
Kaldı ki, Avrupa ülkelerinde çalışanların sadece %5-10'u kadar asgari ücretli çalışanı vardır.
Oysa bizim ülkemizde bu oran, %45-50 seviyelerindedir.
Sevgili okurlarım şunu çok net olarak bilmenizi isterim.
Bu ülkenin kaynakları ve insan gücü konusunda daima karamsar tablo çizenler, kesinlikle vatan hainidir ve ücretli ajanlardır!
Zira sadece Toryum madeni ile, 4 bin yıl boyunca ülkemizin tüm enerji ihtiyacının karşılanması mümkün olabilmektedir.
Bu açıklamayı 2003 yılında Prof. Dr. Engin Arık hoca yapmıştı.
Ancak bu açıklamadan sonra 2007'de Arık hoca ve 5 bilim insanının bulunduğu uçak, Isparta'da düşmüş(bana göre düşürülmüş) ve sağ kalan olmamıştı.
Yani siz eğer milli iseniz ve ülkenizin bekası adına devrimci fikirler ortaya koyuyorsanız, kendinize bir mezar hazırlamanız gerekiyor.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü ortada bir "Milli devlet" anlayışı yoktur.
Milli devlet-Sosyal devlet, insanı her şeyin merkezine koyar ve önceler.
Bugün Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynakları ile çok rahatlıkla 90 bin lira asgari ücret verilir.
Peki, bunu işveren nasıl verebilir diye bir soru akla gelecektir.
İzah ettiğim gibi bunu işveren değil, büyük bir bölümünü devlet karşılayacaktır.
Nereden mi karşılayacak?
3 katrilyonluk maden kaynaklarımızın senyoraj gelirleriyle.
Yok, hala anlamadım diyorsanız, "Milli Ekonomi Modeli" tezini baştan sona okumanızı salık veririm.
Hadi eyvallah.
Onlar zaten uzayın derinliklerinde ve kendi hallerinde yaşamayı sürdürmeyi başarabilen nadir varlıklardır bana göre.
Kendi ülkesinin kaynaklarından bihaber olan ve gerçek ekonomi ilminden hiçbir şekilde nasibini alamamış bu varlıklara göre, kaynaklar kıt, insan ihtiyaçları ise sınırsızdır.
Yalancının…
Saydın mı kaynakları tek tek?
Nereden biliyorsun sınırlı olduğunu?
Sana kim demiş insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğunu?
Sabahtan akşama kadar bir insan ne yiyebilir veya kaç takım elbise giyebilir?
Hadi bir arabası ve evi olsun.
Bunun neresi sınırsız?
İktisada bu zaviyelerden yaklaşım tarzını ilk ortaya atanlar, papaz Malthus ve Smith'in bizzat kendileri olmuştur.
Bu beyni sulanmış adamların inşa ettiği ve hiçbir bilimsel temeli olmayan ve aynı zamanda kapitalizmin de esin kaynağı olan bu bozuk yapı, bugün dünya insanlığını kendisine kul ve ırgat etmiştir.
Oysa bu yönüyle çağdışı kalmış dünya iktisadına, çağdaş ve evrensel bir müdahalede bulunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezine göre ise; "Kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır."
Sadece bu tespit bile başlığımızın ne kadar makul ve imkân dairesi içerisinde olduğunu anlatmaya kâfidir.
Bildiğinizi gibi ülkemizde açlık sınırı son haliyle 27 bin 970 TL olurken, yoksulluk sınırı ise 91 bin 109 TL olarak gerçekleşmişti.
Dünyanın bazı ülkelerinde asgari ücret saatlik, günlük ya da aylık olarak hesaplanmaktadır.
Ülkemizde ise, toplu sözleşmeye dayalı bir pazarlık usulüyle belirlenen asgari ücret günlük ücret olarak belirlenir.
Asgari ücret, bir işçinin o günün ekonomik koşullarında sinemaya, tiyatroya, maça gidebileceği; sağlıklı beslenebileceği, barınma sorununu çözebileceği kadar yani bunlara yetebilecek bir ücret düzeyde olmalıdır.
Şu an uygulanmakta olan net asgari ücret 22 bin 104,67 TL'dir ve bu sayılanlardan hangisine yeteceği konusunu ise, tartışmaya bile hacet yoktur.
Asgari ücret, bir çalışanın beslenme, barınma, sağlık ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere günlük olarak verilen ayni ve nakdi bedeldir.
