Hizmet mi? Soygun mu?

Başbakan büyük proje açıklama hususunda inanılmaz bir heyecana sahip! Bu heyecanın asıl nedeni masa üstü ile masa altı arasındaki “inceden” ilişkiler midir? Yoksa başka bir şey midir o bahsi diğer. Ve fakat bu nev’iden şaşalı projelerin “hizmet” üreten değil, “soyguna dönük” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bakınız geçen ay 3. Havalimanı ihalesini açıkladılar ve bunun için bir konsorsiyum 30 Milyar Dolar civarında bir bedelle yarışı kazandı. Başbakan ihalenin ardından “İstanbul cazibe merkezi oldu, ihalemize 30 Milyar Dolar verdiler” filan diyerek durumu epeyce köpürttü.  Hatta “Londra havalimanı, İstanbul havalimanın 2 katı yolcu taşıyacak olmasına rağmen işletmesi 12 Milyar Dolar’a verildi” diyerek İngiltere’ye de bir gol atmayı başardı. Anlayacağınız Başbakanımız müthiş iş kabiliyetleri nedeni ile kendileri ile guru duymamızı istediler! Peki, gerçek ne? Başbakanımız ile gurur mu duymalıyız? Yoksa şeytan bunun işin neresinde gizli? İstanbul havalimanı Londra’nın yarı yolcu taşıma kapasitesine rağmen nerede ise 2.5 katı bir bedelle nasıl ihale edilebiliyor? Londra’daki işletmeci iş bilmiyor da bizim iş adamlarımız mı çok akıllı! Yoksa ortada başka bir tezgâh mı var? Evet, ortada ballı mı ballı bir tezgâh var! İşadamları bu ihaleye bırakınız 30’u, 50 Milyar Dolar dahi verebilirler. Bu onları hiç gocundurmaz!  Nasıl mı? Şöyle oluyor… İhaleyi kazanalar işletecekleri havalimanından yolcu başına ayakbastı parası alıyorlar. Şayet siz ihaleyi verirken ayakbastı parasına vatandaşını koruyacak bir limit koymazsanız, havalimanını işletecek firma ya da firmalar bu parayı istedikleri gibi belirleyebiliyorlar! Yani ihaleyi 10 Milyar Dolar’a alsanız ayakbastı parası mesela 10 Dolar olacakken, 30 Milyar Dolar’a aldığınızda bu para 30 dolar oluyor! Nasıl olsa vatandaşın gidebileceği 2. bir ucuz havalimanı olmayacak! Karadeniz sahilinde açılan havalimanı bir tekel olacağına göre sizden ne istenirse vereceksiniz, başka şansınız yok, eğer uçmak istiyorsanız tabii… İlaveten yolcuyu koruyacak bir limit de belirlenmiş değil! Bu şartlar altında buyurun size 30 Milyar Dolar’ın sırrı! Daha pahalı bir uçuşla vatandaşın cebinden çıkacak 30 Milyar Dolar! Siz aslında o 30 Milyar Dolar’ı müteahhitten, müteahhidin kârından almıyorsunuz. 30 Milyar’ı “daha pahalı bir uçuş” olarak vatandaşın sırtına bindiriyorsunuz! Hikâye bu ve bizim cebimizden çıkacak paralar için Başbakan kendisi ile gurur duymamızı istiyor! Kanal İstanbul’u, 3. Köprüyü böyle değerlendirebilirsiniz! Bu tür şaşaalı projeler kapitalizme yem yapılmış 3. Dünya ülkelerinde ve diktatörlükler de görülür. Vatandaş oyalanır, zenginin faydalandığı projelerle gurur duyar ama kendisi bu hizmetin yanından bile geçemez! Zanneder ki bu projeler kendisi için yapılıyor? Oysa bu kabilden projeler de ihaleyi yapanın rantı vardır, soygun vardır, çevre tahribatı vardır, çok daha öncelikli, vatandaşa hizmet edecek işler vardır. Ama bunlara kulak asılmaz. Zannedersin ki hizmet geliyor. Aslında gidenin adı hizmettir.