logo
20 NİSAN 2024

Hükümetin suikast senaryoları

17.07.2012 00:00:00
“Bir gece, bahçeden gelen bir çıtırtı duydum. Ses, Reisin de dikkatini çekmişti. Bahçede çıtırtı çıkartabilecek herhangi bir hareketliliğin sensörler tarafından algılanması gerekiyordu. Oysa alarm çalışmamıştı. Bu durumun bir tek açıklaması vardı: Bahçeye kurduğum sistem devre dışı bırakılmıştı.
‘Geldiler!’ diye mırıldandım, kendi kendime: “Önceki teşebbüslerinin boşa çıktığını görünce, bu sefer işi ciddiye alıp, tim gönderdiler!” Yemek yapmakta kullandığım bıçaklardan en cesametlisini kapıp, koğuşun bahçeye açılan kapısında mevzilenmiştim. Çıtırtı şimdi koğuş kapısında başlamıştı. Sanırım kapıyı yokluyorlardı.
Öyle gerginim ki, çelik bir yay gibiyim. Son kez, göz ucuyla Reise bakıyorum. O gayet sakin, kollarını göğsünde kavuşturmuş, arkasına yaslanarak beni seyrediyor. Kapının sürgüsünü usulca geri çektim. Kapıyı aniden açıp, yaratacağım şaşkınlıktan yararlanarak, karşıma ilk çıkan, muhtemelen siyah giysili, kar maskeli elemanı haklayacağım. Elinden alacağım silahla da diğerlerine saldıracağım. İçimden üçe kadar sayıp, ‘Bismillah!’ diye haykırarak, hızla kapıyı açtım!
Bu hareketimin şaşkınlık yaratacağı konusunda yanılmamıştım. Karşımda, ne yapacağını bilemez halde donup kalmış bir tarla faresi, gözlerini kırpıştırarak bana bakıyordu. Bacaklarımdaki yayın birden boşaldığını hissettim. Fare ayağımın altındaydı.
Başımı içeri uzatıp, Reis’e seslendim: ‘Fareymiş!’
‘İyi...’ ‘Öldürüyorum!’ ‘...........’ “Ayağımı, nasıl bir hırsla bastırdıysam...”
Evet, heyecan! verici bu senaryoyu Tayyip Erdoğan için yazılan “Bir Liderin Doğuşu” kitabında Hasan Yeşildağ anlatıyor.
Kim Hasan Yeşildağ? Kısaca Erdoğan hayranı. Ama öyle sıradan bir hayran değil. Aşık, aşık…!
Bu Hasan Bey, Erdoğan hapis cezası aldığında, Reisle (Erdoğan’la) birlikte hangi hapishanede yatacağı konusunda bütün ihtimalleri gözden geçirirler. Pınarhisar Cezaevi kesinlik kazanır. Hasan Yeşildağ, önceden gidip cezaevini gezer. Yapılacak işlerin bir listesini çıkarır.
Yönetimden gerekli izinleri aldıktan sonra, kendilerine tahsis edilen koğuşu bir güzel temizletir. Duvarları kağıt kaplatır, zemine, boydan boya halı döşetir. Elektrik ve sıhhi tesisatı yeniler. Sıcak su temini için şofben taktırır. Koğuşun bahçeye ve koridora açılan kapılarını boyatıp, yalnızca içeriden açılabilen ilave sürgüler yaptırır. Çatıya manyetik bariyerler, bahçeye elektronik sensörler yerleştirir. Gerekli gördüğü kör noktalara kamera sistemi kurdurur…” (Aynı kitaptan)
Hasan Bey hayatının fedakarlığını (!) yapar Erdoğan için. Arkadaşıyla anlaşıp, sahte çek suçlamasıyla hüküm giyer ve Erdoğan’a koğuş arkadaşı olur. (aynı kitaptan) 
İşte bir liderin doğuşu böyle. Bir gece ansızın gelen bir ses. Keskin bir bıçak ve ayak altında dolaşan bir fare. Fareymiş… İyi… Öldürüyorum… Ayağımı nasıl bir hırsla bastımsa… İşte fedailik, İşte kahramanlık!…
Erdoğan’ın ekibi bu suikast senaryolarından ve oluşturduğu havadan etkilenmiş olacak ki, Bülent Arınç, şimdilerde de Hüseyin Çelik aynı senaryoyu hayata geçirdiler.
3 yıl önceydi. Bir Albay ve Yarbay, Arınç’ın evinin yakınlarında tutuklandı. Subaylar Arınç’a suikast için oradaymışlar. Hatta Arınç’ın evini ararlarken, polis yakalamıştı bu subayları ve tamda adresi yazdıkları kağıdı yutarken enselenmişti bu Albay ve Yarbay…
Medyada ne senaryolar üretilmiş, türetilmişti bir hatırlayın. Arınç, bu olayları iyice dramatize ederek anlatmıştı. Benim vatandaşım hem acıyarak, hem de sahiplenerek dinlemişti Arınç’ı.
Düşünsenize Yarbay ve Albay olmuş iki asker, suikast düzenleyecekleri hükümetin ikinci adamının adresini ezberlemekten aciz, kafasız. Daha ilginci, adresi yazdıkları kağıdı yutmaya kalkmışlar ve kahraman polis tam bu esnada enselemiş bu askerleri.
Sonra bir iddianame ve hakim kararı ile ev ve iş yerlerinin aranmasına…
Nerede görevli bu subaylar? Ordunun mahremi, sırlarının saklı olduğu kozmik odada. Bu arama kararını verenler malum odada yaklaşık bir ay arama yaptılar. Artık ne arıyorduysalar…
Hâkim bu zanlı subayları tutuklamadı. Serbest bıraktı. Kozmik odada yapılan arama ve orada nelerin olduğu, hangi bilgilerin alındığı ve nerelere dağıtıldığı veya saklandığı meçhul olarak kaldı.
Yani yargı süreci devam ediyor. Aradan üç yıl geçti. Arınç bile en az bizim kadar davanın sonucunu merak ediyormuş… Hadi hayırlısı diyelim…
Fesatlık olarak algılamayan ama kozmik odada görevli iki subay, Arınç’ın evi ve polis baskını ve kozmik odanın şifreleri. Sanki senaryo içinde senaryo var gibi geliyor…
Sonra hükümetin sözcüsü çıktı ve üniversitede iken Vali beni havaya uçuracaktı, dedi. Dönemin Valisi ve Emniyet Müdürü bu iddiayı yalanladı…
Bunlar paparazzi haberleri değil. İktidarın en tepesindekilerin gündemi… Bu senaryolar kitap olsa “en çok satanlar” listesinde birinci, film olsa reytingde birinci olurdu. Ama bu kahramanlar siyaseti seçtiler ve birinci oldular!v
 
Akın Aydın / diğer yazıları
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.