Bu nedenle emeğiyle gelir elde eden kişinin sağlıklı beslenmesi, sosyal hayattan geri kalmaması, sinema, tiyatro, konsere rahatça gidebilmesi, sağlık hizmetlerinden tam ve eksiksiz yararlanması sizce mümkün olabilir mi?
Hep bizi kıskandığı ileri sürülen Avrupa ülkelerinde her şeye rağmen insanca yaşam mümkün olabilmektedir.
Oysa bu ülkelerin yer altı kaynakları incelendiğinde, Türkiye'de bulunan kaynakların ancak 10'da biri kadarına sahip olduklarını görürsünüz.
Peki, nasıl oluyor da bu kadar sonsuz ve sınırsız kaynağa sahip bulunan ülkemizde asgari ücretli aldığı maaşla sadece ve ancak konut kirasını ödeyebiliyor?
Avrupa demişken birkaç ülkenin asgari ücret tablosunu aktaralım:
Lüksemburg 2.637 Euro.
İrlanda 2.281 Euro.
Hollanda 2.193 Euro.
Almanya 2.161 Euro.
Belçika 2.070 Euro.
Fransa 1.801 Euro.
Türkiye 460 Euro.
Bu ülkelerdeki konut kiralarını inceledim ve alınan asgari ücretin 3'te biri ile konut kiralarının rahatça ödendiğini gördüm.
Kaldı ki, Avrupa ülkelerinde çalışanların sadece %5-10'u kadar asgari ücretli çalışanı vardır.
Oysa bizim ülkemizde bu oran, %45-50 seviyelerindedir.
Sevgili okurlarım şunu çok net olarak bilmenizi isterim.
Bu ülkenin kaynakları ve insan gücü konusunda daima karamsar tablo çizenler, kesinlikle vatan hainidir ve ücretli ajanlardır!
Zira sadece Toryum madeni ile, 4 bin yıl boyunca ülkemizin tüm enerji ihtiyacının karşılanması mümkün olabilmektedir.
Bu açıklamayı 2003 yılında Prof. Dr. Engin Arık hoca yapmıştı.
Ancak bu açıklamadan sonra 2007'de Arık hoca ve 5 bilim insanının bulunduğu uçak, Isparta'da düşmüş(bana göre düşürülmüş) ve sağ kalan olmamıştı.
Yani siz eğer milli iseniz ve ülkenizin bekası adına devrimci fikirler ortaya koyuyorsanız, kendinize bir mezar hazırlamanız gerekiyor.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü ortada bir "Milli devlet" anlayışı yoktur.
Milli devlet-Sosyal devlet, insanı her şeyin merkezine koyar ve önceler.
Bugün Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynakları ile çok rahatlıkla 90 bin lira asgari ücret verilir.
Peki, bunu işveren nasıl verebilir diye bir soru akla gelecektir.
İzah ettiğim gibi bunu işveren değil, büyük bir bölümünü devlet karşılayacaktır.
Nereden mi karşılayacak?
3 katrilyonluk maden kaynaklarımızın senyoraj gelirleriyle.
Yok, hala anlamadım diyorsanız, "Milli Ekonomi Modeli" tezini baştan sona okumanızı salık veririm.
Hadi eyvallah.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Asgari ücret 90 bin lira olmalı / 28.10.2025
- Bütçe değil nükleer bomba! / 27.10.2025
- Uyuşturucu satanı İDAM edin! / 21.10.2025
- Türkiye sistematik olarak çökertiliyor! / 20.10.2025
- ALS’li hastalara acil devlet desteği! / 15.10.2025
- Andımız yeniden okutulmalı / 13.10.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025
- Bütçe değil nükleer bomba! / 27.10.2025
- Uyuşturucu satanı İDAM edin! / 21.10.2025
- Türkiye sistematik olarak çökertiliyor! / 20.10.2025
- ALS’li hastalara acil devlet desteği! / 15.10.2025
- Andımız yeniden okutulmalı / 13.10.2025
- Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’ / 10.10.2025
- 2026’da asgari ücretli dilenecek / 06.10.2025
- Yalan üreteceğinize motor üretin! / 03.10.2025
- ‘Amerika’ adı Türklere aittir / 30.09.2025















































































